Akademisyenler doçençtlik sınavından rahatsız

Akademisyenler doçençtlik sınavından rahatsız

Türkiye'de doçentlik sınavının akademisyenler tarafından nasıl algılandığı, objektifliği, yardımcı doçent ve diğer akademisyenlerin bilimsel performanslarına etkileri konusunda nitel bir araştırma gerçekleştirildi.

Türkiye'de doçentlik sınavının akademisyenler tarafından nasıl algılandığı, objektifliği, yardımcı doçent ve diğer akademisyenlerin bilimsel performanslarına etkileri konusunda nitel bir araştırma gerçekleştirildi.

Abant İzzet Baysal, Ankara, Atatürk, Bilkent, Bozok, Dokuz Eylül, Ege, Gazi, Giresun, İstanbul Teknik, Kara Elmas, Karadeniz Teknik, Kırıkkale, Ondokuz Mayıs, Osman Gazi, Rize ve Yıldız Teknik üniversitelerinin aralarında bulunduğu toplam 17 üniversitede yapılan nitel araştırmaya 71 profesör, 58 doçent, 123 yardımcı doçent, 112 asistan ve 15 öğretim görevlisi katıldı.

Toplam 7 kişi tarafından yapılan ve 3 yıl süren ankete katılanlara doçentlik sözlü sınavıyla ilgili görüşleri sorulurken, araştırma sonunda bu sistemin neden olduğu olumsuzluklar şöyle sıralandı: "Doçentlik sınavı, doçentliğe başvuracak kişileri çalışıp yayın yapmak yerine adam ayarlamaya sevk etmesi sebebiyle birçok akademisyenin özellikle zaman kaybı ve motivasyon bozukluğuna neden olmasından dolayı akademisyenlerin yeterli yayın ve çalışma yapamayarak ülkeye fazla yararlı olamamasına neden olmaktadır.

Doçentlik sınavında 'Bize engel olabilir' düşüncesiyle özellikle alt kademedeki akademisyenlerin bir çok kongre ve konferansta alanlarında, özellikle profesörlerin yapmış oldukları yada isimlerinin olduğu çalışmaları özgürce eleştirmekten çekinmekte, bu durum da bilimin ilerlemesini bu noktada olumsuz etkilemektedir.

 Doçentlik sınavında adam ayarlama işlerinin artık toplum içinde de yayılmaya başlamasından dolayı bu olaylar toplum içinde akademisyenlere duyulan saygının eskisine nazaran azalmasına sebep olmaktadır. Sözlü sınav, adam ayarlayamayarak doçent olamayan kişilerin meslekten soğumasına sebebiyet verdiği için ülkenin ihtiyaç duyduğu yetişmiş beyinlerden yeterince
faydalanılamamasına neden olmaktadır.

Doçentlik kadrosu kesin iken yardımcı doçentlik kadrosunun sözleşmeli olması da bazı yardımcı doçentlerin çalışmalarının olumsuz etkilenmesine sebebiyet vermektedir. Bazı akademisyenlerin maalesef doçentlik sınavında adam ayarlamaya çalışma sırasındaki uğraşları, karakter zafiyeti geçirmelerine sebep olmaktadır.

Doçentlik sınavındaki bu sıkıntılar, mesleğe yeni atılmış asistanların bazılarının başka mesleklere geçmesine sebep olurken, bazılarının da daha o zamandan adam ayarlama işlerine yönelmesi nedeniyle ilerde doçentlikte kendisine olumsuz etki edebilir diye bütün hocaların verdikleri işleri yapmaya çalışmasına ve bunun farkında olan bazı hocaların da bu kimseleri köle gibi kullanmasına sebep olmaktadır.

Özellikle bazı alanlarda yurt dışı menşeli kulüplere üye olan bazı akademisyenlerin doçentlik sınavlarında etkin rol oynadığının düşünülmesi nedeni ile bunlara karşı cephe alan akademisyenlerin de, bir birlik olmaya çalışmaları ve birbirleriyle uğraşmaktan dolayı bu her iki gruptaki akademisyenlerin vakitlerinin çoğunu bilimdışı işlere harcamalarına sebep olmaktadır.

 Tüm bu olumsuzluklar ülkedeki yayın sayısının çok kısır kalmasına sebep olarak bilimsel yayında dünyada ilk beş yüze giremememizin en önemli sebebini oluşturmaktadır."

Yabancı dil şartının sebep olduğu olumsuzluklara da dikkat çekilen nitel araştırmada şu görüşler öne çıktı: "Yabancı dil şartının olması nedeni ile zeki ve alanında tam yetişmiş biri bile, sistemde dil öğrenmek istemeyen bir kişinin önünün kesilmesi nedeni ile pek çok yetişmiş beyin küstürülmektedir.

Bu şekilde belki de böyle kişilerin bilime ve ülke yararına yapacağı önemli katkıların engellenmesine sebep olunmaktadır. Başvuru puan şartının çok düşük olması doçentlik sınavı kadar olmamakla birlikte ülkedeki yayın sayısının az olmasına sebebiyet veren unsurlardan biridir."

Akademisyenlerin doçentlik sistemindeki olumsuzluklara karşı önerileri ise şu şekilde sıralandı: "Yardımcı doçent, doçent, öğretim görevlisi, okutman, uzman kadrolar sözleşmeli olmaktan çıkarılarak öğretmenlik gibi sürekli kadro yapılmalı. Böylece kadrolarında kalabilmek için çok nadir de olsa üst yönetimden gelebilecek torpil istekleri kolayca geri çevrilebilir. Ayrıca üniversite yönetimine sürekli şirin gözükmek zorunda kalınmaz ve daha özgür çalışma ortamı bulunarak istenilen her konuda çalışabilirler.

Doçentlik sınavının son kısmı olan ve tamamen sübjektif değerlendirme olan sözlü sistemi hemen kaldırılmalı. Böylece hiçbir gelişmiş ülkede de örneği olmayan mevcut uygulamamızda olduğu gibi hiçbir akademisyen şimdi bazılarının yaptığı gibi doçentlik sınavı öncesi sürekli kongre dolaşıp yada bin yere telefon açıp araya adamlar koyarak bir takım ahbap çavuş ilişkileri ile doçent olmak için harcadığı para ve çok değerli zaman israfı yapmak durumunda kalmaz.

Bu zaman ve parasını bilim yapmak için harcayabilir. Doçentlik şartı olan 6 puanlık başvuru notunun 50 puana çıkarılması. Böylece bir önceki
maddede bahsettiğimiz ilişkilerin ortadan kalkması ile akademisyenlerin eline geçecek zamanların verimli bir şekilde kullanmaları için yönlendirilmiş olur.

Ayrıca yayında en kısa zamanda dünya da ilk 500'e bir üniversite sokma ihtimali de hayli yükselir. 50 puanlık başvuru değerlendirmelerinin tamamen objektif olarak değerlendirilmesi için jürilerden ayrıntılı rapor istenmesi vb. gibi akla gelebilecek tüm uygulamaların sağlanması.

Böylece herkes eşit şartlarda mücadele edecek ve bazılarına olduğu gibi nokta kadar menfaat için virgülden fazla eğilerek karakter zafiyeti geçirme durumu olmayacak. Doçentlik sınav şartlarında yer alan yabancı dil şartı kaldırılmalı. Böylelikle dil öğrenme merakı olmayan dahiler sadece istedikleri işe yoğunlaşarak daha verimli olabilirler.

Ancak yabancı dil öğrenilmesini de çekici kılmak için yabancı dil yeterliliği sağlanılan ilk dil için 20 ikinci dil için 10 ve üçüncü dil için 5 puan olmak üzere doçentlik sınavında 35 puana kadar dil bilenlere başvuruda puan indirimi gibi
ayrıcalıklar getirilebilir."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.