Mustafa KÖKSAL

Mustafa KÖKSAL

TAKIMIN İYİ OLDUĞUNU HERKES BİLİYOR- M.CAN DENEN ORDU AŞIGI DELİKANLI…

TAKIMIN İYİ OLDUĞUNU HERKES BİLİYOR.

Bu takımı zor zamanda alan, sıkıntılı günleri yönetimi ile geçiren, talihsiz bir şekilde üç tane hoca ile istemesede çalışmak zorunda kalan sayın başkanın, Erciyes maçı sonrası sıkıntısı ve üzüntüsü ile karışık bu takıma güven duyan sözleri etmesi, destek olması ne kadar doğru ise, takımın durumuda o kadar gerçek, bir o kadar da düşündürücü..

Takımın kadrosuna baksın herkes. Sayın başkan ve yönetimi bu kadroyu kurayım dese kuramaz. Ama şans, kısmet. Sporcular Orduspor"u tercih edip buraya geldiler. Hepside birbirinden iyi oyuncular.

Takım olmak, bir arada oynamanın ne olduğunu bilmek sporcunun profosyonelse zaten işi, ama onları yürek bağı ile bir arada tutmak, önce hocaların sonrada yönetimin işi.

Başkan ne diyecekti; “ ben hocama güvenmiyorum mu”? Güvenecek tabi. Onlarca teknik adama tercüman olmuş bir isim sayın Akcan, hepsinin dudak ucundan bir cümle kapmış olmalı. Hocalıkta yaptı zaten. Ama başarılı oldu olmadı, ekibi var, yok, o sorun bizim değil.

Orduspor yönetimi de hocaların talhsizliklerinden bıktı usandı. Atsan atılmıyor, yollasan olmuyor.

Güvenipte her daim moral vererek haftaları bir bir atlayan başkanın durumuda bence çok zor. Herkese , onca borca rağmen bu takımı kuran bir insanın, liğde iyi neticeleri beklemesi hakkı.

Fakat olmayınca olmuyor. Bu hafta erkesin gönlünde yatan galibiyet, ama inanın takım olarak nasıl bir kadro yapacak hoca diyide tırstım. Ya Erciyes maçındaki gibi bir kadro da ısrar ederse!

Dardaneli bekleyelim, çıkıp yenelim, sondan ikinci olmak gibi bir enkazdan kurtulalım. Başkan da sevinsin, taraftarda. Yoksa bukadar bol bir takım kadrosunda onbiri acaip bir şekilde yapan insanların, bende oluşacak güvenleride eksiye düştü.

Çünkü burda görevini yapan yalnızca,” yönetim, taraftar ile basın”. Gerisine dürt gitsin…

   M.CAN DENEN ORDU AŞIGI DELİKANLI… 

                 Merhaba. En son seninle canım kardeşim, rahmetli Atilla"nın cenazesinde olduk sanırım. Biliyorum, dostlar bazen  ya düğünde yada cenazede bir nefes kadar yakın olabiliyor  sevgili Can. Ben sizlerin yorumlarını ve oralardan vatana doğru salladığınız kalemin  sıcak cümlelerini okuyunca mutlu oluyorum. İyi ki elimizde bir Computer varda yazıp duruyoruz.

              Aslında Avusturya"da  bir dostum var. Onu da yine yıllar sonra buldum. Okul arkadaşım. Bingöllü. Adını yazamıyorum kusura bakma. Bir de bizim Apo var oralarda. Kardeşim,  Zafere yaz dedik, İşi varmış yazamayacağını bildirdi. Sende onun kadar sıcak kalem ucuna sahipsin. Bakma bizim yazdığımız bu çarpuk çurpuk cümle alemimize, sen yaz ki, bizimde sayfalarımız düzelsin.

              İyi olmaz mı? Oralardan, işlerden, şehirden, aile yapısından, gençlerin yaşam felsefelerinden, hükümetin insana verdiği değerden,  spordan bahseder, bizlerde feyz alırız, kötümü olur? Avusturya ile Türkiyenin gerçek dünyadaki yerini bize anlatırsın..

              Hayat her zaman istediğin kadar seni alıp hayalindeki yaşamına götüremiyor. Bir yerler de , yaslı yada sıkıntılı bir dudak sancın olmuyor değil, ama yinede sen bilmediğin bir sona doğru hep gidiyorsun. Kimi gurbette, kimi anavatanda.

               Bazen zaman dursada, ben geriye doğru hızla koşsam diyorum. Sende de oluyormu Can kadeş? Özlüyorum herşeyi, en çokta eskiyi. Daha güzeldi. Bu kadar teknoloji yoktu, ama sımsıcak arkadaşlık, beraber gezmeler, oyunlar, aşklar, okuldaki macera dolu anılar vardı. Şimi ise, bir televizyon, bilgisayar, cep telefon ile diziler var..

                O yüzden kısa olsada her kelimeniz beni size doğru sizide bize doğru getiriyor. Adınımı soruyorsun kardeşim, bunun adı “Hasret”. Sende de var, diğer gurbet kuşlarında da, hepinize selam.

Önceki ve Sonraki Yazılar