OrduKentinMadaraları:Balık-Halik

OrduKentinMadaraları:Balık-Halik

“Sadece 310 trilyonluk (milyon) yatırımla kalmadık. Stada yaptığımız bu 310 trilyonun yanında gerek metro gerekse oradaki kavşak düzenlemesiyle birlikte oradaki yatırımın toplam bedeli 600 trilyon (milyon) lirayı bulmuştur. Herhalde böyle bir yatırımın

 

Ucube İşler

Kars’ın o zamanki AKP’li Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu, insanlık anıtı olarak adlandırılan ‘‘ucube’’nin 3-5 Ekim tarihlerinde düzenlenecek Kafkas Kültürleri Festivali’nde açılacağını  söylüyordu. En başta Azerbaycan olmak üzere Türkiye’de de bazılarımız bu heykelin buraya dikilmesinden rahatsızdı. Ama o zaman bu tepkileri kimse dinlemiyordu. Üstelik hükümete yakın medya o günlerde Kars’ta AKP’li belediyenin gerçekleştirdiği bu muhteşem hizmeti! yere göğe koyamıyorlardı.

Mesela: 14.07.2007 tarihli Yenişafak’ta şöyle deniyordu.

‘‘Üçler Mahallesi'nde geçen sene başlayan çalışmalarla birlikte Ermenistan'daki 'Soykırım Anıtı'na karşılık olarak 'İnsanlık Anıtı'nı dikmeyi hedefleyen Kars Belediyesi, çalışmalarda büyük yol aldı. Tarihi Kars Kalesi'nin simetriğinde bulunan tepeye konulacak olan heykel, ünlü heykeltıraş Mehmet Paksoy tarafından Ankara'da yapılıyor. Biri savaşçı, diğeri barışçı iki insanın kucaklaştığını gösteren heykel, yaklaşık 35 metre boyunda ve 350 ton ağırlığında olacak. Anıtın yanı sıra tepeye bir de kafe ve restoran yapmayı planlayan Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu, buraya ulaşmak için de 3 ayrı yerden doğal taşla döşemeli yol yaptırıyor.’’ (http://yenisafak.com.tr/KulturSanat/?i=55882)

Yine 26.09.2008 tarihli Yenişafak’ta da,

‘‘Barışı temsil eden anıtın, 3-5 Ekim 2008 tarihinde düzenlenen Kafkas Kültürleri Festivali'nde açılışının yapılacağını ifade eden Alibeyoğlu, şunları kaydetti: "Bir daha savaşın ve acımasızlığın olmamasını simgeleyen, barışın güzelliğini sembolize eden Kars, dünyaya insanlık mesajı verecek. Avrupa bunu başardı, biz de başaracağız. Kafkasya'da hükümetimizin de programı çerçevesinde Kafkas İstikrar Paktı'na doğru gidiş konusunda biz de kentli olarak, kentin belediye başkanı olarak mücadele etmek ve bu konuda üzerimize düşeni yapmak zorundayız. Eğer siz bölgenizde barışı sağlamazsanız, siz bulunduğunuz coğrafyada barış adına hareket etmezseniz ise yaptığınız yollar, parklar, kaldırımlar, devasa binalar, köprüler, hanlar, hamamlar, yarın o kentler bombalandığında anlamını yitirecektir.

  (http://yenisafak.com.tr/YurtHaberler/?t=26.09.2008&i=141995)

İşte böyle alkışlıyorlardı o zamanlarda, şimdilerde ucube dedikleri işleri.

Şimdi de CHP’li bir belediye başkanı bu ‘‘ucube’’yi kendi ilçesine taşımak için talip olmuş.

Neden acaba?

Muhteşem Yıllar

Muhteşem yılların tarihe not düşüldüğü bu günlerde ‘‘Muhteşem Yüzyıl’’ adlı bir dizinin tartışmaları da gündeme oturdu.

Nedeni ise dizide verilenlerin tarihi gerçeklerden uzak olduğu ve böylece atalarımızın karalandığı yönündeki tepkilerdi.

Diziye en başta tepki verenlerden biri de bakanımız Sayın Bülent Arınç’tı.

Bakanımızın bu tepkisi bizleri duygulandırdı.

Keşke aynı tepkiler Mustafa adlı filme de verilseydi…

Ya da 88 yıl ibadete kapalı olan Sümela ve Akdamar kiliselerinde ayine izin verilmesi konusunda da aynı duyarlılık gösterilebilseydi.

Bugün, Kanuni Sultan Süleyman’la ilgili duyarlılığı bizleri duygulandıran Sayın Bülent Arınç, 16 Ağustos 2010 tarihinde Ankara'nın Keçiören semtinde, Demirci Kültür, Sanat ve Dayanışma Derneği tarafından Çeşni restaurantta verilen iftarda Sümela Manastırı’nın ayine açılması konusunda,

‘‘88 yıl sonra bu manastırda ilk ibadetin gerçekleştirildiğini, yerin dar olmasından dolayı az insanın katıldığını ama Ortadoksların kutsal bildikleri yerde ibadet gerçekleştirmelerini fevkalade olumlu bulduğunu, Tarsus bölgesinde de bir kiliseyi daha restore ettiklerini talep olursa buranın da ibadete açılması konusunda karar vereceklerini söylüyordu.

Şimdi bizde sormak istiyoruz.

Sümela’nın  ve Akdamar’ın ayine kapandığı yıllarda işbaşında bulunanlar bizim atalarımız değil miydi?

Buraların ibadete açılmasıyla onlar küçük düşürülmediler mi?

Ya da,

20 Ocak 1923’te Hakimiyet-i Milliye Gazetesi’ne Rum Patrikhanesi ile ilgili ’Fesat yuvası’’ ifadesini kullanan ve bunun üzerine Türk Ortadoks Patrikhanesini kurduran Mustafa Kemal Atatürk bizim atamız değil mi?

Balık-Halik

  Galatasaray Kulübü’nün yeni stadı Telekom Arena’nın açılışında yaşananları biliyoruz.

Bu yaşananlardan sonra Başbakanımız ise bir toplantı da,

  “Sadece 310 trilyonluk (milyon) yatırımla kalmadık. Stada yaptığımız bu 310 trilyonun yanında gerek metro gerekse oradaki kavşak düzenlemesiyle birlikte oradaki yatırımın toplam bedeli 600 trilyon (milyon) lirayı bulmuştur. Herhalde böyle bir yatırımın karşılığı bu olmamalıydı diye düşünüyorum” “(İyilik yap) at denize, balık bilmezse Halik bilir’’ diyordu.

Ne diyelim!

Acaba bu 600 trilyon atanamayan öğretmenlerin kaç yıllık maaşı eder.?

Milletin bunca parası bir kulüp için değil de milletin geneli için kullanılsaydı,

o zaman hem Halik bilir, hem de balık bilirdi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum