Kazım KANAT'ı kaybettik
Türk Spor basının önemli ismi, usta gazeteci Kazım Kanat hayatını kaybetti.
Geçtiğimiz günlerde Zatürre tanısıyla Vehbi Koç Vakfı Hastanesi'ne kaldırılan Kazım Kanat solunum yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti.
Bir süredir zatürre teşhisiyle hastanede tedavi gören Sabah gazetesi yazarı Kazım Kanat, solunum desteği ve antibiyotik tedavisi görüyordu.
Hastaneden henüz bir açıklama yapılmazken, Kanat'ın ölüm haberi ailesini derinden yaraladı. Babasının ölümüyle yıkılan Mesut Kanat, annesi Sevinç Kanat ile birlikte hastane önünde uzun süre gözyaşı döktü.
Basın mensupları, vatani görevini yaptığı birliğinden izin alarak
İstanbul'a geldiği öğrenilen meslektaşları Mesut Kanat'a sarılarak teselli etmeye çalıştı.
Son yazısı
Usta gazeteci Kazım Kanat'ın Sabah Gazetesi'ndeki son yazısı...
"Başımı alıp gittim de ne oldu!
Hikâyenin sonu şöyleydi: Hani doktorlar, kanser tedavim için beni hastane odasına mahkûm etmişlerdi ya... Ben de başımı alıp Bodrum'a gitmiş, hayatımı bir yelkenlide geçirmeye başlamıştım ya...
Harika bir yazdan sonra bir otelde kaldım. Klimayı açıp, keyif çattım. Sonrası ne oldu? Ne olacak, kuyruğu bacaklarımızın arasına kıstırıp, hastaneye geri döndük. Hem kanser hem de zatürree olmuşum. Kanseri yendik! Zatürreede dalga geçtik! Ama... Aması şurada... Anlatayım...
Kanseri bir kez daha yenmenin mutluluğunu yaşarken, mutsuz oldum. Bodrum'da cehennem gibi sıcakta ilk kez bir şey yaptım. Eşim Sevinç için yaptırdığım klimayı çalıştırdım, karşısında uyudum. Sonuç felaket! Bir süre sonra nefes alamaz, yürümekte zorluk çeker oldum. Oğlum Mesut'un yemin töreni için gittiğim Kars'ta yüksek rakımda kötü oldum.
Hikâyenin şimdiki sonu şöyle; ciğerlerime klimadan dolayı virüsler girmiş, mantarlar oluşmuş. Sürekli antibiyotik ve oksijen tedavisiyle ben değil, doktorlar savaşıyor. Komik olan da şu: Bir mantarı yenmek, kanseri yenmekten biraz zor olacak. Okurlara! Kimsenin moralini bozmak istemem. Hele benim, kanser yoldaşlarımın asla... Zaten onlara güzel haberlerim var. Kanseri 'akıllı bomba' ismi verilen bir ilaçla yendim. Elim kalem tutunca söz, her şeyi yazacağım. Biraz sabır ve anlayış, lütfen. Biliyorum ki ben sizler için umudun umuduyum! Teslim olmak yok, geri çekilmek yok. Savaşa devam!
Sevgili okurlar! Ne zaman iyileşirim bilmiyorum. Tek bildiğim şey, yazabileceğim an yazacağımdır.
Özel mesaj: Bu, hastane odasından yazılan belki de çok duygusal, belki de okurları ilgilendirmeyen mesajdır. Bu mesaj benim her zamanki dostum Hıncal ustaya. "Beni niye aramadın?" deme. Ama sana ulaşmam ancak bu şekilde oluyor. Ulaşsam bile konuşamam ki! Hıncal ağabey, bir aydır, hastayım kimselere söylemedim. Şu zor günlerimde kırıcı ve incitici söz ve yazıların (Benim üzerimden, benim iyileşmem için çırpınan Genel Yayın Yönetmenim Ergun Babahan'ı eleştirmen de şık değil) beni ve seni sevenleri çok üzüyor. "Kardeşim," dediğin Kazım'ı 40 yıldır binlerce yazısından tanırsın. Bilirim seversin de... Bir söz için bana düşman oldun. Ricam şudur; şimdilik biraz bekle, lütfen. İyileştikten sonra o kırıcı ve incitici eleştirilerini yapmaya devam edersin. O zaman bile tek kelime söylemem! Öyle değil mi Öcal ağabey, Haşmet kardeş? "
Kazım kanat kimdir
Öğretmen Mehmet ile Ayşe Kanat'ın dört çocuğundan biri. Liseyi İskenderun'da, Gazetecilik Okulu'nu İstanbul'da bitirdi.
TV'de "yılın yorumcusu" ödülünü aldı. Radyo'da "yılın programcısı" ve "yorumcusu" seçildi.
Yazılı medyada ise çok sayıda (haber, yorum, araştırma ve fotoğraf) dallarında ödüller aldı. 35 yıllık gazeteci.
Uzmanmanlık alanı Beşiktaş...
Spor dergilerinde Yazı İşleri Müdürlüğü yaptı. Hürriyet, Sabah ve Akşam'da muhabir ve Spor Müdürü'ydü. Halen Sabah'ta yazılarını sürdürüyor.
Kitapları
- Yaşanan Hayat, Hayaller Değil 2006
- Eyvah! Oğlum Mozart Dinlemiyor (2003)
- Kanseri Nasıl Yendim? (2003)
- Önce Beşiktaş Vardı (2003)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.