Kadınlar neredesiniz...
Osman Paşa mahallesinde oturan şortlu komşuma gözüm takıldı(etrafımda şortlu birini görmek açıkçası beni mutlu ediyor,mutlu değil de hiç olmazsa umutlandırıyor) Muhtemelen 45li yaşlarda eşinden ayrılmış kızı ile yaşayan bir bayan bu komşum.
KADINLAR NEREDESİNİZ,
Emel Sungur
Yaşamın,yılların hiçbir döneminde belki sıkıntı çekmemiş, çekmişte olabilir ancak dışarı yansıması öyle görünen,ülkede neler olduğunu ancak eğer tesadüfen televizyonda haberlere denk geldiyse öğrenmiş Ankara"nın Gazi Osman Paşa mahallesinde oturan şortlu komşuma gözüm takıldı (etrafımda şortlu birini görmek açıkçası beni mutlu ediyor, mutlu değil de hiç olmazsa umutlandırıyor).
Muhtemelen 45"li yaşlarda eşinden ayrılmış kızı ile yaşayan bir bayan bu komşum.Sabah saat 10"dan sonra perdeleri açılan elinden telefonu hiç düşmeyen,yaptığı iş olarak ta yazın balkona su döküp serinletmek için ıslatmasının dışında hiçbir şeye tanık olmadığım bir bayan. Bütün gün balkonda oturan (elbete çok sıcaklarda değil) elinde zaman zaman kitap gördüğüm ve telefon konuşmaları bol kahkahalı geçen bu bayan ilerde kızının yaşayacağı günlerin farkında mı acaba.
Sizlerle paylaştığım bu fotoğraf adeta bir camekan içinde yaşayan,bu bölgelerde oturan binlerce kadından sadece bir örnek.
Her kadın gördüğümde nedense düşündüğüm şeylerin başında ilk ekonomik özgürlük gelir ve daha sonra arka arkaya sıralanan koca bir liste;eğitim,sosyal çevre,yaşam biçimi,çocukları var mı? varsa onlarla ilişkileri sıralanır ancak bu sıralamanın hepsinin tamda tepesine örgütlümü,bir organizasyona üyemi? geleceğe dair,topluma ve çocuklarına bırakacağı dünya ya dair hangi çaba içinde bu sorular gelir yerleşir.Elbette dıştan izlendiğinde belki anlaşılmayan insanların çabaları olabilir ancak binlerce kadın ne yazık ki gelecekle ilgili kadınlara yönelik önlerine kurulan setlerin farkında değil.
Farkında gibi görünenlerin büyük bölümü bir araya geldiklerinde serzenişte bulunup evlerine dönünce gerçek dünya da bu hoşlarına gitmeyen eleştirdikleri dünyayı değiştirmek için en ufak bir çaba içine girmiyorlar.(bütün bu yaklaşımlarım kendi oturduğum çevre,sosyal çevrem ve ne yazık ki geçmişinde kenarından köşesinden siyasetle ilgilenmiş veya bir takım bağlar nedeniyle partilere üye olmuş kadınlarda dahil edilebilir.)
Yaşamı kendilerine ait evleri,yazlıkları, arabaları,koltuk takımları ve biraz da ziynet eşyası varsa onun üzerine kurgulamışlar.Çocuklar biraz büyüdü ise evlilik,torun torba sahibi olmak,gelin okumuş olsa da çalışma yerine evde oturması,kocasına ve çocuklarına iyi hizmet vermesi,kaynanasıyla günlere gitmesi veya gün sırası kaynanasına gelince gidip gelin kızın hizmet etmesi böylesine bir kurgu.
Bu kurgu bu denli gelişen,değişen,yenilenen,hızlı ve baş döndürücü bir teknolojinin yaşamımızı yönlendirdiği dünyada ne kadar mutlu eder insanı bilemem.Yıllar önce annelerimiz,büyüklerimiz ayakta kalmanın mücadelesini vermişken bizler,bizim yaşımızdakiler evlerde oturup gün,çay,birlikte sabah programları izleme, spor aktiviteleri yaparak (karşı değilim) nasıl sağlayacağız özellikle kız çocuklarımızın güçlü olmasını, yalnızda olsa ayakta kalabilmesini(elbette ailelerin görevleridir evlatlarının sorunlarını çözümünde yardımcı olmak, ancak onların yaşamlarını yönlendirmek değil) nasıl sağlayabilecekler tek başına sorunlarının üstesinden gelmeyi onları çözmeyi.
Çocuklar çeşitli yollarla eğitilirler bunların başında taklit ve telkin gelir; evde böyle bir örnek söz konusu olursa ne denli gelişirler,annelerinden kaç adım önde olabilirler,konuşmaları,sanat ve kültürle ilgilenmeleri,en önemlisi kitap okumaları ne denli gerçekleşir.
Analar ve evlatlar arasındaki ilişkileri gözlemlediğim de ya çok korumacılar, hala evli barklı olmasına rağmen her gün aramasını bekleyen,kendince sürekli taktik, akıl veren o evin kontrolünü elinde tutmaya çalışan müdahaleci bir ana veya elinde çocuğunun evinin anahtarı kendini ne zaman boş bulursa oraya atan, evde olsalar dahi kapının zilini çalmaktansa anahtarı hemen yerine yerleştirip çeviren, uygunlar mı,müsaitler mi hiç düşünmeden içeriye dalan anne modeli binlerce sayılabilir bunun dışında evlatlarıyla tamamen bağını kesmiş ana çeşitlemeleri bunları kendi hem cinsim olan kadınları eleştirmek için söylemiyorum bu bir durum tespiti.Dünyaya getirdik yaşamlarını yöneteceğiz,işte ayni gelişmiş bir özel mülkiyet örneği sizlere.Ayrıca ben bu konularda uzman falan da değilim kendi yakalamış olduğum fotoğrafları sizlerle paylaşıyorum bu gün paylaşımım kadınlar açısından onun yolunu açansa gelecek kaygılarım ve ne yazık ki Türkiye"nin bir yandan gericileşmesi, bir yandan ırkçılaşmasının en fazla biz kadınlara yansıdığı, en fazla biz kadınların acı çektiği, en çok kadınların gözyaşı döktüğünü bildiğim için kol kırılıp yen içinde kalsın sözünün bazen çok şey kazandırdığını,bazen de eleştirmemenin,yanlışları görmezlikten gelmenin ve daima padişahım çok yaşa demenin her şeyi yok edeceğini görmek lazım.
Bu günkü yazımdan sakın bundan sonra da kadınları böylesine eleştireceğimi düşünmeyin biraz silkelensinler istiyorum.
Elbette bu anlattığım yazımın başında da söylediğim gibi bir kesit.Aynen zengin,itibarlı,söz sahibi olan ailelerin oturduğu siteler;etrafı 2-3 metre taş duvarlı,kapısında güvenliği olan,ayrıca bir misafir gelirse telefonla sorulup alınıp-alınmayacağına karar verilen siteler gibi yaşayan kadınlar tecrit odalarından çıkın.Siz bu süreçte çıkmazsanız öylesine kapatacaklar ki bir daha teşebbüs bile edemeyeceksiniz,sokağa gericilik fazlasıyla yansıdı,ensenizde soluk alıp veren,duyunca sizin kızardığınız laflar ağızlarından çıkan,yaşınıza bakmadan laf atan çocuğunuz yaşında bıçkınlar öylesine türediler ki,hissediyorsunuz bakışlarda ki rahatsızlık veren ifadeleri,sesiz kalmak ağırınıza gidiyor,yanıtlamak bir başka ağır geliyor.Bizler yaş ortalaması 40" ın üzerinde olan kadınlar böylesine rahatsızken dünya ya getirdiğimiz çocuklarımızın neler yaşadığını ve neler yaşayacağını tahmin edin. Belki önceden de varlardı ancak şimdi;ya türban,ya ev diyorlar(bu slogandan nefret ederiz bizler).
Belirli saatlerden sonra sadece bir cins için açık olan caddelerde şimdilik zorlukla yürüyebiliyoruz yarın çok geç olacak.
Kadınların nasıl çocuk dünya ya getirip var yoktan var ediyorlarsa daha sonra kendilerini de gelecek kurguları,yaşamlarını devam ettirmeleri,özgürlükleri,kimlikleri,cinsiyetleri,siyasi tercihleri,çalışma yaşamları kendi ellerinde olsun istiyorum.
Gericileşen,kararan dünyada tek aydınlık olarak karşımızda duran
çocuklarımız onları yetiştirecek olanlarda analar onun için çok özelsiniz.
BİLİYORUM KADINLAR VARDIR HER YERDE05.09.2008
Emel Sungur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.