İstanbul Barosu: İkinci Okkır vakası kapıda
13 aydan bu yana sürdürülen Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu bulunan şüpheli Ayşe Asuman Özdemirin siroz olduğu iddia edildi.
İstanbul Barosu: İkinci Okkır vakası kapıda
İstanbul Barosu Başkanlığı, 13 aydan bu yana sürdürülen Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu bulunan şüpheli Ayşe Asuman Özdemir"in insan hakları ihlali ile karşılaşması çok ciddi bir olasılık olduğunu kaydederek, İkinci Okkır vakası kapıda" açıklaması yaptı.
İstanbul Baro Başkanlığı"ndan yapılan açıklamada, 13 aydan bu yana sürdürülen Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu bulunan şüpheli Ayşe Asuman Özdemir"in insan hakları ihlali ile karşılaşması çok ciddi bir olasılık olduğuna dikkat çekerek, Adı geçen şüpheli, en temel insan hakkı sayılan yaşama hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıyadır" dedi.
Baro açıklamasında, Özdemir"in Baro"daki rapor içeriğine göre, siroz teşhisi konulduğuna işaret edilerek, şöyle denildi:
Epilepsi tanısı da bulunan şüpheliye iki ay içinde karaciğer transplantasyonu yapılması gerekmektedir. Modern Devletin en temel görevlerinden birisi de, yurttaşlarına sağlık hizmeti sunmasıdır. Ceza soruşturmasına maruz kalanlar ile tutuklu ve hükümlüler için, özgür bireylere kıyasla, bu ilke daha bir önemlidir. Modern Ceza İnfaz Mevzuatları, bu anlamdaki düzenlemelerle bu kişilerin yaşam haklarından doğrudan sorumlu olmak üzere, "devlet"i işaret etmiştir."
Türkiye"de 5275 Sayılı Yasada, bu durumda bulunan yurttaşlar için sağlığın korunmasıö bağlamında önemli düzenlemelerin öngörüldüğü ve bu düzenlemelerin tutuklularö için de geçerli olduğu vurgulayan açıklamada, devletin tutuklu ve hükümlülere sağlık hizmeti vermesinin yasal düzenlemeler ile yükümlülük konumuna getirilmiş olmasının, bu yükümlülüğü yerine getirmeyenler açısından ciddi bir sorumluluk oluşturacağı kaydedildi.
İstanbul Barosu, Ergenekon soruşturması sırasında, bu düzenlemelerin tümüyle göz ardı edildiği, şüpheli Kuddusi Okkır"ın yaşamını yitirmesi ve hastalığın seyrinin bilinmesine karşın, tahliyenin ölümden 4 gün önce yapıldığı vurgulandı. Açıklamada, İstanbul Barosu olarak bizi, Ayşe Asuman Özdemir olayında bir "erken uyarı" görevine sürüklemiştir. Aksi takdirde "İkinci Okkır Vak"ası" ile karşılaşılması büyük bir olasılıktır" denildi.
Baro açıklamasında, 1136 Sayılı Avukatlık Yasasının 76. maddesinin yüklediği sorumluluk çerçevesinde açıklama yaptıkları dile getirilirken, şu görüşlere yer verildi:
Yargının güvenirliğine dair ciddi sıkıntıları yaşamamıza neden olan Ergenekon Soruşturması"nda, yeni bir "vak"a"nın yaşanmasına tahammül edilmemelidir."
MİLLİYET GAZETESİ
İstanbul Barosu Başkanlığı, 13 aydan bu yana sürdürülen Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu bulunan şüpheli Ayşe Asuman Özdemir"in insan hakları ihlali ile karşılaşması çok ciddi bir olasılık olduğunu kaydederek, İkinci Okkır vakası kapıda" açıklaması yaptı.
İstanbul Baro Başkanlığı"ndan yapılan açıklamada, 13 aydan bu yana sürdürülen Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu bulunan şüpheli Ayşe Asuman Özdemir"in insan hakları ihlali ile karşılaşması çok ciddi bir olasılık olduğuna dikkat çekerek, Adı geçen şüpheli, en temel insan hakkı sayılan yaşama hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıyadır" dedi.
Baro açıklamasında, Özdemir"in Baro"daki rapor içeriğine göre, siroz teşhisi konulduğuna işaret edilerek, şöyle denildi:
Epilepsi tanısı da bulunan şüpheliye iki ay içinde karaciğer transplantasyonu yapılması gerekmektedir. Modern Devletin en temel görevlerinden birisi de, yurttaşlarına sağlık hizmeti sunmasıdır. Ceza soruşturmasına maruz kalanlar ile tutuklu ve hükümlüler için, özgür bireylere kıyasla, bu ilke daha bir önemlidir. Modern Ceza İnfaz Mevzuatları, bu anlamdaki düzenlemelerle bu kişilerin yaşam haklarından doğrudan sorumlu olmak üzere, "devlet"i işaret etmiştir."
Türkiye"de 5275 Sayılı Yasada, bu durumda bulunan yurttaşlar için sağlığın korunmasıö bağlamında önemli düzenlemelerin öngörüldüğü ve bu düzenlemelerin tutuklularö için de geçerli olduğu vurgulayan açıklamada, devletin tutuklu ve hükümlülere sağlık hizmeti vermesinin yasal düzenlemeler ile yükümlülük konumuna getirilmiş olmasının, bu yükümlülüğü yerine getirmeyenler açısından ciddi bir sorumluluk oluşturacağı kaydedildi.
İstanbul Barosu, Ergenekon soruşturması sırasında, bu düzenlemelerin tümüyle göz ardı edildiği, şüpheli Kuddusi Okkır"ın yaşamını yitirmesi ve hastalığın seyrinin bilinmesine karşın, tahliyenin ölümden 4 gün önce yapıldığı vurgulandı. Açıklamada, İstanbul Barosu olarak bizi, Ayşe Asuman Özdemir olayında bir "erken uyarı" görevine sürüklemiştir. Aksi takdirde "İkinci Okkır Vak"ası" ile karşılaşılması büyük bir olasılıktır" denildi.
Baro açıklamasında, 1136 Sayılı Avukatlık Yasasının 76. maddesinin yüklediği sorumluluk çerçevesinde açıklama yaptıkları dile getirilirken, şu görüşlere yer verildi:
Yargının güvenirliğine dair ciddi sıkıntıları yaşamamıza neden olan Ergenekon Soruşturması"nda, yeni bir "vak"a"nın yaşanmasına tahammül edilmemelidir."
MİLLİYET GAZETESİ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.