Mustafa KÖKSAL

Mustafa KÖKSAL

VAR, BULMALILAR, ALMALILAR, YAZIK OLUR SONRA…

 

VAR, BULMALILAR, ALMALILAR, YAZIK OLUR SONRA…

O Kadar yetenekli sporcular var ki, okulları  geziyorum. Dışardan ansızın giderek izlediklerime ve onların yarınlarında şundan olur belki dediğim birini arıyorum, hepsini almak bizim planımız dışında, sizde gidin diğer kulüplere diyorum. Bakışları  var ki arkamdan, içim parçalanıyor.

Çok  zor  bir durum. İnsanız sonuçta, duygularımız var, ağlayabiliyoruz. Tıpkı o bebeler gibi. Niye bizde değil bakışları ile yüreğime yüreğime vuruyorlar suskunlukları ile. Ben çok etkileniyorum. Sonuçta işimiz var.

Yapmak zorundayım.

 Yetenekli sporculara ulaşmak. Bir kaçı Ordu spor, diğerleri içinde amatör kulüplerimiz.  Her takımın güçlü olması lazım Bir tanesinin değil. 

Geçenlerde yeni yapılan Karşıyaka okulunun yanından geçeyim dedim. Baktım bahçede oynuyor çocuklar,  98 li, sordum beğendiklerime; “biri Ordulu , biri de Trabzon”. Fizikleri iyi. Ordu sporu istermisiniz dedim. Gözleri parladı ikisinin de. Ama birinin lisansı özel idarede. Trabzonlu iyi. Baba polis. Konuştum, idman başlayınca çağıracağım. Diğerlerine de kulüplere gitmelerini önerdim.

Oradan cumhuriyete, turna suyuna. İki üç tane yetenekli sporcu aldım. Geldim akşam üstü polis evinin arkasında ki sahada “Toki “den oraya gelmiş üç genç oynuyor. Doğumları 202, müthiş.  Fitemde yiz dediler. Çağırdım Ordu spora getirdim. İki gün izledik ve onlara malzemelerini verdik.  Arıyoruz. Bakıyoruz üç beşte ışık var, bir iki tanesini bulup ben Ordu spora götürüyorsam diğerlerini de  diğer kulüplere yolluyorum. “Beta “örnek.

Dediğim gibi, sokaklarda okulların bahçelerinde semt arsa aralarında var. Aramazsan, gezmez isen olmaz. Ben geziyorum. Tek çift bulmaya çalışıyorum. Bunlar Ordu için Ordu spor için. Doğru sporcularla doğru hedefe erken varmanın peşindeyiz. Geçmişteki olanları konuşmanın değil.

Alt yapıdaki sorumlu idarecilerde bu konuda çok duyarlı ve ilgililer. Olmazsa olmaz zaten. “Fitnes” salonumuzda yapılırsa, çok iyi olacak.

Ordudaki her yetenekli genç sporcuda bulunmak keşfedilmek istiyor, beyler. Sözüm birkaç hocanın dışındakilere.

Onlarda hazır gel ağzıma düş derdindeler…

 


 

İNSAN MASKELİ “CIK”LAR…

Bu kadarının olacağını bize bizi yaratan bildiriyordu da;  bu kadarını, bu kadar canavarlaşacağımızı, bu kadar insanlık  dişi işlerde olacağımızı bilmemiz mümkün değildi. İnsanız, insanlığa kör bakan nasıl olabiliriz deme etrafımızdaki bakar körlere baksana!

Dönen her dolabın ucundaki insan,  büyük güçlerin, onları idare edenlerin elleri, dünyadaki ülkeleri idare eden liderlerin” garibin, yoksulun, yetimin hakkını”, bankalara, hesaplara yatıran, sonrada insancılık oynayan, Müslüman Müslümanın kanını emerken boş konuşmalarla gündem yaratan dillerin sahipleri…

Doğuda kürt devleti kuracağız diye on binlerce insanı öldüren katillerin hayallerine önce kürdistan bölgesinde, sonrada Suriye de imkan tanıyan Avrupalı bir çok vampirin dilleri insanca mı sizce?

Bence yatacak yeri olmayan zavallıların komedisini izleyen bir ülkenin orta sınıf insanıyım şu anlar dememeyi çok isterdim.

İnsanca yaşamayı birkaç iş dünyasının kucağına atmış, milyarlarca halkın inletildiği, adına da insanca yaşam dedikleri bir perişanlığın her gün yaşandığı bir ülkenin de, ne zaman bu kemiricilerden sıra gelecekte bize de verecekler diyen zümrenin de ne yazık ki bir insanıyım.

“Karımı kestim, eşimi öldürdüm, onu vurdum, töre dedi yok ettim, içkiliydim öldürmüşüm, ne yapayım gel dedim gelmedi vurdum” ülkesinde,  git te öldür dediler,  vurdum o polisi diyen, çıktım dağa,  vur dediler vurdum o askeri diyecek kadar” insanlıktan çıkmış bir neslin içindeyim.

Ben bu ülkede harama yan bakan, asla yetimin, ülkemin insanının bir kuruşunu yedirmem, onları ezdirmem diye gelecek bir lideri bekliyorum. Adaletine kurban olacağım, etrafındakileri para manyağı yapmayacak kadar kutsal olan, ,etrafına, bakanına, vekiline bir torpili bile çok gören insan dili istiyorum..

Bakıyorum ki, birçok insanın üstü olmuş karun , altı ise koç…

İnsanlıktan çıkmadan, birde ”cık” laşmadan bir adamın yanında olacağımız, hangi gün ise o günü göster tanrım. Bize eli uzun olmayan bir önder göster, elinin uzunluğundan, sıcaklığında yıllarca çektiği acıları unutan halka bir önder sun, onu da bize göster..

Yoksa da, bu ülkeyi yarın birilerine göre tanzim edeceklerden koru. Halkı koru, insanlığımızı koru. Buna ihtiyacımız var. Haramı yiyip te, birde akıl verecek kadar yüzsüzleşmiş yüzlerden koru.

Sonuçta koru dediğimiz, yalvardığımız ise yaşamaya çalışan insan. Maskeli insancıklardan çok farklı,

Yalnızca insaaaaaan.

Önceki ve Sonraki Yazılar