Eğri oturup doğru konuşalım
Eğri oturup doğru konuşalım Deniz Feneri yolsuzluğu Japonyada olsaydı. Başbakan anında geleneksel şekilde intihar eder kendisini öldürürdü. Avrupa ve Amerikada olsa mahkemenin etki altında kalmaması için istifa ederlerdi.
Eski Başbakan yardımcısı Abdüllatif Şener açıklamalarda bulunuyor.
Deniz Feneri e.V. davasıyla ilgili kararı Almanya"da yargı vermiştir. Ancak davayla ilgili asıl failler Türkiye"de olduğu halde, maalesef olayın üzerine gidilmiyor. Bu konuda en büyük görev hükümete ve Sayın Başbakan"a düşüyor. Ancak gerek hükümet sözcüsünün, gerek bakanların gerekse başbakanın bu konu ile ilgili açıklamaları, geçiştirmeye yönelik, kaçamak ifadelerdir" dedi.
Yine:
Şener, "Pek çok iddialar ortaya atıldı. Başbakan bu iddialara kendince cevaplar verdi. Ama görüyoruz ki sadece bir konuda değil, birçok konuda söyledikleri doğru çıkmıyor. Ama bırakma niyeti göstermiyor. Sayın Başbakan'ın üslubu kin ve nefreti artırmaya yönelik" ifadelerini kullandı.
Bunları muhalefet partisi sözcüleri söylediğinde aslı olan olmayan çeşitli karşı saldırılarla yanıtlıyorlar. Kitlelerin kafası karışın hesabı
Peki, eski Başbakan Yardımcısı Şener"in söylemesinin bir önemi yok mu?
Yıllarca kader birliği etmişler, son seçimden önce yolları ayrılmış. Yoksa Abdüllaif Şener bütün bunları baştan biliyor da ondan mı aday olmadı?
Türkiye"nin durumu gerçekten komedi haline geldi. Alman mahkemesi Deniz Feneri dolandırıcılığını masaya yatırıyor ve çözüyor. Arkasından da topu Türkiye"ye atıyor.
Asıl suçlular Türkiye"dedir.
Buyurun çözün. Ak Parti aklığını göstersin. Deniz Feneri olayı çıktı çıkalı Başbakan Erdoğan"ın sinirleri çok gergin. Gazetelere, gazetecilere, muhalefete hatta önüne kim gelirse bağırıp çağırıyor.
Olmadı. Devlet yönetenler gazetecilere saldırmaya başladıysa sonları yakındır. Eleştirileri dinlemek yerine bildiklerini okumaya devam ediyorlarsa diktatörlük hevesleri vardır.
Yüz yılın ekonomik krizi yerine kendi krizlerini aşmaya çalışıyorlarsa vay başımıza gelenlere
Eğri oturup doğru konuşalım
Deniz Feneri yolsuzluğu Japonya"da olsaydı. Başbakan anında geleneksel şekilde intihar eder kendisini öldürürdü.
Avrupa ve Amerika"da olsa mahkemenin etki altında kalmaması için istifa ederlerdi.
Bizim ülkemizde maalesef
Bağırarak, çağırarak olayı geçiştirmeye çalışıyorlar. Nasıl olsa gündemi değiştiririz ve unutulur gider düşüncesi işliyor.
Rtük Başkanı Zahit Akman, maşallah koltuğa zamkla yapışmış. Bu kadar belgeye rağmen direniyor. Kanal 7 cayır cayır yayın yapıyor. Diğerleri de öyle
Beyler mahkemeler sonuçlanasıya kadar neden koltuklarınızı bırakmıyorsunuz. Yoksa Darül harpte misiniz?
İşinize gelince yüce Türk Adaleti işinize gelmeyince bağırıp çağırarak geçiştirmeye çalışıyorsunuz..
Elinizi vicdanınıza koyarak mahkeme sonuçlanasıya kadar istifa edin
Yoksa Müslümanlıktan, adaletten, fakir fukaradan söz etmeyin
O zaman diyecek SÖZÜMÜZ kalmaz. Siz de rahatlarsınız, biz de
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.