Ordu laboratuar değildir...
Ordu Kenti hiç kimsenin üzerinde deneylerini gerçekleştirdiği bir laboratuar değildir. Kimse Ordu iline deney tüpü muamelesi yapamaz. Hele ki Orduhalkına kobay muamelesi hiç yapamaz. Ve yaptırmayacağiz Bu ile yıllardır Mesleğinin ehli olsun veya
ORDU LABORATUAR DEĞİLDİR…
Nevzat AKATA
Ordu Kenti hiç kimsenin üzerinde deneylerini gerçekleştirdiği bir laboratuar değildir.
Kimse Ordu iline deney tüpü muamelesi yapamaz.
Hele ki Ordu halkına kobay muamelesi hiç yapamaz.
Ve yaptırmayacağiz...
Bu ile yıllardır Mesleğinin ehli olsun veya olmasın bir sürü insan geldi gitti ama hiçbiri bu kenti bu kadar kolay ve basit biçimde laboratuar, Ordu'luları da üzerinde deney yapılan kobay gibi görmedi....
Hele ki, bunu “gözümüzün içine baka baka” hakaret edercesine asla söyleyemedi..
Ordu Kenti "Kendi gelişimini tamamlayamamış insanlar" için her şeyi deneyebilecekleri bir laboratuar değildir.
Kaldi ki kendini geliştirememiş insanlar deney yapmasını da bilmezler.
Yaptıklarını zannederler.
Bilmezler ki aslında üzerinde deneyi yapılan yetenekleridir, kendileridir.
Tıpkı, içine işendikten sonra çöpe atılan basit, kırılgan deney tüpleri, ya da “sıçan”a benzetilen kobaylar gibi…
Her kim ki bu Kenti ve insanlarını laboratuar ortamı olarak görüp, bizim üzerimizde “Saçma sapan” fikirlerini denemeye kalkmışsa bugüne kadar hep boylarının ölçüsünü almıştır.
Ama, yazıklar olsun bize “ bu zihniyette olanları” reva görenlere…
Bu Kentin insanı zeki ve çalışkandır, sabırlıdır.
Fırsat verildiğinde her alanda başarılı olmaya adaydır.(Akata...Çebi...Furtun...Enginyurt...Engin...Köksal...Yürür..Güler..Yener...Özkök..Çelebi...Karlıbel...Poyraz...Günay...Tercan...Erdoğan...Marangoz....
Ve Yazarken o an aklıma gelmeyen diğerleri ...(Şu anda yazarken aklıma gelmeyen diğer ailelerden peşinen özür diliyorum Lütfen darılmayın bana. Art niyet değil,, sadece yazarken aklıma o an gelenler...)
Bu ve sayamadığım sülalelerden yetişen ve Türkiye'yi yönetmiş yöneten ve yönetecek olan birçok taraftarı olduğum, ya da karşı düşüncede olanlar; sizleri seviyorum ve sizlerle övünüyorum...
Bunu her yazımda yazdım ama bazı kafalara girememiş olduğunu gördüm.
Bu Kentin insanı bir işin yerinde ve doğru yapıldığını 15 yıl sonra değil 15 dakika içinde anlar. Kimse merak etmesin.
Elbette bu ilin insanını 2 yılda 4 Yılda tanıyamayanlar için bu durumu kavrayabilmek oldukça zordur.
O halde herkes ağzından çıkana dikkat edecek.
Bunları art niyet arayarak ne takip ediyorum ne de yazıyorum.
“Birisinin dili sürçmüştür” diye düşünmek istiyorum.
Ama bu kadar da “Dili ve de Eylemi” sürçen, her daim gaf yapan, bir cümleyi bile doğru düzgün kuramadığı gibi içinde “bilerek bilmeyerek” te olsa her daim bir hakaret oluşmasına sebep olan bir “insan” ya da "Grup"olmaz ki!.
Bu kadar eğitime bu kadar gaf bu kadar hakaret…
Pes yani!…
Konuşmasını bilmiyorsanız susun bari…
İnan ki hiç umurumda değilsiniz ama, gidecekseniz gidin, gitmeyecekseniz ağzınızdan çıkana sahip olun bari…
Ne demişler; Biliyorsan konuş alim desinler, bilmiyorsan sus molla desinler....
Ne der bir şarkısında Grup Yorum ve İlkay Akkaya; İnsanların içindeyim, Seviyorum insanları...
Notumuzdur...Bu yazıyı bende dahil herkes üzerine alabilir.
Adres aramaya gerek yok.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.