Ziya Hurşit ve Rusumat No :4
O yıllarda Ordu mutasarrıfı, Ziya Hurşitin abisi Ahmet Faik (Günday) idi. Rusumat No:4 Ordu limanı açıklarında Yunan gemilerince sıkıştırılması üzerine Ahmet Faik Bey, Yunanlılarla bir çatışma ihtimaline karşı 15-20 silahlı kişiyi sahilde hazırlamıştı. S
Ziya Hurşit ve Rusumat No :4
Adnan YILDIZ
1890 yılında Çamlıhemşin’de doğan Ziya Hurşit, Milli Mücadelenin içerisinde gönüllü olarak yer almış, TBMM birinci döneminde milletvekilliği ve Yozgat İstiklal Mahkemesi üyeliğe de yapmıştı. 1926 yılında ise Atatürk’e Suikast davasından idam edilmişti.
Rusumat No:4 gemisi de Milli Mücadele içerisinde yer almış, önemli sevkiyatlar gerçekleştirmiş ve 1921 yılında Eynesil açıklarında Yunan gemilerince batırılmıştı.
Milli Mücadele yıllarında bir insanın ve bir geminin kısa öyküsü böyleydi. Ancak bu öykünün ayrıntılarında, Ziya Hurşit’le, Rusumat No:4’ün bugüne kadar pek bilinmeyen bir buluşması da vardı.
O yıllarda Ordu mutasarrıfı, Ziya Hurşit’in abisi Ahmet Faik (Günday) idi. Rusumat No:4 Ordu limanı açıklarında Yunan gemilerince sıkıştırılması üzerine Ahmet Faik Bey, Yunanlılarla bir çatışma ihtimaline karşı 15-20 silahlı kişiyi sahilde hazırlamıştı. Silahlı adamların başında ise kardeşi Ziya Hurşit vardı.
1923-1927 yıllarında Ordu milletvekilliği de yapmış olan Ahmet Faik (Günday) hatıralarında bu olayı şu şekilde anlatmaktadır.
“Rusumat Römorkörü
Bir Cuma günü sabahleyin Rüsumat römorkörü cephane yüklü olarak Trabzon’dan gelmişti. Bir Yunan şilebi de yedeğinde bir Yunan torpidosu olduğu halde Vona sahilleri yakınından takip ederek yavaş yavaş Ordu’ya gelmekte idi. Römorkörün yükü olan cephane sandıklarını ahalinin de yardımıyla boşaltıldıktan sonra emir ve talimat gereği sahile yaklaştırılıp kumluğa oturttuktan sonra ortasına bir teneke gaz yağı döküp ateşlediler. Römorkörden duman ve ara sıra ateş ve alev de çıkmaktaydı. O sabah Rizeli Lazoğlu Mustafa’da boş ve büyük motoruyla Ordu’ya gelmişti. Bu motoru da Ordu İskelesine bağlattım. 15-20 silahlı adamı da iskele ve sahilde denizden görünebilecek yerlerde gezdirmeye başladım.
Yunan şilep ve torpidosu da limana geldi ve sahilden oldukça uzak bir yerde demirledi ve kayık indirdi. Bir zabit ve birkaç nefer bir kayıkla şehre doğru yaklaştılar. Bizim silahlı arkadaşların da bir kısmı da iskele üzerinde ve civarında mevki almışlardı. Ben de iskelede geziyordum. Yunanlılar korktular. Limanın öte başında Rum kilisesi önünde boş bir yelkenli gemiyi aradıktan sonra tekrar şehir istikametinde biraz ilerlediler. Böylece iki saat kadar bir zaman geçti. Römorkör yanmağa devam ediyordu. Yunanlılar gemilerine gittiler. Bir zeval topu (ayrılış topu) atarak Giresun istikametinde defolup gittiler.
Römorkörün yangınını söndürmek için eczaneden ilaçlar hazırlatmıştım derhal söndürüldü ve yan yana yalnız direğinin altı yanmış ve o çıralı tahtaların tutuşmadığı görülmüştü. Bu ilahi bir mucize idi. Römorkörün suyu boşaltıldı ve yüzdürüldü, cephaneler yükletilip Samsun istikametinde yoluna devam etmişti. Bu vaka devam ederken Rus bombardımanlarından (daha önceki yıllarda) gözleri korkmuş olan ahali şehrin arkasındaki orman ve tepelerin arkasına kaçmışlardı. Müsellah (silahlı) adamlarımızın başında ise rahmetli kardeşim Ziya Hurşit var idi.
Ahmet Faik Bey’in, İki Devir Bir İnsan” adlı hatıraları 2011 yılında Prof. Süleyman Beyoğlu tarafından” yayınlanmıştır.
Rusumat’la ilgili yeni bilgilere ulaştığımız bu hatıralarda dikkatimizi çeken diğer bir husus ise olayın tarihi ile ilgilidir. Bugüne kadar Rusumat’ın Ordu’da batırıldığı tarih, bazı kaynaklarda 19 Temmuz bazılarında da 17 Ağustos olarak verilmektedir. Ahmet Faik Bey, Ordu mutasarrıflılığı görevini 5 Ağustos 1337 (1921) tarihinde Küşad Bey’e devretmişti. Bu duruma göre Rusumat olayı Temmuz ayı içerisinde gerçekleşmiş olmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.