Sendikalar: Seneye Taksim' deyiz

Sendikalar: Seneye Taksim' deyiz

Olaylı 1 Mayıs'ın ardından sendika temsilcileri basın toplantısı düzenlediler. İşte toplantıdan çıkanlar...

DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, Türk-İş Genel Sekreteri Mustafa Türker ve KESK Başkanı İsmail Hakkı Tombul, olaylı geçen 1 Mayıs'ın ardından basın toplantısı düzenledi. Konuşma yapan Çelebi, tüm yaşananlara rağmen Taksim ısrarlarının önümüzdeki seneler için süreceğini söyledi.

Çelebi, "Katledilen canlarımızı anmak için Taksim'i istememizin önemi ortadan kalkmamıştır. Türkiye'nin en önemli 3 konfederasyonunun Taksim'de kutlama yapmak istemesi, benzer diğer gösterilerden farklıdır. Toplumsal barışın yegane dayanağı emekçilerdir.

Yasak anlayışın hala etkin olması utanç meselesi. 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanmak istenmesinin bir önemi de, 1 Mayıs'ın ülkemizde kara günlerin rafa kaldırıldığı dönemlerin miladı olarak tarihimizde yerini almasıdır" dedi.

"Taksim çevresinde etten ve metaldan örülen duvar"

1 Mayıs öncesinde halk arasında provakasyon korkuları yayıldığını öne süren Çelebi, "Hepimizin tanık olduğu gibi Taksim çevresinde etten ve metaldan örülen duvar, provakatörlere karşı kurulsaydı huzur ve güven içinde Taksim'de kutlama yapabilirdik.

Devletin bugün gelinen noktada Kadıköy ve Çağlayan'da güvenliği sağlarken Taksim'de sağlayamaması, Kızılay'da sağlayamaması bir aczin ifadesinden başka bir şey değildir. Bu yasaklamaların bir provakasyon paronayası ürünü olduğu açıktır.

Korkunun ecele faydası yoktur. Eğer birilerinin provakasyona ihtiyacı varsa bunu daha başka günlerde, başka kentlerle yapıldığına tanıktır halkımız" diye konuştu. Süleyman Çelebi, provakasyonun yasakla değil, devletin önlem almasıyla önlenebileceğini söyledi.

"Orantılı güç kullanma kavramı hukuksal bir kavramdır"

1 Mayıs'ın nerede ve nasıl kutlanacağına ilişkin tartışmaların, yerini 1 Mayıs'ta neler yaşandı tartışmasına bıraktığına dikkat çeken Çelebi, basın mensuplarına çalışmalarından dolayı teşekkür etti. Çelebi, "Vali'nin orantılı güç iddiaları ve 1 Mayıs'ta İstanbul'dan yansıyan görüntüler birbiriyle çelişiyor.

Vali, Şişli Etfal Hastanesi'nde atılan gaz bombalarının bir polisin elinden kazayla düştüğnü söylemektedir. Ya yalan söylemiştir ya da Güler İstanbul yerine Almanya'daki sokakları izlettirmiştir. Orantılı güç kullanma kavramı hukuksal bir kavramdır.

Polisin kendi sendikasının önünde duran, herhangi bir eylem içinde bulunmayan 40-50 kişiye tazyikli su ve gaz sıkması, jopla saldırması, yere düşmüş insanları acımasızca çiğnenmesi, tekme tokat değneklerle dövmesi, yüzlerce insanın gözaltına alınması mı orantılı güç kullanımıdır.

ÖDP'nin il merkezine gaz bombası atarak binlerce insanı ölümle burun buruna getirmek mi orantılı güç kullanımıdır" ifadelerini kullandı.

"Hastaneye gaz bombası atacak kadar sorumsuz davranılmıştır"

Çelebi, sözlerini şöyle sürdürdü: "Saat 06.30'dan itibaren DİSK önünde bekleyenlere saldırı düzenlenmiştir. Taksim'de 5 kişinin yan yana gelmesine bile müsaade edilmedi. Hastanenin acil servisine gaz bombası atacak kadar sorumsuz davranılmıştır.

Pek çok yurttaşın hayatına kastedilmiştir. DİSK üyeleri, KESK üyeleri, Türk-İş üyeleri ve çeşitli kitle örgütlerinin üyeleri çeşitli noktalarda polisin saldırısına kurban olmuştur".

"Madımak'ı yaşadık"

Taksim ısrarından vazgeçmediklerinin altını çizen Çelebi, önümüzdeki sene için hazırlıklara başlayacaklarını söyledi. Çelebi, "Önlerinde bir yıllık süre var. Hangi tedbirleri alacaklarsa alsınlar. Bu sorunu, bizim 1 Mayıs'ı Taksim'de kutlamamızı sağlayarak aşabilirler.

 Taksim bizim açımızdan sonlanmış değil. Artık can güvenliğinin kalmadığını, provakasyonun bizden değil, Türkiye'yi yönetenler tarafından olacağını yaşadık. Biz burada Madımak'ı yaşadık. Can güvenliğimiz yoktu. Bize güvenenleri daha fazla riske atamazdık.

Bütün sorumluluğu örgütler olarak birlikte aldık ve sonlandırma görevini yerine getirdik. Aksi halde çok daha talihsiz olaylar yaşanabilirdi. Bu olayları önlemek adına sorumlu davrandık" dedi.

Ahmet Necdet Sezer'den 'geçmiş olsun' telefonu

Çıkan olayların ardından 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'den milletvekillerine, işadamlarından meslek örgütlerine kadar bir çok kesimden 'geçmiş olsun' telefonu aldıklarını da belirten Çelebi, sözlerini şöyle tamamladı:

"Özür bekliyoruz"

"Bize gelen en azından bir geçmiş olsun yaklaşımı olmadı. Şu ana kadar hükümetten geçmiş olsun mesajı almadık. İlk taşın bizden atıldığı söyleniyor. Böyle bir şey yok. Ama varsa da özür dilerim, gerekirse istifa ederim. Bu kadar gaz bombasına maruz kalarak canına kastedilen insanlar nefsi müdafada bulunmuştur.

Biz her türlü şiddeti reddeden örgütleriz. İnsanların yaralanmasına ve ölmesine neden olacak kararlılıkla gelmişler. Polislerin üzerinde numaraları yok. Diğer ülkelerde polisler kutlamalara katılır, onların da talepleri duyurulur. Buradaki polislere bir tek talimat verilmiş, saldırın. Bir yıl içinde nasıl Taksim'e çıkacağımızı daha iyi tartışacağız.

Bu yalnız 3 örgütün talebi değil. Hükümet yetkilileri ve Vali'nin bu yaptıklarından dolayı özür dilemesini istiyoruz. Devleti ve hükümeti temsil edenlerin hem bize hem de İstanbul'a özür borcu var".

"Suç duyurusunda bulunacağız"

KESK Başkanı İsmail Hakkı Tombul da, 1 Mayıs günü sendikaya gelen aydın ve sanatçıların da gaz yağmuruna maruz kaldığını söyledi. Olaylar sırasında bir milletvekilinin kalp krizi riskiyle karşı karşıya kaldığına dikkat çeken Tombul, "Yaşam hakkımız, kişi dokunulmazlığımız, kişi özgürlüğümüz, konut dokunulmazlığı hakkımız, düşünceyi açıklama özgürlüğümüz, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkımız açıkça ihlal edilmiştir.

Polisin saldırıları tam anlamıyla devlet terörüne dönüştü. Hükümet, demokrasi sınavından geçememiştir. Hükümet yetkilileri, vali ve cerrah hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Bu suçun her platformda takipçisi olacağız. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracağız. 40'a yakın yaralı vardır. Bunu yapan güvenlik güçleri, bu eylemin güvenliğini sağlaması gerekenler, bizzat halkın can güvenliğini tehlikeye sokmuşlardır" dedi.

"Çatışma gördüntüleri dünyanın hafızasından silinmeyecek"

Türk-İş Genel Sekreteri Mustafa Türker ise "Taksim'e barış için çıkacağımızı söyledik. Hep iyi şeyler anlatmaya çalıştık. Halkı korkutup sindirmeye çalıştılar. Taksim'i yasak bölge ilan ederek, tüm insanların çıkmasını engellediler. Gazlarla ancak elimizdeki çiçekleri soldurdular, inancımızı kıramadılar.

Gelecek 1 Mayıs'ın önemini çok daha iyi kavradık. 1977'de yaşanan olaylardan 30 yıl sonra AB yolunda ilerlediği iddia edilen Türkiye'nin bir arpa boyu yol gittiğini dünyaya gösterdiler. 1-2 milyar dolara
bedel oldu diyen ekonomi uzmanlarını kutluyoruz. Bu çatışma gördüntülerini dünyanın hafızasından silemeyecekler. Türkiye'nin demokratikleşmede aslında hiç yol alamadığını hiç bir şey bu görüntülerden iyi anlatamazdı" diye konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.