Hükümetin ek ödeme oyunu

Hükümetin ek ödeme oyunu

Türk Tarım Orman - Sen Ordu vew Giresun Şubeleri ortak olarak yaptıkları açıklamalarda;Sözleşmeli personel de dâhil bütün kamu çalışanlarının ücretlerine en az 103 YTL ek ödeme ...

 Türk Tarım Orman - Sen Ordu ve Giresun Şubeleri ortak olarak yaptıkları açıklamada;

Sözleşmeli personel de dâhil bütün kamu çalışanlarının ücretlerine en az 103 YTL ek ödeme yapılacağı kararına varıldığını ancak  Siyasi irade ve onun atadığı bürokratlar, 399 sayılı kanun Hükmünde kararname statüsünde ve değişik kurumlarda çalışan sözleşmeli personele bu hakkı vermeyerek onları mağdur edildikleri iddia edildi.

Yapılan açıklamanın tamamında;

Malumunuz üzere bu yıl 15 Ağustos 2008 tarihinde 7.si yapılan Toplu Görüşmeler sürerken, kamu görevlilerinin ücret artışlarına yönelik Ek ödemesi olmayan ya da 2005 yılı toplu görüşme süreci sonunda mutabakat altına alınan denge tazminatı uygulamasının devamı olarak ortaya çıkan kanun hükmünde kararname ile yapılan düzenleme 16 Ağustos 2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

     Kanun Hükmünde Kararname kamuoyuna açıklandığında bizzat Sayın Başbakan tarafından, denge tazminatı almaya hak kazanan Sözleşmeli personel de dâhil bütün kamu çalışanlarının ücretlerine en az 103 YTL ek ödeme yapılacağı kamuoyuna duyurulmuştur.

     Yine malumunuz üzere bu konu geçen yıl toplu pazarlık sürecinde işveren kurulu ile yetkili sendikaların mutabakatı sonucu “eşit işe eşit ücret uygulaması”na geçiş amacı ile başlatılan bir uygulamadır.

     Bu konuda; Sayın Başbakanın, kararnameyi açıklarken ve geçen yılki toplu görüşme süreci sonunda ilgili bakanların kamuoyuna yaptıkları açıklamalar hala hafızalardadır.

     Ayrıca bu yıl yapılan toplu görüşmeler sonucunda imzalanan mutabakat metninde de bu uygulama bir madde olarak yer almış, kamu çalışanlarının arasında ortaya çıkan ücret dengesizliğinin giderilmesi amacı ile bu Kanun Hükmünde Kararnamenin, “eşit işe eşit ücret” dengesini oluşturmak amacı ile 2012 yılına kadar toplu görüşme heyeti ile yapılacak çalışmalarla devam ettirilmesine karar verilmiştir.

     Ancak; kapalı kapılar ardında çalışmayı adet haline getiren bazı Bürokratlar, yaptıkları çalışmayla Başbakanı bile “sözüne güvenilmeyen” duruma düşüren bir icraata imza attılar.

     KHK"nin sözleşmeli personele uygulanması aşamasında hazırlanan Yüksek Planlama Kurulu Kararı ile, Sözleşmeli personelin masa başında aldıkları haklarını kapalı kapılar arkasında iç edilmiştir.

     Siyasi irade ve onun atadığı bürokratlar, 399 sayılı kanun Hükmünde kararname statüsünde ve değişik kurumlarda çalışan sözleşmeli personele bu hakkı vermeyerek onları mağdur etmişlerdir.

     Değerli Basın Mensupları, değerli arkadaşlar;

     Diğer yandan 2006 yılında çıkartılan yan ödeme kararnamesi ile başlayan süreçte hizmet kolumuz içerisinde ve bağlı kuruluşlarda çalışan pek çok kamu çalışanı haksız uygulamalara, ayrıştırmalara ve yok sayılmalara muhatap olmuştur.

     Bunları kısaca örneklendirmek gerekir ise;

     -399 sayılı kanuna tabi olup, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Toprak Mahsulleri Ofisi ve Et Balık Kurumu AŞ"de çalışan sözleşmeli personelden şube müdürleri, başuzman, uzman, bir kısım teknik elemanlar ve genel idari hizmetler çalışanları ek ödemeden tamamen yada büyük oranda mahrum edilmişlerdir.

     - Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve Çevre ve Orman Bakanlığında Teknik veya sağlık hizmetleri unvanlı Bölge müdür yardımcısı, işletme müdürü, müdür, Şube Müdürleri, müdür yardımcıları emrindeki aynı mesleki unvanlı elemanından daha az maaş alır duruma düşürülmüşlerdir.

     - Genel idari hizmetlerdeki şube müdürleri ve genel idari hizmetler sınıfı ile yardımcı hizmetler sınıfı personel yok sayılmıştır.

     - Yabancı dil bilgisi yada başka bir mesleki üstünlüğü nedeni ile sözde görev unvanları yükseltilen ama uzman yada uzman yardımcısı yapılan teknik elemanlar, ücret açısından kadro unvanları karşılığında ücretinin altında bir ücrete reva görülerek cezalandırılmıştır.

     Temelde ortaya çıkan bu problemlerin iki ana nedeni; Sayın Başbakanın Kamuoyuna ilan ettiği Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ve akabinde sözleşmeli personele uygulanmak üzere hazırlanan, imzalanmasına rağmen henüz yayınlanmayan Yüksek Planlama Kurulu (YPK) kararıdır.

 

 Ortaya çıkan bu problemleri bu iki noktadan biraz açmak gerekir ise;

     Bu gün itibarı ile 399 sayılı kanun hükmünde kararnameye tabi olarak çalışan hizmet kolumuza bağlı TİGEM, TMO, Et Balık Kurumu AŞ ile hizmet kolumuz dışında olan yine aynı KHK ile istihdam edilen kamu görevlileri en son hazırlanan ve henüz yayınlanmayan YPK kurulu kararı yürürlüğe girer ise, çok önemli mağduriyetler yaşayacaklardır.

     Bahse konu çalışanlardan GİH sınıfının tamamı, teknik şeflerin tamamı, teknik elemanların bazıları aslında kanun hükmünde kararname ile almaları gereken en az 103 YTL"lik hak edişlerden YPK kararı ile ya tam yada kısmen mağdur edilmektedirler.

 

 Diğer taraftan; zaten vergi dilimi nedeni ile yılın 4. ayından itibaren eksi maaş meblağına talim eden bu çalışanlar,  YPK kararı sonrası mevcut ücretlerini de arar duruma geleceklerdir.

     Tüm Kamu Çalışanlarının ekonomik, sosyal ve mesleki hak ve menfaatlerini geliştirmek adına mücadele eden Türk Tarım Orman-Sen; Sayın Başbakan tarafından kamuoyuna açıklanan KHK"den sonra, üyelerimizin sordukları sorulara; tıpkı Sayın Başbakan gibi; “2005 yılı toplu görüşmelerinde yapılan mutabakata göre Denge tazminatı almaya hak kazanan tüm kamu çalışanları, yeni kanun hükmünde kararname ile en az 103 YTL"lik ek ücret alacaklardır” cevabı vermiştir. Çünkü hükümetin en yetkili ağzı bunu böyle duyurmuştur. Hükümetin Yetkili Bakanları da bu konuda sorulan sorulara aynı üslupla cevap vermişlerdir.

     Bu konuda sadece biz yanıltılmadık. Verilen bu sözlere güvenilerek başta TCDD Yönetimi olmak üzere bazı kurumlar tarafından personeline, bu tazminata esas olmak üzere, bayrama girerken avans niteliğinde en az 103YTL"lik ilave ödemeler yapmışlardır.

     Ancak gelinen noktada kamuoyu yanıltılmış ve bu ödemeyi hak eden kamu çalışanlarının bir bölümü, KHK ile almaları gereken bu ödemelerden YPK kararı ile mahrum edilmişlerdir.

     Yine Sayın Başbakanın ilan ettiği KHK ile teknik ve sağlık sınıfı şube müdürleri, kendileri ile aynı unvanda çalışan ve emirleri altında görev yapan, aynı mesleki unvanlı personelden yaklaşık 250 YTL az ücret alacak konuma düşürülmüşlerdir. 2006 yılında başlayan yan ödeme kararnamesi ile başlayıp 2008 yılında çıkartılan KHK ile bu gün akıl almaz bir haksızlık boyutuna ulaşan bir uygulama ise kamu kurumlarında teknik ve sağlık sınıfı içerisinde yer alan; lise ve ön lisans mezunları ile lisans mezunu aynı sınıf çalışanları arasında denge statüsünün bozulduğu ücret uçurumu olmuştur.

     Değerli Basın Mensupları, değerli kamu çalışanları;

     Kamu kurumlarında başta Genel idari Hizmetler sınıfı Şube Müdürleri olmak üzere, genel idari hizmetler ve yardımcı hizmetler sınıfı kamu çalışanları da KHK ile yok farz edilmiş, devletin işlerinin sanki sadece belirli unvanlı gruplar tarafından yürütüldüğü gibi yanlış bir görüntü sergilenmiştir.

     Kurumlar arası aynı unvanlı personelin bir kurumdakine az, diğerindekine çok, bazılarındakine hiç şeklinde yapılan bu haksızlıklar akıl ve mantık ile izah edilebilir değildir.

     Bu güne kadar kamu çalışanları arasında iş barışını tesis etmek, haksızlıkları ortadan kaldırmak ve iş verimliliğini arttırmak amacı ile yürüttüğümüz “eşit işe eşit ücret” kavramı, siyasi otorite tarafından da benimsenmişti. Ancak son dönemlerde konu, siyasi ve bürokratik mülahazalara alet edilmiş olup, “DENGE” adına başlayan çalışmalar, siyasi iradenin ve onun atadığı bürokratların tek taraflı bakışları ile yeni bir “DENGESİZLİK” sonucunu doğurmuştur.

     Bu yanlışlığın bir tek sebebi vardır; o da siyasi iradenin ve onun atadığı bürokratların bu çalışmaları konunun tarafı sendikalara danışmadan kendi başlarına ve daha da önemlisi gizli saklı bir şekilde kapalı kapılar arkasında yapmalarıdır.

     Yani siyasi irade ve onun atadığı bürokratlar, kamuoyuna her defasında ilan ettiği “ortak yönetim ve istişare” konusunda kamu çalışanlarının yaşadığı son uygulamalar dikkate alındığında sınıfta kalmıştır. İşin başında atılması gereken uygun adımlar atılamadığı için, geçilen süreçte biriken üst üste ve tek taraflı yanlışlıkların çözümü belirli aşamadan sonra daha da zorlaşmaktadır.

     Bu arada bir iki sözümüzde şu “sarı” ve “yandaş” sendikalara olacaktır;

     Bu güne kadar Türkiye Kamu-Sen"in sürekli gündemde tuttuğu ve 2007 yılında siyasi iradeye kabul ettirdiği, ama sizin en ufak bir dâhilinizin olmadığı “Denge Tazminatı” ile ilgili Sayın Başbakanın yaptığı KHK"nin kamuoyuna açıklanmasında kopardığınız “Biz talep ettik ve aldık” velveleler havada kalmıştır. Eğer bu çalışmalardan haberiniz var ise; bu haksızlıklara nasıl göz yumdunuz? O kadar velveleye rağmen Çalışmalarda yoktuk diyorsanız ki; şu aralar öyle ifadeler kullanıyorsunuz, bu gün ortaya çıkan bu olumsuzluklara neden ses çıkartmıyorsunuz?

     Bu sessizliğin ile “sarı” renginiz daha da katmerlendi. Görülen o ki; sarı renk sizi oldukça açtı ve size oldukça yakışıyor.

     Ey sarı sendikalar ve sendikacılar; şunu biliniz ki; Sırf “haklarını savunun ve başlarına gelen haksızlıkların çözümü ile ilgili mücadele edin” diye kamu çalışanlarından aldığınız yetki ve güveni siz müsrif tüccar mantığı ile harcadınız, siyasete payanda olmak adına, yapılan yanlışlıklara da ortak oldunuz. Kamu çalışanları sizi izliyor ve notunuzu veriyor.

     Çok yakın zamanda, kamu çalışanlarının sizi nasıl sileceğini göreceksiniz. Çünkü artık mızrak çuvala girmiyor ve yalancının mumu misali, mumunuz yatsıya kadar bile yanmıyor.

     Değerli Basın mensupları, Değerli Arkadaşlarım,

     Bu yanlışlıklar mutlaka düzeltilmelidir. Hem de en kısa sürede düzeltilmelidir. Yanlıştan dönmek bir erdemdir. Ve umuyoruz ki tüm toplumun idaresini yüklenmiş siyasi irade ve onun atadığı bürokratlar bu yanlış uygulamadan bir an önce vazgeçeceklerdir.

     2006 yılında yan ödeme kararnamesi ile başlatılan ve bu gün daha da büyütülen haksızlıklara zemin olan yanlış uygulamalar sendikamız tarafından, o dönemde yargıya taşınmıştı. Maalesef 3 yıla yakın süredir bu dava devam etmektedir. Yeni dönem KHK ve YPK kararı ile ortaya çıkan; bahsettiğimiz yeni yanlışlıklar da sendikamız tarafından bu hafta yargıya taşınacaktır.

İnanıyoruz ki; bu hukuksuz ve adil olmayan uygulamalar yargıdan dönecektir. Yapılan haksızlıkların önlenmesi ve kamuoyuna duyurulması adına sendikamızca bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da her türlü eylem ve etkinlik yapılacaktır. Çünkü kamu çalışanlarının gerçek hamisi ve sahibi Türkiye Kamu-Sen ve Türk Tarım Orman-Sen"dir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum