Tablo kara ama çözümsüz değil

Tablo kara ama çözümsüz değil

Fındığın toplanmasına günler kalmasına rağmen hükümetin sessizliğini sürdürmesine EMEK Partisi Ordu Şubesinden tepki geldi. EMEK Partisi Ordu İl Başkanı Coşkun Özbucak yaptığı yazılı açıklamada;

Fındığın toplanmasına günler kalmasına rağmen hükümetin sessizliğini sürdürmesine EMEK Partisi Ordu Şubesinden tepki geldi.
  EMEK Partisi Ordu İl Başkanı Coşkun Özbucak yaptığı yazılı açıklamada;

Fındığın toplanmasına günler kalmasına karşın AKP hükümeti sessizliğini sürdürüyor. Bu zamana kadar yaşananlar irdelendiğinde AKP hükümetinin yabancı ve yerli sermaye lehine adımları hızla attığını, işçinin, memurun, emeklinin, köylünün istemlerine ise kör ve sağırları oynadığını görmekteyiz. Bu geleneğini hükümet olduğu günden bu yana fındık üreticilerine karşı da sürdürdü.

      AKP hükümeti, fındık üreticilerine karşı hep ilgisiz kalmış, halkın tepkisinin yükseldiği dönemlerde ise, bir tutam bal çalmakla göz boyamayı ustalıkla başarmıştır. Tabiî ki bunu, banka ve holding gazete ve televizyonlarının gerçekleri çarpıtan haber ve programları aracılığıyla yapmaktadır.

Bu çarpıtmanın en güzel kanıtı da satış yapamadan işyerini kapatan küçük esnafla, Temmuz maaşına “zam” yapılmasına karşın işçi, memur ve emeklinin giderlerinin gelirlerine göre artmasıdır. ABD, AB denetimin arttığı, IMF ve Dünya Bankası"nın ekonomik politikalarının her gün sıkı bir biçimde uygulandığı ülkemizde açlık ve yoksulluk artmaktadır. İşsizlik arttığı halde az gösterilmesi, elektrik gibi kullanmadan yapılamayacak araç ve gereçlere yapılan zamların “masum” ve zorunlu bir artış gibi gösterilmesi, halkın her gün yaşadığı geçim sıkıntısının yokmuş gibi televizyon ve gazetelerde farklı bir dünyanın anlatılması gerçekleri gizleyemeyecektir. Artık mızrak çuvala sığmıyor." dedi.

Özbucak açıklamasına şöyle devam etti;

     " Ülkede açlık ve yoksulluk büyürken hükümet zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapan politikalarını sürdürüyor. Gündemleri sık sık değiştirerek, halkın temel sorunları olan ekonomik, demokratik taleplerini gündemden düşürmektedir. Eğitimi, sağlığı paralı hale getirirken emeklilik hakkını neredeyse ortadan kaldırdı. Şu an ise emekçilerin en önemli haklarından olan “kıdem tazminatını” da kaldırmanın hesabını yapıyor. Yani AKP hükümeti işçinin, memurun, emeklinin, köylünün haklarını bir bir yok ederken yerli ve yabancı sermayelere sınırsız olanaklar tanıyor. Halkın malları tek tek özelleştirme adı altında yerli ve yabancı sermayelere peşkeş çekildi. Bankalar ve fabrikalar yabancı sermayenin eline geçti, yabancılara toprak ve mülk satışı için yasal kolaylıklar sağlandı. Kısacası AKP hükümeti açlığın, yoksulluğun ve işsizliğin yaratıcısı oldu.

      Bu yoksullaşma, açlık ve işsizlik Karadeniz Bölgesi"nde, özellikle de ilimizde daha fazla yaşanıyor. Hükümet fındık konusundaki üretici karşıtı tutumunu sürdürüyor. Fındığın toplanmasına iki haftadan az bir zaman kaldığı halde üretici geleceğini göremiyor. Hükümet her yıl yaptığı gibi, üreticiyi bunaltıp en aza razı etmeye çalışarak, geçici ve yetersiz bir çözümle de “kurtarıcı” rolünü oynayacaktır.

      Fındık maliyet fiyatları açıklanırken gerçekler çarpıtılmaktadır. Geçen yıl 4.59 YTL olarak hesaplanan maliyet, bu yıl ilaca, gübreye, mazota, işçiliğe, taşımaya yapılan zamlar sonrasında fındık maliyet fiyatının 3.54 YTL olarak belirlenmesindeki çelişkinin mantıklı açıklanması olamaz.

      TMO, Fiskobirlik"e borçlarını ödemesi için çok ucuza verdiği fındığı iyilik yapmış gibi sunuyor. Şu an piyasaya (özellikle de iç piyasaya) fındık sürmek üreticinin zararınadır. TMO kamuoyu tepkisi nedeniyle bu satışı Fiskobirlik"e yaptırıyor. Bu politikalar Fiskobirlik"i yok etmenin bir diğer ayağıdır.

      Fındığın toplanmasına günler kalırken üreticiler tek ağızdan konuşmalı, ortak tavır geliştirebilmelidir. Olumsuzluklara karşı fındık toplamamadan, pazara fındık indirmemeye; mitingden, Ankara"ya yürüyüşe kadar her etkinliği düşünmeli ve dillendirmelidir. Tepki olmadan, haklar istenmeden bu sezon üreticilerin kazançlı çıkmalarının olanağı yoktur. Üreticiler, üretici sendikaları ve derneklerine katılarak örgütlü davranış göstermelidir.

      Fındıkta rekolte belirlendi. Zamansız yapılan açıklamaların çok altında olan 748 bin ton açıklaması yapıldı. Hatta kimi uzmanların da açıklaması oldu. Harmandan çuvala giren fındık 600 bin tonu geçmez. Tüm bunlara karşın fındık çok ya da az olsun belirleyici olan bu değildir. Asıl belirleyici olan Devletin (hükümetin) fındık üreticilerinin sorunlarına çözüm bulup bulmamasıdır.

      Fındık üreticilerinin sorunlarının çözümü konusunda daha önce de açıklamalar yaptık. Kısa ve uzun zamanlı çözümler tartışılmalıdır. Şu an çözüm bekleyen sorunlar acilliğini korumaktadır.

      Bu nedenle:

  1. TMO depolarındaki fındık yağlığa ayrılmalı ya da depolanmalı,
  2. Devlet, tüm olanakları zorlayarak öncelikle Fiskobirlik"e ödenek vererek alım yapmasını sağlamalı,
  3. TMO üreticilerin korunması amacıyla bu yıl son kez alım yapmalı, Sonrasının ne olacağı tartışılmalı, yeni politikalar geliştirilmeli,
  4. Fiskobirlik ve TMO fındık alımlarında kota uygulamamalı,
  5. Fındık fiyatı, üretici bahçeye girmeden açıklanmalı,
  6. Üreticilere amele parası ve ek harcamalar için 3-4 aylık faizsiz kredi sağlanmalı,
  7. Fındık fiyatlarının düşüşüne neden olan, ihracatçıyı rahatlatan emanete fındık verilmesi önlenebilmeli, bunun için TMO"nun ve Fiskobirlik"in devlet güvenceli “emanete” fındık almaları sağlanmalı,
  8. Fındık fiyatı maliyet+enflasyon+%30 kar oranı hesabı ile yapılmalı, geçen yıl 5YTL olan fındık fiyatının bu yıl 6 YTL olması gerekiyor.
  9. Üreticinin fındığını sıkıntısız toplayabilmesi için Valilik Makamının “dışardan gelen fındık işçilerinin konaklamasını yasaklayan kararı ”iptal edilmelidir."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.