Olmak ya da olmamak
Ne zaman dövülen bir gazeteci görsem,gazeteci olmak istemişimdir. Kocasından dayak yiyen kadının ağabeyi olmak isterim hep,dövülen her kadın bacımmış gibi dokunur bana,asabım bozulur.
OLMAK YADA OLMAMAK
H.Hakan Gazioğlu
Ne zaman dövülen bir gazeteci görsem,gazeteci olmak istemişimdir. Kocasından dayak yiyen kadının ağabeyi olmak isterim hep,dövülen her kadın bacımmış gibi dokunur bana,asabım bozulur.
Cezaevinde mahkumların çaresizliğinden kendine ağalık zemini yaratan zorba gardiyana diklenen, mahkumun hakkını arayan başka bir gardiyanolmak istemişimdir.Ve o gardiyan bilir ki; cezaevleri cezanındeğil,sistemin öyle yada böyle mağdur ettiği insanımızın aynı zamandaeğitildiği ve topluma kazandırıldığı yerdir diye düşünür.
Daha neler sayabilirim size; mesela paragöz okul müdürüne meydanokuyan öğrencisini ülkesinin geleceği olarak gören bir öğretmen olmakistiyorum,okul-aile birliği adı altında velilerden sözde yardımparaları toplanırken.
Ya da özel hastanelere karşı çıkıp, emekçi halkıiçin devlet hastanesinde yüzlerce hastaya "müşteri olarak görmeden"bakan bir doktor olmak istiyorum, Özel Umut Hastanesi Ordu'nun en iyidoktorlarını satın alırken. Veya parası olmayan hastayı tedavi ettiğiiçin işten atılan doktorun yerine patronuna sağlam bir kafa atmakistiyorum.
Aklıma gelmeyen ve benim her haksızlık durumunda olmak istediğimneler var neler.Saydıklarımı düşününce bunları anlatan en az ikişer tvdizisi var ülkemizde.Ama o dizilerin hepsinde çürümüş,halkı sadececahiller toplamı sanan,kendinden güçlüye biat etmiş karakterler var neyazık ki.Halktan yana olmak,haksızlıklara karşı olmak ne yazık ki çokuzak, ütopik şeylermiş gibi sunuluyor.
Tatar Ramazan'nın haksızların dümenine karşı durup ta "ben bu oyunubozarım" diyen meydan okumasının yerine artık en yakın arkadaşını"keklemek" , "yırtmak, köşeyi dönmek" ya da "yolunu bulmak, gemisiniyüzdürmek" sanki insanlık değeriymiş gibi bizlere sunuluyor. 80'lerden bu yana serbest piyasa ideolojisinin kuşatmasında yaşayanTürkiye toplumu artık çürümeye yüz tutmuş durumdadır.
Adam sende- cilik,köşe dönme-cilik toplumun artık temel davranış kalıbı halinegelmiştir.Kapitalizm ülkemizde daha yıkıcı hale gelip çürürken onuortadan kaldıracak emekçi toplumumuzu da zehirlemektedir. Bizim ise artık; ülke değerleri yağmalanır,işçi sınıfı özeleştirmelerle sömürünün kıskacında kıvanırken,ülkemizin hastaneleri-okulları satılıp parası olana hizmet verilirken bir tercihte bulunmamız gerekiyor.
Olmak ya da olmamak bizim tercihimizdir. Biz ya haklıdan, doğrudan yana olacağız ya da olmayacağız bütün mesele budur. Açıktır ki bu tercihte doğru seçimi yapmadıkça ne yazık ki bizde bu adaletsizliğe ortak olacağız. Özel hastanede çalışıp laikliğin tasfiyesine kızan doktor suçlu olduğunu bilmelidir.
Cumhuriyetin geleceğinden endişeye düşen özel dershane sahibi emekli öğretmen bu kötü gidişte payı olduğunubilmelidir. Haksızlılara ses çıkartmayan herkes suçlu olduğunu bilmelidir. Dahası yukarıda ki empatiyi kuramayanlar insanlıkdeğerlerinin çürüdüğünü anlamalıdır.
Türban üniversitelere girsin diyenler,Türbanla üniversitelere paralıeğitimin girdiğini görmelidir.Yada Türbana özgürlük lafzının ardındaki sermaye tarikat emperyalizm ilişkilerini görmeliler.Görmelilerve burada tercih yapmalılar.
Türkiye'nin her yerinde her sektöründe iyi insanlar tercihyapmalılar.Olmak ve olmamak insanımızın önünde ki en hayatitercihdir.Şimdi soruyorum size hangisi oluyor hangisi olmuyorsunuz ?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.