Üç kadından biri dayak yiyor

Üç kadından biri dayak yiyor

Göç olgusunun kadına yönelik şiddete zemin hazırladığını kaydeden Prof.Dr.Şirin, "Uluslararası Göç Organizasyonu-2007 verilerine göre; Dünya'da 191 milyon göçmenin yer aldığı ve bunların 24.5 milyonunun iç göç yaptığı belirtilmektedir.

Göç olgusunun kadına yönelik şiddete zemin hazırladığını kaydeden Prof.Dr.Şirin, "Uluslararası Göç Organizasyonu-2007 verilerine göre; Dünya'da 191 milyon göçmenin yer aldığı ve bunların 24.5 milyonunun iç göç yaptığı belirtilmektedir.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun göç istatistiklerine göre; Türkiye'de iç göç son 25 yıl içerisinde ikiye katlanmıştır.

  Ayrıca Türkiye binde 0.7 oranında dış göç almakta ve bunun yüzde 52.4'ünü kadınlar oluşturmaktadır. Kadınlar; ailesini ya da göç eden erkek üyesini takip ederek, evlilik, tayin, mevsimlik ya da kadına özgü iş olanakları, eğitim, güvenlik, ekonomik ve siyasi nedenlerle göç etmektedirler" diye konuştu.

Ülkemizde kentlerde göçe bağlı olarak görülen başlıca sorunların işsizlik, yerleşim, konut, çevre, altyapı, ulaşım, eğitim, asayiş ve sağlık olduğunu kaydeden Prof.Dr.Şirin, "Türkiye'de göç sürecinin kadınlar için beraberinde getirdiği etkiler arasında cinsel yolla bulaşan hastalılkar, ana-çocuk sağlığı ve aile planlaması hizmetlerinden yeterince yararlanılamamasına bağlı çok ve sık aralıklarla çocuk sahibi olma, doğum öncesi bakım hizmetlerinin alımının az olması, evde sağlık personeli olmaksızın yapılan doğumların yüksek olduğu saptanmıştır.

  Bu etkilere ilave olarak; kadınların kültürel nedenlerle yabancı bir ortamdaki hareket özgürlüklerinin giderek kısıtlanması, erkeklere oranla iş gücü piyasalarına katılımlarının daha zor olduğu ve bu yüzden göç etmiş olan kadınların ev kadını rolünü eskisine oranla daha fazla benimsemek zorunda kalmaları ve de şiddet etkilerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır" dedi.

Her 3 kadından biri dayak yiyor

Şiddetin ortaya çıkmasında kırdan kente göç eden kadının üretkenliğinde azalma, eğitim yetersizliği, işsizlik, yoksulluk, sosyal izolasyon, yabancılık duygusu, kültürel çatışma gibi nedenlerin etkili olduğunun belirtildiğini kaydeden Prof.Dr.Şirin, "Şiddet uygulayan erkeklerin çocukluklarında benzer olaylara tanık olmaları, kişilik özellikleri, mevcut ruhsal bozukluklar, aile içi ilişkilerinde problemler, madde bağımlılığı ve aşırı kıskançlık duygusu kadına yönelik şiddet davranışını arttırmaktadır.

  Kadına yönelik şiddet ister kamusal, isterse özel yaşamda meydana gelsin, kadınlara fiziksel, cinsel veya psikolojik acı veya ızdırap veren veya verebilecek olan cinsiyete dayanan bir eylem veya bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakmadır" diye konuştu.

Yapılan araştırma sonuçlarına göre Türkiye'de her üç kadından birinin eşinden dayak yediğinin görüldüğünü açıklayan Prof.Dr.Şirin, "Kadınlar kişisel güçlerini ve öz saygılarını yitirdikleri göç durumunda yaygın olarak şiddete ve istismara maruz kalmaktadır.

   Şiddet uygulanan kişi üzerinde korku, uykusuzluk, bitkinlik, halsizlik, seslere karşı aşırı tepki, baş dönmesi, unutkanlık, güvensizlik, ümitsizlik gibi olumsuz etkiler ortaya çıkmaktadır. Bunların yanısıra şiddete maruz kalan kadınların sosyal ilişkileri bozulmakta, sosyal ve ekonomik yaşama katılımları, karar mekanizmalarında yer alma kapasiteleri zarar görmekte, toplumsal ve ekonomik yaşama katılımları büyük oranda düşmektedir" dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.