Doç. Dr. Birol ERTAN

Doç. Dr. Birol ERTAN

Adalet ve Eşitlik Kavramlarına...

Adalet ve Eşitlik Kavramlarına Yabancı Bir Örgüt Olarak BM 

Birol Ertan 
 

Dünyada büyük idealler ile kurulmuş, ancak dünyadaki eşitsizliğin ve emperyalizmin koruyucusu ve sürdürücüsü durumuna dönüşmüş bir uluslar arası kuruluş bulunuyor. Bu uluslararası kuruluşun adı Birleşmiş Milletler (BM). BM"nin üyeleri, uluslararası toplum tarafından kabul edilmiş olan egemen ve bağımsız devletlerden oluşuyor. 

Birleşmiş Milletler, 25 Nisan 1945'de San Francisco'da toplanan BM Uluslararası Örgütlenme Konferansı"nda hazırlanmış olan ve 26 Haziran 1945 tarihinde 51 ülke tarafından imzalanıp aynı yılın 25 Ekim"inde yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler Anlaşması ile kurulmuş konfederasyon biçimli bir örgüt. BM Anlaşması"na göre, örgütün amacı; “uluslararası barış ve güvenliği korumak, bu amaçla barışın uğrayacağı tehditleri önlemek ve boşa çıkarmak, saldırı ya da barışın başka yollarla bozulması eylemlerini bastırmak üzere etkin ortak önlemler almak, barışın bozulmasına yol açabilecek nitelikteki uluslararası uyuşmazlık veya durumların düzeltilmesini ya da çözümlenmesini barışçı yollarla, adalet ve uluslararası hukuk ilkelerine uygun olarak gerçekleştirmek olarak belirlenmiş.  

BM Anlaşması"nın 2. maddesi, BM örgütü ve üyelerinin, örgütün amaçlarına ulaşmak üzere 7 temel ilkeye uygun biçimde hareket edeceğini öngörmektedir. Bu ilkelerden birincisi nedir bakalım : “BM Örgütü, tüm üyelerinin egemen eşitliği ilkesi üzerine kurulmuştur.”  

Yukarıdaki ilkeler, her gün dünyanın bir bölgesinde ihlal ediliyor. Afganistan ve Irak işgal edildi, BM"den tıs çıkmadı. Lübnan ve Filistin"deki çatışmaların ve ölümlerin sürmesine karşın, BM hiçbir şey yapamıyor. Afrika"da doğal kaynaklar emperyalist ülkelerce sömürüldüğü halde, her gün insanlar açlık ve salgın hastalıklardan ölüyor, BM"nin çıtı çıkmıyor.  

BM Anlaşması"nın İkinci Bölümü"ndeki Üyeler kısmına şöyle bir hüküm konulmuş : “Bu Antlaşmada belirtilen İlkeleri ısrarla çiğneyen Birleşmiş Milletler üyesi bir devlet, BM Güvenlik Konseyi'nin tavsiyesi üzerine Genel Kurul tarafından örgütten çıkarılabilir.” Dünyada gelişmiş ülkeler bu ilkeleri defalarca ihlal ettiler ve ihlal etmeye devam ediyorlar. BM"nin ses, çıkmıyor. BM Anlaşması"nın Güvenlik Konseyi başlıklı V. Bölümünün 1. maddesine göre; BM Güvenlik Konseyi, BM'nin 15 üyesinden oluşur. “Çin, Fransa, Rusya, İngiltere ve ABD, Güvenlik Konseyi'nin sürekli üyeleridir.”  

BM örgütünün temel ilkesini de hatırlayalım: BM Örgütü, tüm üyelerinin egemen eşitliği ilkesi üzerine kurulmuştur. Eşitlik üzerine kurulu bir yapıda, nasıl olur da 5 üye, Örgütün en üst organında daimi üye olabilir. Eşitlik, adalet, hukuk ve barış adına bu eşitsiz durumu açıklayabilir miyiz ? Birleşmiş Milletler, dünyada olup bitenlere karşı gözlerini kapamış biçimde derin bir uykuya dalmıştır. Dünyanın çeşitli bölgelerinde saldırgan ve emperyalist ülkeler sömürgeci ve işgalci tavırlarını sürdürürken BM, Kıbrıs konusuyla uğraşıyor. 

Kıbrıs adasında Türklerin katliamlarla yok edilmeye çalışıldığı 1974 öncesinde tribünlerde seyirci olan Birleşmiş Milletler, iki farklı ulusu ve devleti tek bir devlet çatısı altında Rum azınlık lehine olacak biçimde birleştirmek için tribünlerden indi. Önce tehditler, şantajlar, ödüller ve vaatlerle Annan Planı"nı gündeme getirdiler, çok sevdikleri Rumlar BM planını çöp sepetine attı. Hala yılmadılar, yeni bir plan hazırlayacaklarmış. Buna söyleyecek bir söz vardır : Adın mülayim, sert olsan ne yazar 

Ülkemizde “sözde” halktan, emekten, özgürlükten yana olduklarını ilan eden partiler ve örgütler, dünyada eşitsizliğin sürdürücüsü, evrensel adaletin çiğnenmesine göz yuman, emperyalist ülkelerin borazanını öttüren BM"nin hazırlayacağı yeni bir teslimiyet planını dört gözle heyecan içinde bekliyor. Irak"ta ve Afganistan"da milyonlar, Filistin"de çocuklar, Afrika"da açlar, Bosna"da yetimler, dünyanın anti-demokratik rejimlerinde halklar Birleşmiş Milletler"in yolunu gözlüyor. Ancak, BM"nin çok daha acil bir işi var:  Kıbrıs adasında KKTC isimli Türk devletini ortadan kaldırmak.  

Şunu açık biçimde görmek durumundayız: BM"nin bugün için hiç bir inandırıcılığı ve güvenilirliği yoktur. Eşitsiz üye yapısını barındıran BM Güvenlik Konseyi daimi üyelik sistemi, sıkı ABD kontrolü, pasifist pratiği, kendi binalarının bombalanıp çalışanlarının öldürülmesini bile tepki gösterememesi, son yıllarda barışa yönelik zamanında müdahale edip anlaşmazlıkları çözümleyememesi ve emperyalist güçlerin uzantısı bir örgüte dönüşmesi; BM"nin inandırıcılığının sonunu getirmiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar