Referandumda oyum EVET olacaktır…

Bu hükümet bu tasarıya yasallaştırmak için Mecliste yırtınırken ben bu fikrimi açıkladım. Sivil anayasa hakkımız dedim. 1980 yasası Darbe anayasasıdır. Darbeciler hazırlamış, milletin önüne sunmuş. O günün şartlarında da millet gidip evet oyu vermiştir. Nasıl verdiğini hepimiz biliyoruz. Yaşadık.

Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karara olumlu buluyorum.

Paketin içinde önemli değişik ve iptal söz konusu değil.

Mahkeme taslağı ve içeriği aynen kabul etmiş.

Ancak çok ufak tefek ince ayrıntıları ortadan kaldırmıştır.

Kaldırdığı o ayrıntılarda taslağa gölge düşürmez.

Çıkan değişimleri engellemez.

Bu haliyle çok da önemli iptaller ve değişimler söz konusu değildir.

Ben daha önce de bu hususta fikrimi, düşüncemi, tavrımı ortaya koymuştum.

Halen o çizgideyim. Net. Arı duru.

O yüzden AYM kararı bizim fikrimiz ve tavrımızda olumsuz bir değişikliğe sebep olmamıştır.

Aksine daha da olumlu bakmamıza sebep olmuştur.

Verilen karar çıkan tasarı ve paketin ne denli meşru olduğunu da gözler önüne sermiştir.

Biz o zaman açık tavrımızı koyduk diye bazı arkadaşlar ve çevreler ‘niye böyle yaptınız, neden destekliyorsunuz, yanlış yaptınız, bu tasarı doğru değil… v.s.’ gibi söylemlerde bulundu ve tepki göstermişlerdi.

Bakın biz haklı çıktık.

AYM bu haklılığımızı tasdik etti.

Sivil anayasa hepimizin hakkı idi…

Oraya buraya çekerek işi sulandırmaya gerek yoktu. Ben 1980 Anayasasının bizi, ülkeyi ne hale getirdiğini en iyi bilenlerdenim. Hiç hikâye anlatmasınlar. Herkes otursun bir düşünsün. 1980 den bu yana 30 yıl geçmiş. 12 Eylül anayasası ne getirmiş, ne götürmüş? Bunu düşünürken yanlı değil yansız düşünsün.

Eğer bir yan olacaklarsa Milletten, devletten, yaşamdan yana olsunlar.

Ekonomik, sosyal, siyasal, doğal, sanatsal, kültürel her alanda 80 anayasası çok şeylerimizi yok etmiştir.

O yüzden biz sivil anayasaya destek olduk.

İçindeki bir iki yanlışın düzelmesi gerekirdi, o da düzeldi.

Başta da söyledik.

Düzelse de düzelmese de oyumuzun rengi EVET idi..

Yine EVET…

Referandumda EVET oyu kullanacağım.

Ve sözümün geçtiği her yerde de bunu dillendireceğim.

Her siyasi söylemde ağzından halk, millet düşmeyenler niçin milletin vereceği karardan rahatsız oluyorlar bunu da anlamış değilim.

Daha önce söyledim, bazı siyasiler AĞAÇ gibidir. Uzaktan bakınca, boylu, poslu, yakışıklı görürsünüz de, yanına gelince bildiğiniz tanıdığınız ODUN’dur…

Biz egemenlik diyorsak o Egemenlik milletin elinde olmalı.

Halktan kopuk hiç bir şey olmaz.

Halkımız en iyisini doğrusunu bilir.

12 Eylül’de de en iyi kararı verecektir.

Bende bu halkın bir ferdi olarak oyumun rengini açıklıyorum. Daha öncede üç kez söylediğim gibi yine açıklıyorum.

EVET diyeceğim.

Sivil demokratik düzenden yanayım.

Ancak yine söylüyorum.

Allah’ını, kitabını, devletini, milletini sevenlere sesleniyorum.

Seçimler gelmeden Siyasi Partiler Yasasını da değiştirin.

Siyasi partiler yasası doğru değil.

Demokratik değil.Çoğulcu değil. Bölüşümcü değil. Paylaşımcı değil. Özerk değil. Daha ne diyeyim?

Bu siyasi partiler yasası ve ona bağlı siyasi partiler tüzükleri ile DEMOKRASİYİ tam tecelli ettiremezsiniz.

Bu millete bir iyilik yapacaksanız, o siyasi partiler yasası ve seçim sistemini baştan aşağı yenileyip, tam demokratik hale getirmelisiniz.

Lider sultaları, egemen güçler, parası olanlar, mevki ve makamı sayesinde bir yere gelenler ile hak edipte gelemeyenler arasındaki o eşitsizlik ve haksızlık ortadan kalkmalıdır.

MUSTAFA GÖKTAŞ

[email protected]

0.532. 282 29 91

GAZETECİ- YAZAR VE İKTİSATÇI

ÇEVRE VE TÜKETİCİ HAKLARINI KORUMA DERNEĞİ (ÇETKODER)

GENEL BAŞKANI