Tabip Odası Seçimleri -Ordu
Doktorlar; Tarih boyunca çağdaşlaşmanın ve özgürlüklerin meşalesini hep en önlerde taşımışlardır ve ülkemizde de Kurtuluş savaşında; işgale karşı ilk ...
TABİP ODASI SEÇİMLERİ-ORDU
Doktorlar; Tarih boyunca çağdaşlaşmanın ve özgürlüklerin meşalesini hep en önlerde taşımışlardır ve ülkemizde de Kurtuluş savaşında; işgale karşı ilk direnişleri örgütleyenlerdirler ve bağımsızlık mücadelesinin her aşamasında en önlerde Doktorlar olmuştur!...
Sayıca az olmalarına rağmen Doktorlar, Ebeler, Hemşireler, Sağlık Memurları ile birlikte; Cumhuriyet"in ilk yıllarında; zor koşullarda at ve eşek sırtın da; elektriğin, yolun, suyun, telefonun olmadığı yerlere günlerce süren yolculuklarından sonra; sıtma, verem ve trahomun köklerini kazımışlar; elde edilen bu başarıdan halen tüm dünyada övgüyle bahsedilmektedir!
Bugün sağlık sektörü ve Doktorların çalışmaları ve yaşamları mercek altına alındığında;
- Bugün Doktorlar; yetersiz ve uygun olmayan fiziki koşullarda; dar ve havalandırması olmayan muayene odalarında, az sayıda Ebe-Hemşire-Sağlık Memuru ile ve yetersiz donanımla; günde 75-150 kişilik kalabalık hastalara karşı çok fazla olan çalışma saatleriyle; insan üstü gayretlerle hizmet vermeye çalışmaktadırlar!...
- Bugün Doktorlar; büyük ilçeler haricinde; güvenlik önlemlerinin hiç olmadığı hastanelerde sayıca az personelle; 4-5 metrekarelik insan ruhunu dahada sıkıntıya sokan dinlenme odalarında Acil Poliklinik nöbetleri tutmaktadırlar ve her türlü şiddete maruz kalma ve hastalık kapma tehlikesi altında; boyunları bükük şekilde hizmet vermektedirler!...
- Bugün Doktorlar; 1250-1350 YTL ortalama maaşla yoksulluk sınırında bir ücretle çalışmak zorunda kalmaktadırlar ve içlerinde kıvrandıkları ekonomik zorluklarını aşabilmek için; performans adı altında yolsuzlukları yasal kılıf altına alacak yolsuzluklar yapmaya doğru adeta zorla sürüklenmektedirler!... Ayrıca aynı kurumda aynı işi yapan fakat farklı maaş alan personellerin olmasıyla çalışma barışı bozulmaktadır!...
- Bugün Doktorlar hakkında; hemen hemen hergün basında; sağlık, ilaç ve Doktorlara ilişkin yolsuzluk haberleri ve tutuklamalar yer almaktadır!... ve sonuçta; Hekimlik mesleği ciddi anlamda itibar kaybetmeye başlamıştır!...
- Bugün Doktorlar; her geçen gün kaybettikleri özlük hakları ve güvenceleri ile; politikacıların ve kamu idarecilerin baskıları altında zorluklarla hizmet vermeye devam etmektedirler ve hemen hemen her gün siyasiler tarafından haksız ve temelsiz suçlamalara maruz kalmaktadırlar sürgünlere gönderilmektedirler!...
- Bugün Doktorlar; asgari ücretin, yoksulluk sınırının, açlık sınırının ne kadar olduğunu hatırlayamayan politikacılar tarafından 150-200 dolar maaşla çalışacak olduğu iddia edilen İthal Doktor uygulaması ile tehdit edilmektedirler!...
- Doktorlar geçmişte bağımsızlık meşalesini ilk yakanlar ve çağdaşlaşmanın en önde yürüyenleri iken; bugün hemen hemen hiçbir konuda sağlık hizmetleri konuları dahil; bilgilerine ve fikirlerine başvurulmayan kişiler konumundadırlar!... ve her geçen gün toplumsal etkinliklerini, itibarlarını ve saygınlıklarını kaybetmektedirler!...
- Tüm bunların neticesinde; bugün Doktorlarımız yaşama sevinçle bakamaz hale gelmişlerdir ve ne yazık ki; O büyük yaşam kıvılcımlarını kaybeder hale gelmişlerdir!...
AKP hükümeti istikrarlı bir sağlık politikası ortaya koyamamıştır!... aynı konularda sürekli karar değiştirmekte ve sağlık çalışanlarının özlük haklarında iyi hiçbir adım atmamaktadır!... bu sürekli karar değiştirmeleri Doktorlarımızın geleceğe ilişkin planlar yapmalarını engellemektedir ve sürekli stres altında bulunmalarına sebep olmaktadır!... Doktorlar artık geleceğe güvenle bakamaz hale gelmişlerdir!...
Sağlık Bakanının halkı doğrularla bilgilendirmemektedir!... Doktorların ortalama 7000-7500 YTL maaş aldıklarını söylemesi ve bu kadar maaş almalarına rağmen geri kalmış yerlere çalışmaya gitmediklerini söyleyerek halkı Doktorlara karşı haksızca ve hatalı şekilde kışkırtmaktadır!... Bir Doktor olarak ben de 1300 YTL civarında maaş almaktayım!...
Sağlık bakanının söyledikleri ancak kendi siyasi düşüncesine yakın olanlardan seçtikleri Başhekimler ve Başhekim yardımcılarının aldıkları ücretler konusunda doğrudur; birçoğu 7000-7500 YTL civarında gelir elde etmektedirler ama geri kalan çoğunluk yüksek gelir elde etmek için ya sürekli dışarıda düzenlenmiş reçeteleri imzalayarak yüksek performans elde etmeye zorlanmışlar yada değişik şekillerde yolsuzluk yapmaya zorlanmaktadırlar!
Halkın sağlık hizmetlerine ulaşımı zorlaşmaktadır!... Yakınlarda AKP hükümetinin çıkardığı emekliliği imkansız hale getirecek ve bir çok sağlık hizmetini ücretli hale getirecek Sosyal Güvenlik Reformu ile hem çalışanların hak kayıpları olacak, hem de zaten yoksulluğun pençesinde ruhsal olarak mutlu olamayan ve fakirlikten dolayı iyi beslenemeyen sürekli hasta olan, kıvranan halkımızın alacağı sağlık hizmetleri kısıtlanacaktır!...
AKP hükümeti; sağlıkta harcanan paraların artmasıyla öğünmektedir! oysa harcama kalemleri iyice incelendiğinde; harcamaların ilaç giderlerinde anormal arttığını ortaya koymaktadır!... şu bilinmelidirki; tüketimin artmasıyla ve çok paralar ödeyerek alınan ilaç tüketimiyle değil; iyi sağlık hizmeti halkı sağlık konusunda etkin bir şekilde eğiterek ve bilinçlendirerek ve sağlıklı beslenmesini sağlayacak açlığı azaltarak vermekle mümkündür!...
SOSYAL BOYUTU OLMAYAN SAĞLIK HİZMETİNİN HİÇ BİR ETKİNLİĞİ OLAMAZ!; Sağlık Bakanlığının adı eskiden SAĞLIK VE SOSYAL YARDIM BAKANLIĞI idi Adındaki değişikliklerden de anlaşıldığı gibi; bugün sosyal yönü ihmal edilen bir bakanlık haline dönüştürülmüştür!... sağlık hizmetlerinin sosyal boyutunun çok daha fazla geliştirilmesi gerekmektedir!...
Sağlıklı olmayı; tam bir bedensel ve ruhsal iyilik halidir diye Dünya Sağlık Örgütü tanımlamıştır. Sağlıklı olabilmek için; insanların iyi gelir getirecek, sağlık kurallarına uygun çalışma ortamı ve özgürce ve insanca yaşayabilecekleri kentlere ve dengeli ve düzenli beslenmeye ihtiyaçları vardır!...
Bugün uygulanan ekonomik ve sosyal politikalarla; Doktorlar dahil halkımızın çoğunluğu yoksulluk seviyesinin altında açlık sınırına yakın gelir elde etmektedirler ve dengeli beslenememektedirler!... 20 milyon civarında insanımız günlük 1 dolar ile ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmaktadırlar ve aç yatmaktadırlar!...
Yanlış tarım politikaları neticesinde kırsal dan kitlesel şekilde göçler büyük kentlere akmaktadır ve alt yapısı hazırlanmamış kentlerde insanlar üst üste yaşamaya ve sağlıklarını korumak için almaları gereken asgari gıdaları dahi alamayarak sağlıkları tehdit altında yaşamaya zorlanmaktadırlar!...
Kentlerde insanların günlük ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yürüyüş, koşu, ağaçlık ve dinlenme alanları yapılmamıştır ve dengesiz beslenmeyle obesite halkın sağlığını ciddi şekilde tehdit etmeye başlamıştır!... bu konularda halk bilinçlendirilmemektedir ve yerel yönetimler gereken adımları atmamaktadırlar!...
Büyüme ve gelişme dönemlerindeki çocuklarımız yoksulluğun sonucu olarak iyi beslenememektedirler ve vücut gelişimini sağlayacak yeterli oyun parkları ve sahaları olmaması ve yapılmaması nedeniyle ömür boyu sürecek hatalı gelişimlere ve hastalıklara, zekalarında eksik gelişmeye karşı açık ve savunmasız bırakılmaktadırlar!...
SOSYAL DEVLET OLMANIN GEREĞİ;
- EN AZ BÜYÜME GELİŞME LERİNİ TAMAMLAYANA KADAR TÜM ÇOCUKLARIMIZA DEVLET OLARAK; SÜT VE GIDA DESTEĞİNDE BULUNULMALIDIR!...
- HALKIMIZIN TÜMÜNÜ KAPSAYACAK EŞİT-ÜCRETSİZ VE KOLAY ULAŞILABİLİR NİTELİKLİ SAĞLIK HİZMETİ VERECEK ŞEKİLDE SOSYAL GÜVENCE KAPSAMINA ALINMALIDIR!...
Tüm bu yaşanılan olumsuzlukların yansımaları en çok göç veren illerden olan Ordu"ya da olmuştur!...
Ordu"nun bir çok ilçe ve beldesinde yeterli sağlık donanımı ve çalışanı bulunmamaktadır!... sağlık eğitimi konusunda eğitimler yeterince verilmemektedir!... sağlık harcamaları yerinde ve doğru ve verimli kullanılmamaktadır!... ve Ordu sağlık istatistikleri bakımından Türkiye ortalamasının en alt sıralarında bulunmaktadır!...
Meslek odaları; yukarıda bir kısmı yazılan aksaklılıkların giderilmesi için; kamuoyu oluşturmak, üyelerinin ve genel refahı arttırmak için; aynı ideallerle hareket eden diğer sivil toplum örgütleriyle birlikte hareket edip; baskı unsuru oluşturmak ve asıl olarak da;
- Üyelerinin ve mesleğin saygınlığını arttırmak , Meslektaş dayanışmasını sağlamak;
- Mesleğin ve sunulan hizmetin sonucunda Üyelerin;ekonomik ve sosyal gelişimlerini sağlamak ve bunun için çalışmalar yapmak, Hükümetlere baskı unsuru olmak!...
- Üyelerinin mesleklerini en iyi şekilde hizmete dönüştürebilmenin ortamını hazırlamak için çalışmalar yapmak ve idareye ve genel yönetime baskı unsuru olmak, eğitimlerinde yeni gelişmeleride düşünerek sürekliliği sağlamaya çalışmak,
- Üyelerinin uğradıkları haksızlıklara karşı gelmek, üyelerine idarenin uyguladıkları baskıya karşı korumak-savunmak,
- Sağlık konusunda; Yapılan ve yapılması gerekenler hakkında kamuoyu oluşturmak ve baskı unsuru olmak!...
Temelde bu doğrultuda hareket etmelidirler!...
Ordu"da 04/Mayıs/2008 tarihinde Türk Tabibler Birliği Ordu seçimleri yapılacak!... bu kongrede özelde Doktorların, genelde tüm ülkenin içinde bulunduğu zorluklar ve çözüm önerileri tartışılacak ve yeni çözümleri uygulamak için görevlendirmeler yapılacaktır!...
Bu zamana kadarki görev almış yönetimler ve mesledaşlarımız samimi şekilde ellerinden gelen bütün gayretleri göstermelerine rağmen; değişen hayat dinamiklerinde uygulanan yöntemler fazla belirleyici ve etkili olamamıştır ve üyeler idarenin uyguladığı baskılara karşı yeterince korunamamıştır ve sonuçta; Ordu tüm sağlık istatistikleri bakımından; istenen seviyelerin çok çok gerilerinde bulunmaktadır!...
Hayatın her alanında olduğu gibi; Doktorlarında örgütlenmelerinde yeni anlayışlarla, yeni başlangıçlarla geçmişin hatalarını ve eksikliklerini onaracak, doğru yapılanlarına da sahip çıkıp gelişen ve değişen yaşam dinamiklerinde yeni başlangıçlar yapılmalıdır!...
Bu yeni başlangıçlar Ordu"da da olmalıdır!...
Ben Ordu"da; şüphesiz hepsi birbirlerinden daha değerli olan ama; DrHakan Duman, DrÖzgür Enginyurt, DrCoşkun Akın gibi yıllarca kendilerini iyi yetiştiren ve kararlı bir ekiple Tabip Odasının çalışmalarının yöntemlerinin değişeceğini ve daha da etkin olabileceğini düşünüyorum!...
Bu zamana kadar Meslektaş dayanışmasına önem veren ve Oda çalışmalarında emekleriyle katkıda bulunan tüm Meslektaşlarıma teşekkür ve minnetlerimi sunuyorum ve seçilecek yeni Meslektaşlarımı da şimdiden kutluyorum, ve görevlerinde başarılar diliyorum!...
Ve bu güzel günde acil bir işimin çıkmasından dolayı İstanbul"da bulunmam nedeniyle; aranızda bulunamanın üzüntüsü içinde tüm Kongreyi Sevgi ve Saygılarımla Selamlıyorum!...
DrMustafa ÇUKURYILDIZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.