Orduspor UEFA’da

 

 

Kurulduğu 1967 yılından 8 yıl sonra (1974-1975 sezonu) Birinci Ligde oynamaya başlayan Orduspor’un 1986 yılından bu yana süren Süper Lig hasreti nihayet sona erdi. Artık neydi Ogünler dediğimiz günleri Ordulular olarak hep birlikte yaşayacağız. Bize bu mutluluğu yaşatan herkesi kutluyoruz.

Ve artık hedef Avrupa diyoruz.

Neden olmasın. Orduspor bunu daha önce başarmıştı…

Yıl: 19 Eylül 1979.

Yer: Ordu 19 Eylül Stadı.

Saat:15:00

Güneşli bir sonbahar günüydü.

TRT televizyonu ilk defa Ordu’dan bir maçı naklen veriyordu.

19304

1978-1979 sezonunu lig dördüncüsü olarak tamamlayan ve ilk defa UEFA’da oynamaya hak kazanan Orduspor, Çekoslavak rakibi Banik Ostrava ile karşılaşıyordu. Ostrava güçlü bir takımdı ve kadrosunda 6 tane milli takım oyuncuları vardı.

Orduspor ise ilk onbirde, Alptekin, Uğur, Salih, Zafer;K. Turgay, Üstün, Cihan, Arif, Güven, Şenol,Dursun ve yedeklerde Selim, İbrahim, Levent, Süleyman’dan oluşan genç bir kadro ile sahaya çıkıyordu.

Bu maça. Keyfalan yaylasında hazırlanmışlardı. Üzerlerinde ligin yorgunluğu vardı. Kolay değildi. Beşiktaş’ı kendi sahasında, Fenerbahçe’yi Ordu’da yenmişler, sezonun şampiyonu Trabzonspor’la iki maçta da berabere kalmışlardı. Ama ne olursa olsun bu maçı alacaklardı.Öyle inanmışlardı. Çünkü arkalarında, Olgun Akın gibi bir başkan ve Fevzi Zemzem gibi bir teknik adam vardı.

19305

Olgun Akın’ın canı biraz sıkkındı. Çünkü TRT Spor Servisi, Avrupa’da oynayacak diğer takımlarla günlerdir söyleşi yaparken, Orduspor’la bir kez olsun söyleşi yapmamıştı. O da basın aracılığıyla TRT’ye gerekenleri söylemişti. Bu durum takımı daha da bilemişti.

Ve işte şimdi sahadaydılar.

Orduspor, Ostrava karşısında 12.000 civarında taraftarının da büyük desteği ile fırtına gibi başlamıştı. Daha üçüncü dakikada gelişen atakta, rakip defans Cihan’ı güçlükle durduruyordu. 11. dakikada ise Cihan’ın sert şutu kaleci Macak’ta kalıyor, Orduspor gol için bastırıyordu. Nitekim beklenen gol gecikmemişti. 29. dakikada Arif sağdan Rygel’i rahatlıkla geçmiş, pası kaptan Üstün’ü bulmuştu. Üstün’ün mükemmel ortasına, Cihan kafaya yükselmiş ve kaleci Macak’ı avlamıştı. Orduspor 1-0 öne geçmişti.

Stadı dolduran 12.000 civarında Orduspor taraftarının gol sesleri, Boztepe’den yankılanıyordu.

Mor-beyazlı takım, gol ile daha da hızlanmıştı. Ancak sonraki dakikalarda sonuç değişmiyor ve ilk yarı 1-0 kapanıyordu.

Orduspor, ikinci yarıya da iyi başlamıştı. Ve seyirciler 58. dakikada goool sesleriyle bir kez daha ayağa fırlamışlardı. Dursun soldan getirdiği topu ceza alanı içerisine ortalamış, Ostrava defansının duraklamasından yararlanan Arif, topu ağlara takmıştı Durum 2-0 olmuştu. TRT spikeri Ordu, Ordu diye gırtlağını yırtarcasına bağırıyordu. Maçı televizyondan izleyenlerin de aynı şekilde bağırdığından şüphe yoktu. Ordu, tarihinde ilk defa oynadığı UEFA maçında Türkiye’yi ayağa kaldırmıştı. Zaten bu yıl, Avrupa kupalarında tek galibiyet alan Türk takımıydı.

Maçın ilerleyen dakikalarında, Orduspor Ostrava karşısında birçok gol fırsatı yakalamasına rağmen sonuç değişmemiş ve Bulgar hakemin bitiş düdüğüyle, maç 2-0 olarak tamamlanmıştı.

Ordu, Atatürk’ün ziyaretinin 55. yıldönümüne denk gelen bir günde çifte mutluluk yaşıyordu. Bütün futbolcular omuzlardaydı. Ertesi gün gazeteler “Ordu,futbolumuzun yüz akı”, “Ordu B. Ostrava’yı şaşkına çevirdi” manşetiyle çıkacaklardı.

Artık hedefte, 3 Ekim’de Ostrava’da yapılacak ikinci maç vardı. Ostrava, aldığı bu yenilgiden sonra şaşkındı. Onlar da bu maça iyi hazırlanmışlardı. Hatta lig ortasında Ostravalı bir gözlemci Ordu’ya gelerek, Orduspor’u izlemiş ve notlar almıştı. Ama Orduspor onların bu hazırlıklarını boşa çıkarmıştı. Maç sonrasında Banik Ostrava’nın Teknik Direktörü Hademçek;

“Orduspor, bu sonuçla tur şansını elde etti. Bu takıma üç gol atmak çok güç olacak. Sahanın yıldızı kuşkusuz Arif’ti. Şenol ve kaptan Üstün’de kusursuz oyunları ile dikkat çektiler. Doğrusu böyle bir yenilgiyi beklemiyordum” diyerek tur umutlarının tükendiğini ifade ediyordu.

Şimdi sırada, Ostrava’da oynanacak ikinci maç vardı. Orduspor bütün hazırlıklarını tamamlamıştı. 1 Ekim günü uçakla Prag’a hareket etmişti. Kafilenin bulunduğu uçakta dönemin Maliye bakanı Ziya Müezzinoğlu’da Bükreş’e gitmek üzere bulunuyordu. Müezzinoğlu, kafileye yakın ilgi göstermiş, Orduspor’un kendilerini gururlandırdığını söylemişti. Bunun üzerine Olgun Akın kendisine bir Orduspor bayrağı ve rozeti hediye etmiş, Müezzinoğlu da rozeti yakasına takmıştı.

Orduspor, yerel saatle saat 20.00’da Prag’a ulaşmıştı. Havaalanında, Ostravalı yöneticiler tarafından karşılanmışlardı. Prag’da bir akşam yemeği yemişler ve hemen arkasından, Otobüsle 400 km uzaklıktaki Ostrava’ya doğru hareket etmişlerdi. Hava çok soğuktu. Üstelik yolculuk yaptıkları otobüsün içerisi hiç ısınmıyordu. Ceketlerini ve yanlarında bulunan diğer giyeceklerini camlara sıkıştırarak soğuktan korunmaya çalışıyorlardı. Böylece geçen yorucu ve dondurucu bir yolculuktan sonra, gece saat 3.00 gibi Ostrava’daki otellerine gelebilmişlerdi.

Olgun Akın, takımı hemen odalarına göndermiş, kendisi ise yanlarında getirdiği eşyaları taşımaya başlamıştı. Eşyalar arasında, maç öncesi seyircilere atılmak üzere Ordu’dan getirilmiş fındık ezmesi de vardı. Aynı zamanda fındığımızı da tanıtacaklardı. Bu ezmelerin bulunduğu kutuları da otele Olgun Akın, tek tek kendi taşımıştı. Otelde soğuktu. Üstelik Yugoslav buz hokeyi takımı da burada kalmaktaydı. Zoraki uyuyabilmişlerdi.

Ertesi gün çıkan gazeteler, Orduspor’a büyük yer vermişlerdi. Hatta Ostrava Sobonti Gazetesi, ana sayfasında Sultanahmet Meydanı’nın resmi ile birlikte Ordu’nun da resimlerini yayınlamıştı.

Nihayet 3 Ekim günü, maç saati gelip çatmıştı. Orduspor sahaya bu sefer, Alptekin, Uğur, Salih, Zafer, K.Turgay, Şükrü, Arif, Üstün, Mahmut, Cihan, Şenol’dan oluşan kadroyla çıkıyordu.

Maç, Türkiye saati ile saat 17.00 civarında başlamıştı. İlk yirmi dakika başa baş bir mücadele olmuş, ancak 24. dakikada Ostrava’nın ilk golü gelmişti. Orduspor ilk golün şokunu atlatamadan 29. dakikada gelen ikinci gol karşısında yıkılmıştı. İlk yarının sonlarına doğru gelen üçüncü gol ise umutları iyice azaltmıştı. İkinci yarıda da gelen üç gol sonrasında maç, 6-0 sona ermişti.

Çok üzgündüler.

Halbuki, Orduspor’a bugüne kadar yaşanmamış bir başarı yaşatmışlardı.

Ayrıca Ordu’yu cümle aleme de tanıtmışlardı.

Ama onlar hep daha fazlasını istiyorlardı. Çünkü Ordu’yu buna layık görüyorlardı.

Hepsini minnetle anıyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.