Maaşını Ne zaman Dağıtacak acaba?
Milletin parasını dağıtmak kolay nasıl olsa... "Ünye Belediye Başkanı Ahmet Arpacıoğlu, ramazan ayı dolayısıyla 2 bin aileye gıda yardımında bulunduklarını söyledi"... Sadakacı toplum yarattınız.. Yazık...
Sayın Başkan Arpacıoğlu; Milletin parasını dağıtmak kolay nasıl olsa...
"Ünye Belediye Başkanı Ahmet Arpacıoğlu, ramazan ayı dolayısıyla 2 bin aileye gıda yardımında bulunduklarını söyledi" Başlığını İHA dan gelen haberde okuyunca aklımıza takılanı sizede aktarmak istedik.
Sayın Başkan Madem bu kadar hayırseversiniz, Madem milletin gururunu incitmeyelim dediniz ve vergi mükelleflerinden alınan vergileri ( Zaten zor vergi ödüyoruz) 2 bin aileye dağıttınız...
Bunun hayrı sade size yazmasın, bizleride unutmayın emi...
Sayın Başkan; Maaşınızdan acaba ne kadarını bu yardıma kattınız bizde bunu merak ediyoruz...
Sayın Başkan "İMARET TOPLUMU DEĞİL CUMHURİYET TÜRKİYESİ VE TOPLUMU İSTİYORUZ"...
Özellikle son 7 yılda Sadakacı toplum yarattınız.. Ve övünç resmi çektiriyorsunuz.... Yazık...
Nevzat AKATA
Ünye Belediye Başkanı Ahmet Arpacıoğlu, ramazan ayı dolayısıyla 2 bin aileye gıda yardımında bulunduklarını söyledi.
Ramazan ayı münasebetiyle dağıtmış oldukları kumanyaları hem izdihama sebebiyet vermemek için hem de kimse görmeden yerine ulaştırmak amacıyla zabıta ekiplerince adrese teslim yapıldığını belirten Başkan Arpacıoğlu, "Bizim insanımız onurludur.
Yardım yapıldığını hissettirmemek için zabıta ekiplerimiz ile yaklaşık 2 bin aileye kumanya dağıtıyoruz" dedi. Ahmet Arpacıoğlu, yapılan yardımların hem belediye hem de yardımsever vatandaşların katkılarıyla ailelere ulaştırıldığını ifade etti
İmaret veya imarethane,
Osmanlı Devleti döneminde yoksullara yardım amacıyla oluşturulan hayır kurumları. Başlangıçta imaretlerde; şehir dışından gelenlere, yolculara, yoksul ve düşkünlere yiyecek, sağlık ve giyecek yardımı yapılırdı. Sonraları ise imaretler sadece yemek verilen yerlere dönüşmüşlerdir.
İmaretlerin giderleri, imareti yapanın kurduğu vakfın gelirleriyle karşılanırdı. Beylikler dönemindeki imaretlerin vakıflara bırakılması yöntemi Osmanlı döneminde de devam etmiştir.
Hemen her külliyede bir imaret bulunurdu. Genel olarak dörtgen bir plan üzerine yapılan imaretlerde, ortada üstü açık bir avlu, avlunun çevresinde; mutfak, fırın, yemek odaları ve yöneticilerin odaları yer alırdı. İmaretleri oluşturan birimler, yerel ihtiyaçlara göre azaltılır ve çoğaltılırdı. Örneğin; II. Bayezid'in İstanbul'da yaptırdığı imarette en fazla önem cami ile aşhane birimlerine verilmişti ve hastane yoktu. Fakat Edirne'de 1486 yılında yaptırdığı imarette, yöre halkının isteği üzerine en büyük önem hastaneye verilmiş, cami ve aşhane ikinci planda kalmıştır.
Fatih Sultan Mehmet'in yaptırmış olduğu Fatih İmareti kitabesinde imaretlerin işlevi, "Bir şehirden diğerine gelen misafirlerin üç gün imaretin tabhanesinde yatıp kalkması, imaretin mutfağından yedirilip içirilmesi ve hayvanının imaretin ahırında 'kervansarayında' yatırılıp doyurulması, fakat üç günden fazla misafirlik olmayacağı için ondan sonra serbest bırakılması ..." biçiminde belirtilmiştir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.