Yaşamı değiştirebilme gücü;Akıl ve bilgidir
Fransızların Napolyonla Almanyayı işgal ettiği yıllar; Almanlar ülkelerini işgalden kurtarabilmek için ne kadar çalışsalar da başarılı olamıyorlar...
Fransızların Napolyon"la Almanya "yı işgal ettiği yıllar; Almanlar ülkelerini işgalden kurtarabilmek için ne kadar çalışsalar da başarılı olamıyorlar, Fransızlar hızla ilerlemelerini sürdürüyorlardı!
Ülkelerinin böylesine zor zamanlarında; Aydınlar verdikleri fikirlerle hayatları kolaylaştırırlarmış, bizim ülkemizde de böyleymiş eskiden; Aydınların sesleri dinlenirmiş!
Yaşamı değiştirme gücünün AKIL ve BİLGİ olduğu uygar ülkelerde genel kabul gören değerlerdir!
Almanlarda içlerinde bulundukları zor durumdan kurtulabilmek için zamanın yöneticileri Alman Filozofu Goethe"ye başvurarak kendilerine ülkelerini işgalden kurtarabilmek için neler yapmaları gerektiğini!... sormuşlar!
Bu soruya Goethe; OKUL YAPTIRIN! cevabını vermiş!
Cevaptan tatmin olmayan yada soruyu Goethe"nin tam anlamadığını düşünen yöneticiler; sorularını Ülkemizi işgalden nasıl kurtarabiliriz? diye tekrarlamışlar!
Goethe nin cevabı kesindi; Biraz önce dedim ya: OKUL YAPTIRIN!...
Bunun üzerine Alman yöneticiler kızgınlıkla Goethe"ye: ülkemiz işgal ediliyor! Sizde bize okul yapın diyorsunuz Sizden daha akıllı fikir alacağımızı umuyorduk!... diye sitem etmişler!
Bunun üzerine Goethe; Eğer şimdi okul yaparsanız bugün kaybettiklerinizden daha fazlasını yarın geri alırsınız ve her zaman güçlü olursunuz!... demiş!
1. ve 2. dünya savaşlarını kaybeden, her yeri yerle bir olan ve çok ağır tazminatlar ödeyen; buna rağmen bugün Dünyanın en güçlü ekonomilerinden olan ve halkını refah ve mutluluk içinde yaşatan, sporda-sanatta ve kültürde çok ilerilerde bir ülke olan Almanya gerçeğinin altında EĞİTİM GERÇEĞİ ve AKLA DAYALI YÖNETİM anlayışı yatmaktadır
Aynı şekilde 2, dünya savaşında ülkesine 2 tane atom bombası atılan ve savaşı dramatik bir şekilde kaybeden Japon"lar da aynı gerçeği görürüz!...
Ülkemizde de geçmişte; KÖY ENSTİTÜ leri ile doğru eğitim politikaları uygulandığında dünyanın en hızlı büyüyen ülke ve ekonomilerinden biri başarılmıştı!...
Bugün ise; Türkiye"nin ortalama eğitim seviyesi son 10 yılda 8 yıllık zorunlu eğitim olmasına ve 6 milyondan fazla Üniversite mezunu olmasına rağmen halen 4 yıl bile olamamış!...
Ülkemizde yaşayanlarının çoğunluğunun kültür ve eğitimden yeterince donanmamış olduğunu üzülerek görüyoruz!...
"Yaşamı değiştirebilme gücü AKIL ve BİLGİDİR..." bilgiyi de ancak daha fazla okullar açarak yaygınlaştırabiliriz!... Ve akıllı kullanılan bilgi ülkeye halka ve insanlara faydalı olur!.
Ordu ilini de Türkiye istatistiklerinin her alanda olduğu gibi; eğitimde de en altlarda bulunduğunu görüyoruz!...
Ordu; Türkiye de mevcut 81 il içersinde ve Toplam nüfusta 22. olmasına karşın;
- sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamada 62.
- okur-yazar oranında 61. , İlk öğretim okullaşma oranında 70.
- Bebek ölüm oranında 64. , kişi başına düşen hekim sayısında 67. , kişi başına düşen diş hekimi sayısında 63.
- Kırsal nüfus başına tarımsal üretim değerinde 63.
- Gayrı safi yurt içi hasıla içindeki payda 40.
- fert başına gayrı safi yurt içi hasılada 65.
- Kırsal yerleşmelerde asfalt yol oranında 74.,
- yeterli içme suyu götürülen nüfus oranında 67.
- yeşil kartlı nüfus oranında 4.üncüdür
Bu istatistikleri tersine çevirmek mümkündür; bunun yolu da; daha fazla okul açarak eğitimi ve kültürü yaygınlaştırmakla mümkündür!... Ama; Ne yazık ki son 4-5 yılda sadece Ordu"da 500 civarında okul kapanmıştır! Ülkemiz genelindeki sayıyı tahmin etmeyi sizlere bırakıyorum!...
Okulların sürekli kapandığı ülkeleri bekleyen iyi bir kader yoktur ve akıldan ve bilgiden uzaklaşan ya da yaşam kurallarını akıl ve bilgide aramayan, bilgiye ve akla değer vermeyen kitlelerin çoğalması ile ülkemizde ancak bugünkü konular tartışılabilir, yaşanabilir!... Bizlerde bunları üzülerek izliyoruz!...
Aklın ve Bilginin en büyük değer olduğu güzel günleri birlikte görebilme dileğiyle!
DrMustafa ÇUKURYILDIZ
*******************************
ERKEKLERİN KADINLARDAN RİCASIDIR :
*8 hafta süren bas ağrıları baş ağrısı olamaz, bir doktora gidin.
*Alışveriş yapmak zevkli değildir ve asla da olmayacaktır.
*'Beni seviyor musun?' diye sormayın. Emin olun ki sevmesek yanınızda bir saniye bile durmayız...
*Bizden sizinle aynı üzüntüyü çekmemizi beklemeyin, o sizin kız arkadaşlarınızın işidir.
*Bir yere gittiğimizde, hangi kıyafeti giyerseniz giyin, size çok yakışıyor, yemin ederiz. O yüzden bir daha sormayın.
*Biz erkekler basitizdir. Mesela sizden ekmeği getirmenizi istiyorsak, aslında ekmeği getirmenizi istiyoruzdur. Bundan 'ekmek masada değil' diye bir iğneleme yaptığımız sonucunu çıkarmayın...
*Eğer 2 değişik şekilde anlayabileceğiniz bir şey söylemişsek ve bunlardan biri kötü
ve sizi üzecekse, kesinlikle öbür anlamında söylemişizdir, boşuna bizi sıkıntıya sokmayın...
*Eğer bir şey istiyorsanız sormanız yeterli. Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
*Biz erkekler öyle farklı anlamlar taşıyan dolaylı soruları anlamayız. Ne istiyorsanız doğrudan söyleyin...
*Eğer şişmanladığınızı düşünüyorsanız büyük ihtimalle şişmanlamışsınızdır zaten. Bize sormayın, cevap vermeyi reddediyoruzdur.
*En karmaşık durumda bile bizim için temel kural şudur: 'En kolayını seç'.
Bizden komplike şeyler beklemeyin.
*Erkekler en fazla 16 renk görürler. Mesela, şampanya bir renk değil, bir içkidir.
*Erkeklerin çoğunun en fazla 3 çift ayakkabısı vardır.
*Biz basitizdir. O yüzden 30 çift ayakkabınızdan hangisinin kıyafetinize uyacağını sormayın, bilmiyoruzdur. Sormayınız.
*Cuma + Cumartesi + Pazar = Bol yemek ve mutfak gerçekliğinin icrasıdır...
Bizi anlamaya çalışın lütfen, fazla abartmayın ama...
*Evi temizleyip yorulduktan sonra, yüzünüze bakılmayacak haldeyseniz, yaptığınız temizliğin bizim için bir anlamı yoktur, takdir beklemeyin. Temiz bir evden önce güzel en azından bakımlı görünen bir kadınla bir evi paylaşmak daha anlamlıdır...
*Ev işlerinden sonra yattığınız yerde sızıp kalıyor ve her türlü kur çabasına yorgunum diyorsanız bu bizi bozar... Bir erkeğe temiz evden önce temiz bir eş ve hatta sadece bir eş lazımdır. Temizlik bir temizlikçi tarafından da yapılabilir ama bazı şeyler temizlikçi ile
yapılmaz... Yapılmamalı da.
*Size 'neyiniz var' diye sorduğumuzda, 'hiç bir şeyim yok' derseniz size inanırız, bizim için olay bitmiştir. O yüzden bir şeyiniz varsa doğrudan söyleyin sonra bizi anlayışsız durumuna düşürmeyin...
*Yeteri kadar ayakkabınız ve elbiseniz varken bizi iflas ettirmek bir sevgi gösterisi değildir.
*Bunu tanıdığınız tüm kadınlara yollayın; bir kere de olsa erkekleri anlasınlar. Mümkün olduğu kadar çok erkeğe de yollayın ki, onlar da yalnız olmadıklarını bilsinler...
Sevgili Dostum Ahmet Varol"a bunları bana gönderdiği için teşekkürler!...
DrMustafa ÇUKURYILDIZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.