Bülent BAŞARAN

Bülent BAŞARAN

SİYASET NE İŞE YARAR?

SİYASET NE İŞE YARAR?
İlk önce ideolojileri "öldü" diye ilan ettiler. Şimdi de siyasi partileri öldürdüler. Türkiye'de mevcut sistemin içinde artık bir siyasi parti kalmadı. Siyaset artık partiler aracılığıyla yapılmıyor. Siyaset artık kişilerin, kahramanların ve profesyonel koltuk sahiplerinin işi haline gelmiş durumda! AKP çok uzun süre önce siyasi parti olma hüviyetini kaybetmişti. CHP de yaşanan son süreç itibariyle siyasi parti olma hüviyetinden feragat etti. İçlerinde tek "parti" izlenimi veren DEM vardı ama o da görünen o ki, bu sürecin sonunda bir parti olmaktan çıkacak ve hatta çıktı bile...

Artık Türkiye'de parti yok! Türkiye'de Erdoğan var, Özel var, İmamoğlu var, Kılıçdaroğlu var, Bahçeli var, Öcalan yada Demirtaş (hangisi hoşunuza gidiyorsa) var. İlke yok, program yok, vizyon yok, strateji yok, politika yok... Hatta Türkiye'de devlet adamı bile yok. Adamlar ve adamcılar var. Kurtarıcı Mesihler ve kahramanlar var. Parti örgütleri anlamsız ve işlevsiz bir halde genel merkezlerinde güç dengeleri kimden yana ise ona göre şekilleniyor.

Türkiye'de bundan sonra kim iktidar olursa olsun "tek adam rejimi" geçerlidir. Çünkü partiler değil adamlar iktidar olacaktır. Partinin değil, adamın ne dediği önemlidir. Tüzükler, parti programları ve disiplin talimatnameleri, bankalardan kredi alırken asla okunmayan "sözleşmeler" gibi anlamsız ve gereksiz hale geldi.

Bu değişim siyasetin odağını da değiştirdi. Bundan önceki dönemlerde nispeten parti programları ve halkın dertlerine ilişkin partilerin çözüm önerileri vardı. Bunlar konuşulurdu. FAKAT ARTIK SİYASET KENDİ İÇİNE DÖNDÜ. DARALDI VE HALKTAN KOPUK BİR HAL ALDI. ARTIK SİYASET YAPMA BECERİSİ, ADAMLARIN ETRAFINDA YER ALMA VE GÖZÜNE GİRME NOKTASINA İNDİRGENDİ. En başarılı siyasetçi, adamın etrafında koltuk kapabilen ve onunla fotoğraf çektirebilen kişi oldu. SİYASET ARTIK HALKIN DEĞİL, PARTİLERİN SORUNLARINI ÇÖZMEKLE UĞRAŞIYOR. Tüm enerji parti içi dengeleri gözetmek noktasında harcanıyor.

Siyaset; sağdan ve soldan, en kirlenmemiş partiler bile üzerlerinde bir yığın çamurla gezmeye başlayınca iyice içine kapandı. Siyaseti, siyasetçiler kendi aralarında bir halı saha maçına çevirdiler. Halk ise olayların çok çok uzağında sahipsiz olarak kaldı. Birileri Ankara'da kendi aralarında kavga ederken halk televizyon başında satın alınmış "troller" (hiç biri benim için artık gazeteci değildir) tarafından taraf tutmaya güdüleniyor. Partinin genel başkanından başka kimse tanınmıyor. Parti kadrolarının kimlerden oluştuğunun bir önemi yok. İstatistik olarak bakarsak akademik kadrolara sahip olmak bakımından en başarılı parti "ilginç ve korkunç" biçimde MHP görünüyor.

Seçim bölgelerinin tanınan ailelerinden genel merkezlerce belirlenmiş, ciddi sermayesi olan ve genel merkezde göze girmiş aynı adamlar sürekli vekil oluyor. Belediye başkanı oluyor. Neredeyse hiç bir partide liyakat esasları gözetilmiyor. Siyaset baronları köşe başlarını kapmış durumdalar.

İşte bu nedenle ve ısrarla söylüyorum. Türkiye'nin sorunları mevcut siyasi partiler, siyasetçiler ve siyasi tutumlarla çözülemez. Yalnızlaştırılmış ve gözden çıkarılmış bir halk yığınıyız artık. Bizi dinleyen yok, bizi duyan yok, bizi düşünen yok. Sedat Peker gibi bir adama bile siyasetçilerden daha çok güvenen bir halkız artık! Hiç kimsenin dürüst, ahlaklı ve doğru olduğuna inanmıyoruz ama günün sonunda "bizim adam kazansın" diyoruz. Tıpkı tuttuğumuz takım maçı kazanınca mutlu olduğumuz gibi seviniyoruz. Biz para verip statlarda bağırıyoruz, milyon dolarları onlar götürüyor. Maç bitince de eve gitmek için saatlerce dolmuş bekliyoruz.

Satılmış ve gözden çıkarılmış bir halkız!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.