Doç. Dr. Birol ERTAN

Doç. Dr. Birol ERTAN

2011 KIBRIS İÇİN “KADİFE AYRILIK” YILI OLSUN

 

Birleşmiş Milletler, dünya barışını sağlamak ve kalıcı kılmak amacıyla kurulmuş bir örgüt. Bırakın barışı sağlamayı, süper güçlerin ülkeleri işgal etmesini önleyemedi, seyirci kaldı. ABD’nin Irak işgali sırasında BM büroları vuruldu, gazeteciler öldürüldü, milyondan fazla masum insan katledildi, BM denen sefil örgüt bunları seyretmekle yetindi. 

 

Birleşmiş Milletler denen bu sefil örgütün bazı birimleri, bazı ülkelerin ajanlık faaliyetlerini yürüttüğü birimlere dönüşmüş. WikiLeaks belgelerinden öğrendiğimize göre, UNDP aracılığıyla bazı ülkelerin iç işlerine müdahale edilmiş, bazı ülkelerde emperyalist devletler adına işbirlikçilik yapanlara hizmetleri karşılığı paralar dağıtılmış. Bunlardan birisi de Annan Planı oylaması öncesinde Kıbrıs adasında iki tarafta 1331 kişiye sözleşme karşılığı verilen paralardır. 

Örneğin, UNDP denen BM örgütünü ele alalım. UNDP, Birleşmiş Milletler Kalkınma Örgütü’dür. UNDP konusundaki bilgiye, kendi internet sitesinden bakalım : “UNDP Başkanlığı, BM Sisteminde Genel Sekreter ve Genel Sekreter Yardımcısı’ndan sonra gelen üçüncü resmi makamdır. Genel Sekreter tarafından önerilir ve Genel Meclis tarafından 4 yıllık bir dönem için kabul edilir. Helen Clark, 17 Nisan 2009’da Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı başkanlığı görevine başlayarak organizasyonu yöneten ilk kadın ünvanına sahip oldu. Helen Clark, dokuz yıllık başbakanlığından önce, Yeni Zelanda gizli servisinde görev yaptı.” (http://www.undp.org.tr/Gozlem3.aspx?WebSayfaNo=250).  

 

 

Yanlış duymadınız, şu anki UNDP Başkanı, ülkesinin gizli servisinde çalışmış bir ajan. Clark’ın geçmişini karıştırırsanız, ülkesinde yakalanmış suikast hazırlığı yapan iki Mossad ajanının casus olmadığını açıklaması gibi ilginç konular gündeme gelebilir. Konumuz Helen Clark değil, ancak UNDP’nin Başkanları ilginç isimler. Clark’tan önceki isim de Amerikalıların has adamı Kemal Derviş. Bu konuya hiç girmiyorum. 

2011’de Birleşmiş  Milletler’in  açlığı, adaletsizliği, katliamları, iç  savaşları, soykırımları önlemek için Afrika ve Asya kıtalarının sefalet içindeki ülkelerine ilgi göstermesini diliyorum. OECD, dünyada aç insan sayısının özellikle tarım ürünleri fiyatlarındaki artış nedeniyle 1 milyarı aştığını açıkladı. BM denen sefil uluslararası örgüt, bu konuda göstermelik çalışmalar ve açıklamalar ve raporlar hazırlamak dışında ne yapıyor acaba?   

BM, kaynaklarını küresel açlığa ve yoksulluğa harcamalı. BM’den beklentimiz, Afrika kıtasında ve Güney Asya’nın yoksul ülkelerinde etkin ve sonuç alıcı çalışmalar yapmasıdır. BM’nin Kıbrıs adasında işi kalmadı. Rumlar BM’nin hazırladığı planı reddetmediler mi? Şimdi BM’ye düşen, pılı pırtıyı toplayıp açlık ve yoksullukla mücadele için azgelişmiş ülkelerin yolunu tutmaktır. BM, Rumların oyuncağı mıdır? 

2011 yılında Kıbrıs adasında uluslararası toplumun kabul ettiği, barış içinde yan yana yaşayan iki bağımsız ülke diliyorum. Gerçek barış, ancak kalıcı olan barış olabilir. Ulusların kendi kaderlerini tayin ettiği bir ortamda KKTC’nin Kadife Ayrılık yöntemiyle yolunu çizme zamanı gelmiştir.  

2011, Kıbrıs adasında barış içinde yan yana yaşayan iki bağımsız devletin ortaya çıktığı yıl olsun.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar