Doç. Dr. Birol ERTAN

Doç. Dr. Birol ERTAN

RENKLİ DEVRİMLER

 

 

RENKLİ  DEVRİMLER 

Dünyada değişim ve dönüşümün hız kesmediği bir yüzyılda emperyalist saldırganlığın bütün ulus-devletleri tehdit ettiği kritik günler yaşıyoruz. Bu sürecin sonunda dünyanın nereye gidileceği, demokrasi ve insan haklarının sembolik görüntülerinin altında ne gibi totaliter unsurların yeşertileceği, kitlelerin nasıl uyutulup toplumların ve beyinlerin hangi yöntemlerle teslim alınacağını bilemiyoruz. Soğuk Savaşın bitiminin ilk yıllarında dünyanın tek kutuplu bir noktaya gittiğini savunanlara karşın, çok kutuplu bir dünyaya doğru hızla adım attığımız netleşmeye başladı. Şiddet kullanımının ve kaba güç gösterisinin yaygınlaştığı ve küresel kaynaklı yerel savaşların kaçınılmaz olduğu günlere doğru hızla sürükleniyoruz. Bu süreçte, Yeni Emperyalizm, hiçbir ideolojik kılıf ardına saklanmadan ülkeleri işgal etmeye, kitleleri kıyıma uğratmaya, uluslararası hukuku tamamen rafa kaldırmaya kararlı görünüyor.  

Yeni dünyada kaba güç, uluslararası alanda hukuk ve düzeni yeniden yaratıyor. Emperyalizme bağımlı yarı-demokrasiler üretilerek ülkelerin ve halkların kaynakları sömürülmeye devam ediyor. Renkli Devrimler ile ortaya çıkan Yeni Emperyalist politikalar, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki yeni işgal projeleri ile yeni bir boyut kazanmaya başladı.   

İki kutuplu dünyanın egemen olduğu Soğuk Savaş dönemi sonrasında Orta ve Doğu Avrupa coğrafyası ile Kafkaslarda bir dizi yönetim değişikliği ile Renkli Devrimler yaratılırken, bugünlerde ise Kuzey Afrika ve Orta Doğu’da yeni bir yapılanma meydana gelmeye başladı. Bu süreç, Yeni emperyalizmin saldırgan tavrının bütün ulus-devletleri tehdit altına aldığı yeni ve kritik bir döneme girdiğimizin kanıtıdır.  
 

Renkli Devrimler 

Soğuk Savaş sonrasında eski sosyalist ülkelerde gerçekleştirilen Renkli Devrimler, bugün yeni kıtalara ve yeni ülkelere yayılmaya devam ediyor. İlk olarak 2000 yılında eski Yugoslavya Cumhuriyeti’nin çekirdeği olan Sırbistan ile başlayan süreç, 2003 yılında Gürcistan, 2004 yılında Ukrayna ve Romanya, ardından 2005’de Lübnan ile devam etti. 2005 Martında Kırgızistan’da yapılan yönetim değişikliği ile süren Renkli Devrimler süreci, Rusya, Özbekistan, Ermenistan ve Azerbaycan gibi bazı ülkelerde ise şimdilik başarısızlığa uğramış görünmektedir.  

Gürcistan’da “Gül Devrimi”, Ukrayna’da “Turuncu Devrim” ve Kırgızistan’da “Lale Devrimi” ile başlayan Renkli Devrim sürecinin bugünlerde Kuzey Afrika ve Orta Doğu’daki post-modern işgallere olanak tanıyan planlanmış halk hareketleri ile sürmesi karşısında, emperyalizmin yeni projeleri üzerinde düşünce üretmenin ve karşı planlar yapmanın zamanı geldiğini düşünüyorum.  

Eski sosyalist ülkelerdeki, renkli Devrimler ve diktatörlüklerle yönetilen kabile örgütlenmelerine dayalı anti-demokratik sistemlerin savunuculuğunu yapacak değiliz. Dünyada değişimin ve dönüşümün kaçınılmaz olduğunu biliyoruz. Ancak, bu değişim ev dönüşümün emperyalist projeler biçiminde denetlenerek biçimlendirilmesi projeleri karşısında da düşüncelerimizi ve kaygılarımızı ifade etmek durumundayız.  

Soğuk Savaş sonrasında emperyalizm güdümüne sokulacak ülkelerdeki model, Renkli Devrimler iken, bugün yeni bir post-modern biçimlendirme süreci yaşıyoruz. Bu süreçte, yeni sistem modellerini, Ilımlı Demokrasi olarak isimlendiriyorum. Bu kavramı ileriki paragraflarda açıklayacağım. 

Hedefteki Ülkeler 

Petrol ihraç eden ülkeler arasında Libya, Irak, İran, Suudi Arabistan, Kuveyt, Venezuella, Katar, Endonezya, Ekvador, Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir, Nijerya, Gabon ve Angola gibi ülkeler yer alıyor. Bu ülkelerden yaklaşık yarısı, emperyalizmin hedef tahtasına asılmış durumda. Yakın zamanda ise diğerleri sıraya gireceklerdir.  Bu ülkeler dışında, jeo-stratejileri vazgeçilmez olan bazı ülkeler de yeni-emperyalizmin hedefinde olmaya devam edecek. Bunlar arasında Türkiye’nin de bulunduğu bir gerçektir. 

Orta Doğu’daki yeniden yapılandırma çalışmalarının arkasında ne olduğu açığa çıkmaya başladı. Orta Doğu, dünya petrol rezervlerinin % 65’ine sahipken, petrol tüketiminde bu ülkelerinin esamisi bile okunmuyor. Dünya petrol üretiminin dörtte birini Suudi Arabistan gerçekleştiriyor. İran, Kuveyt, Irak ve Suriye ve Libya’yı da içine katarsanız, bu oran çok daha önemli hale geliyor. Peki, petrol üreten ve ihraç eden bu ülkelerde demokrasi, insan hakları ve siyasal istikrarın olmamasının nedeni ne olabilir? Batı emperyalizmin desteğiyle ayakta tutulmuş olan bu ülkelerin bazılarında, emperyalist çıkarlarla uyumlu olmayan yönetimler ortaya çıkınca, demokrasi için bu ülkelere müdahale bahanesi altında saldırılar ve yeni savaşlar başlatıldı. Oysa, bu topraklarda demokrasinin olmamasının gerçek nedeni, batı emperyalizminin ta kendisiydi. 

Renkli Devrimler nasıl yapılıyor?

 
Renkli Devrimlerin ortaya çıkışında Sırbistan, Ukrayna, Gürcistan, Kırgızistan gibi ülkelerde aynı süreçlerin yaşandığı görülmüştür. Peki, bu ülkelerde emperyalist çıkarlara uyumlu yönetimler inşa etme sürecinde benzerlikler gösteren yöntemler ve uygulamalar neler olmuştur?
 

Sırbistan’da renkli devrimin sembolü siyah-beyaz sıkılmış bir yumruk iken, Ukrayna’da aynı sıkılmış yumruğun rengi turuncuya dönüştürülmüş, Gürcistan’da ise sıkılmış yumruğun rengi pembeye boyanmıştır.

 
Renkli devrimleri yaratmak için bir dizi strateji ve taktik uygulamaları  izlenmiş ve hemen hemen her ülkede bu yöntemler kullanılmıştır. Bunları kısaca özetlemeye çalışırsak;
 

  • Batı hayranı  işbirlikçi bir basın-yayın organları bloğunun oluşturulması
  • Renkli Devrime öncülük edecek eğitimli ve genç devşirmelerin yetiştirilmesi
  • Renkli devrim öncesinde muhalefetin bir lider ve dış destekli bir siyasal hareket etrafında bütünleştirilmesi, diğer muhalefet odaklarının satın alınması, satın alınamazsa tasfiye edilmesi,
  • Muhalefet hareketlerinin yaygınlaştırılması ve geniş katılımlı gösteriler örgütlenmesi konusunda uluslararası sivil toplum örgülerinde çok sayıda genç liderin eğitilmesi ve finans desteği ile teşvik edilmesi ve her anlamda desteklenmesi
  • NED, IRI, Albert Einstein Enstitüsü (AEE), Freedom House gibi ABD denetimindeki örgütlerle muhalif hareketlere, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın denetimindeki USAID ve BM Kalkınma Kurumu olan UNDP tarafından mali ve stratejik destek verilmesi (örneğin NED, 6 kıta ve 90 ülkede bu faaliyetleri yürüttüğünü kendi internet sayfasından duyurmaktadır)
  • Toplum mühendisliği çalışmaları ile yeni tür protestolar, tiyatro ve sinema etkinlikleri, halk konserleri, mitingler düzenlenmesi ve bu etkinliklerde motive edilen genç kitlenin protesto gösterileri için meydanlara yığdırılması
  • Facebook ve twitter gibi internet üzerinden belirli merkezler denetiminde yaygın ve geniş bir kitle iletişim aracı yaratılması ve iletişim aracılığıyla kitlelerin yönlendirilmesi ve eğitilmesi
  • Renkli Devrimlerin propagandasını yapan iletişim örgütleri, tv, radyo, internet siteleri oluşturulması, gazete ve dergi çıkarılması ile her türlü propaganda aracının yaratılması ve kullanılması.
  • Muhalefetin bir siyasi hareket ve güdümlü bir lider etrafında birleştirilmesi ve uluslararası sivil kuruluşların katkısıyla gösteri ve emperyalizmin gözden çıkardığı yönetimlere karşı protestoların organize edilmesi
 

Renkli Devrimin Sponsorları 

Renkli Devrimlerin kimler tarafından organize edildiği, kimler tarafından desteklendiğiyle yakından ilişkilidir. Özellikle finans desteğinin kimler tarafından yapıldığı, bu konuda önemli ipuçları vermektedir. 

Renkli Devrimlerin sponsorları; George Soros fonları, National Endowent for Democracy (NED), BM Kalkınma Programı olan UNDP, IRI, bütün bunlara kaynak sağlayan ABD Dışişleri Bakanlığı’na bağlı USAID ve diğer ABD istihbarat örgütü denetimindeki uluslararası örgütlerdir. Bütün bu örgütler, ABD tarafından ve özellikle ABD istihbarat örgütlerince denetlenmekte, yönlendirilmekte ve yönetilmektedir. 

Yeni Renkli Devrimler Bekleniyor mu?

 

Dünyada Soğuk Savaş sonrasında değişim ve dönüşüm süreci hızla yaşanırken, bazı ülkelerde emperyalist güçlerin işbirliğinde bazı yönetim değişiklikleri gerçekleşti. Bunlar, Gürcistan, Ukrayna Romanya gibi ülkelerdi. Bazı ülkelerde renkli devrim inşa süreçleri başarısız oldu. Ancak, emperyalist projeler pes etmek bilmezler. Gerek başarısız olduğu ülkelerde ve gerekse de yeni ülkelerde yeni devrimler için planlar yapılmaya ve yeni projeler yürürlüğe koyulmaya devam ediyor. Bu süreçte, Orta Doğu ve Kuzey Afrika, emperyalist güçlerin yeni hedefi olarak gündeme gelmiştir.  

Ayaklanmaların gerçekleştirildiği Kuzey Afrika ve Orta Doğu ülkelerinde, Kafkaslarda ve Doğu Avrupa’da bazı ülkelerinde Renkli Devrim çalışmaları sürdürülmektedir. Mısır, Yemen, Tunus, Libya ve Suriye, yeni devrimler için çalışmaların yoğun olarak sürdüğü ülkelerdir. Libya’da daha fazla zaman kaybetmek isteyen küresel güçler, ülkeyi işgal etme planlarını yürürlüğe koymuş ve NATO’yu da bombardımanlar yoluyla devreye sokmuş durumdadırlar. Bunlar dışında renkli devrim inşasının hedefi olan diğer ülkeler ise Azerbaycan, Ermenistan, Beyaz Rusya, Tacikistan, Kazakistan ve Kırgızistan’dır.  

Stratejik bir konumu bulunmayan ya da zengin doğal kaynak rezervleri bulunmayan ülkeler, ilk planda renkli devrim projelerinin hedefinde değillerdir. Çünkü, yeni-emperyalist projede hedef, bu ülkelerin kaynaklarından ya da jeo-stratejilerinden yararlanmaktır. Emperyalist güçlerin yararlanacağı kaynaklar yoksa, o ülkede devrim gerçekleştirmenin ne anlamı olabilir? 

Sonuç 

Renkli devrimler inşa etme süreci, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki yeni emperyalist projeler ile yeni bir boyut kazanmıştır. Bu sürece yönelik aydın tavrı, totaliter yönetimleri ve diktatörlükleri desteklemek asla olamaz. Bu açıdan, milletlerin kendi kaderini tayin hakkı doğrultusunda bağımsızlık mücadelelerinin ve iç dinamiklerden kaynaklanan demokratikleşme çabalarının desteklenmesi gerektiğine inanıyorum. Ancak, ülkelerin ve halkların doğal kaynaklarının başka ülkelerce sömürülmesi anlamına gelen emperyalist projelere karşı çıkmak ve bu planları açığa çıkarmak ise her aydının kaçınılmaz tarihi görevlerinden birisidir.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar