Yer Adlarının Değiştirilmesi Meselesi

Yer Adlarının Değiştirilmesi Meselesi

Yer adları milletlerin, tarihi kimliğinin, medeniyetinin ve dünya görüşünün ifadeleridir. Dağ, tepe, yaylak, ırmak v.s gibi her arazi parçasına verilen isimler tesadüfi değildir. Bilerek, düşünülerek ve bir geleneğe uyularak verilmiştir.

Yer adları veriliş nedenlerini oluşturan şartların değişimine bağlı olarak zaman içerisinde değişikliklere uğramışlardır. Bu nedenlerin başında bir topluluğun hakimiyeti altında bulunan yerlerin el değiştirmesi veya yönetim anlayışlarının değişmesi gelmektedir. Sovyet Rusya"sının bir şehri olan Leningrad adının 1991 yılında Petersburg adına yeniden döndürülmesini yönetim sisteminin değiştirilmesine, Osmanlı hakimiyetinden ayrılan ülkelerden olan Bulgaristan; Yunanistan gibi ülkelerin bağımsızlıklarından sonra ilk iş olarak buralardaki Osmanlıyı hatırlatacak yer isimlerini değiştirmelerini de bu yerlerin el değiştirmesine örnek olarak verebiliriz.

Bu durumu ülkemiz coğrafyası açısından değerlendirecek olursak, yer isimlerinin değiştirilmemesi hususunda en hassas milletlerden olduğumuz görülecektir. Osmanlı döneminin son dönemlerine kadar eski isimlere pek dokunulmamış bu isimlerin birçoğunun söylenişleri dilimize ve hançeremize uydurulmuştur.

Ancak, Osmanlı devletinin zayıfladığı yıllar olan XIX. yüzyılın ilk yarısından sonrasında ayrılıkçı hareketlerin güçlenmesi neticesinde yer isimlerinde değişiklik yapılması bir tedbir olarak akla gelmiştir.

Osmanlının son dönemlerinde parçalanmayı engellemek amacıyla birçok süreç başlatılmıştır. Bu süreçlerden, önce“Osmanlıcılık” uygun bir ideoloji olarak görülmüştür. Ancak Hristiyanların yanında Müslüman toplulukların da ayrılma isteklerinin güçlenmesi sonucunda bu ideoloji bir çare olamamış aksine süreci hızlandıran bir hal almıştır. Osmanlı ülkesinin bir Müslüman-Türk devleti olduğunu hatıra getirebilecek düzenlemelerin yapılmasıyla bu durum önlenmeye çalışılmıştır. Nitekim etnik bölücülüğün had safhaya vardığı Birinci Dünya Savaşı öncesinde dönemin idarecileri tarafından yer adlarının değiştirilmesi de bir tedbir olarak uygulamaya konulmuştur.

Bu dönemde Enver Paşa tarafından bir emirname yayınlanmıştır. Emirnamede farklılaşmayı çağrıştıran yer adlarının değiştirilmesi istenmiştir.

Bu emirnameye uygun olarak Dahiliye Nezaretince vilayetlerde kurulan komisyonlar çalışmalar yapmış ve listeler hazırlamışlardır. Komisyonların hazırladıkları listelerde yeni isim olarak önerdikleri isimler bir değerlendirilmeye tabi tutulmuş ve çoğunluğu uygun görülmeyerek listeden çıkarılmıştır.

Adı geçen listeden bu tip değişikliklere Ordu ilinden birkaç örnek verecek olursak,

Bugün “Taşbaşı” olan yer o zamanlar üç isimle anılmaktaydı. “Taşbaşı İslam”, “Taşbaşı Rum”, “Taşbaşı Ermeni”. Bunların sonundaki ayrım ifade eden adlar kaldırılarak, sonucunda “Taşbaşı” adına dönüştürülmüştür. Ya da “Saraycık İslam” ,”Saraycık” “Aziziye” “Şahinci “ olmuştur.

Cumhuriyet döneminde de özellikle 1949 yılında bazı gerekçelerle yer adlarında değişiklikler yapılmıştır.

Yer adlarının değiştirilmesi esasında hassas bir konudur.

Burada önemli olan hangi amaca yönelik olduğu ve ortaya çıkaracağı sonuçlardır. Bazen bir yer adının değiştirilmesi zaruret haline gelebilir. Mesela zamanında farklı anlamlar ifade eden “Domalan”, “Dönmeler” gibi birçok yer adı, bu gün orada yaşayanları rahatsız edecek bir anlam ifade etmiş ve değiştirilmiştir. Amaç açısından değerlendirildiğinde bir zaruret gibi gözükse de bu yerlerin tarihi bağlantılarının kurulmasında ileride bazı olumsuzlukları ortaya çıkaracağı da bir gerçektir. Çünkü yer adları arkeolojik malzemeler gibidir. Bu yüzden yer adlarının değiştirilmesi konusunda atılacak adımların sonuçları çok detaylı düşünülmek zorundadır. Bizce tercih edilen bir yol olmamalıdır.

Son günlerde yer adlarında değişiklik konusu özellikle eski adlara dönüş tekrar gündeme gelmiş ve bir tartışma ortamı oluşturulmuştur. Yer adlarında eskiye dönüş gerekçesi ise daha önce bu yer adlarının değiştirilmesinin yanlış görülmesi ve bu yanlışın düzeltilmesi olarak öne sürülmektedir. Bu gerekçe bir çelişkiyi de beraberinde getirmektedir. Şöyle ki eğer yer adlarının değiştirilmesini hangi zamanda olursa olsun yanlış olarak görüyorsanız. Şu anda mevcut yer adları tekrar değiştirilerek eskiye dönüş bu yanlışın tekrarlanması olmayacak mıdır? Kaldı ki daha önce değiştirilmiş olan yerlerin idari taksimatları da değişikliklere uğramıştır. Dersim de olduğu gibi. Şimdi Tunceli"ye Dersim adını geri verdiğinizde eskiden Dersim olan ama bugün Tunceli"ye bağlı olmayan yerlere bu haksızlık olmayacak mı?

Bir başka husus ise eski yer adlarına dönüş talepleri nasıl değerlendirilecek? Çünkü bir yer adının daha önceki dönemlerde sahip olduğu birçok ad bulunmaktadır. Mesela bir talep geldiği takdirde Ordunun adı Bayramlı mı, Bucak mı yoksa Kotyora mı olacak? Bu konu da referandum mu yapılacak? Yoksa bu değişiklikler bir bölgeyle mi sınırlı olacak? Böyle olduğu takdirde diğer bölgelere haksızlık olmayacak mı?

Bizce yer adlarının değiştirilmesi konusu her dönemde olduğu gibi bu dönemde de kargaşayı beraberinde getirecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.