9 Kasım'da alandayım
Bir ömür boyu kim bilir kaç adet yazıya, bildiriye, evraka, deftere imza attık.
Sayısından daha önemli olan attığımız imzalara ne kadar sahip çıktık. Zaman zaman Ankara, Kızılay"ın demokrasi kürsüsü Yüksel caddesinde kurulan masaların üzerinde bulunan çizelgeler görürüz bu çizelgelerin hepsi toplumsal bir talebi dile getirmektedir.
Örnekleyecek olursak; Öğrenci Affı, Toplu Taşımacılık, Analar Ağlamasın, Barış İstiyoruz, Zorunlu Din Dersleri Kaldırılsın, Diyanet İşleri Başkanlığı Kaldırılsın, Darbeciler Yargılansın, Ne Şeriat Ne Darbe ilk aklıma gelen imza kampanyaları. Bu kampanyalara o caddeden geçenler ve hangi konuya karşı hassasiyeti varsa insanların tercihlerine göre basarlar imzalarını. Ve bir görev yapmış olmanın, vatandaşlık görevlerinden biri olan istemlerini demokratik biçimde yerine getirmenin huzurunu yaşarlar. Elbette çok fazla siyasallaşmamış kişiler için bu bile bir tavırdır ve tavırsızlık, tepkisiz kalmaktan bin kez iyidir.
Gelelim diğer kesime; bu kesim yıllardır siyasette, meslek odalarında, dernek, sendika ve vakıflarda yöneticilik yapan kesime. O kesimlerden bir bölümü adeta ömrünü bu yola adamıştır.Bir bakışla yöneticilerin çok değişmemesi statükoculuk diye algılanılır.Değişmezlik çok doğru bir şey değil ancak yetiştirilmediğinden kaynaklı olabilir, dünyaya ve örgüte bakış farklılığından olur, birde örgüte birden transfer olan yolu durağı belli olmayanlara teslim olmamak için direnmekten kaynaklanır. Yöneticilik yükü ayni omuzlarda süre gelir.
Örgütlenmenin biraz daha kolaylaştığı(bazı kesimler için hala çok zor) 2000 yıllarda daha kolaydır örgütlerde yönetici olmak.Omzumuzdaki hiç eksik olmayan nefes sürekli seni izlerken bir şeyler yapmaya çalışmak zordur. Yine izleyen kulak var ancak omzundan indi.O nedenle şimdi örgütlerdeki yöneticiler; becerebilir veya talebiniz olursa, kendi içinize sindirirseniz siyasi olanak ve iş olanakları olarak önünüze bazı fırsatlar dahi çıkarabilir.
Bu tür yöneticiler ne yazık ki yönetimlerde vardır. Yönetici sorumlulukları nedeniyle ayrıca onlarda çeşitli beyanatların ve açıklamaların altına imza atarlar.Tamam bu da güzel ancak sorun burada başlar imza atan bu kişiler attığı imzaların ne denli takipçisidir.
Önemsediğim yanı bu noktadan itibaren başlıyor. Bir basın açıklaması çağrısı ve altında bolca imza bütün bu imzalar Türkiye"de bulunan en önemli örgütlerin isimleri; Mühendis Odaları, Tabipler Birliği, Kamu Emekçileri Sendikası, Memur Sendikaları, 68"liler Birliği, 78"liler, Dernekler, Vakıflar, Gençlik Örgütleri, Alevi Örgütleri ve bir sürü örgüt imzası. Basın açıklaması yapılan yere gittiğinizde ne yazık ki bu örgütlerin başkanları yok, yöneticiler yok, tek bir temsilci dahi yoktur metnin altına imza atan örgütlerden.
Sivil polisler bu denli imzayı önce gördükleri için yığarlardı açıklamanın yapılacağı yere tüm ekiplerini, sivil, üniformalı bir iki baktılar katılımcı sayısına, kendi aralarında konuşmalarını duyuyorduk.. Öylesine üzülüyordum ki bu tablodan. 2 elin sayısı kadar insan, uzun bir bildiri, ne yaptığımızı anlamaya çalışan meraklı halk.
Bildirinin içeriği son derece geniş kesimleri ilgilendiriyordur, doğrudur ancak ne yazık ki sesimiz katılım nedeniyle az çıkmakta inanın izleyenler mütebbessim bakıp uzaklaşmaktalar .Bunla onları haklı bulmuyorum zira örgütlenmeden uzak, ülkesi için bir şey yapmayan, barışa bu güne kadar katkısı olmamış, büyük ölçüde üretim içinde olmayanların tebessüm ederek seyretme hakkı olabilir mi?
Ancak bütün bu söylediklerim zülfü yare dokunmaktan öte şeyler değil.
Bu başlık çeşitli sorunların yaşandığı örgütlerde, sıkıntılı süreçte, zamanla yönetici dahi bulmanın zorlaştığı günlerde neden gündeme geldi denilebilir. Gündeme gelme nedeni Türkiye"de bundan 10 yıl önce yaşanan DEMOKRATİK ALEVİ YÜRÜYÜŞÜ n den sonra 9 kasımda yapılacak olan ikinci Alevi Yürüyüşü"nün yapılacağı tarihe çok kısa bir zaman kalmasından kaynaklanıyor. Açıklamalardan anladığım kadarıyla iddialı bir yürüyüş, bu iddianın yerine gelmesini, gerçekleşmesini çok istiyorum. Belki bu yürüyüşü düzeyenleri halka ulaşım noktasında, uyum noktasında, inandırıcılık noktasında eksiklikleri olabilir aynen benim olduğu gibi sizin olduğu gibi.
İlk Demokratik Alevi Yürüyüşü sürecinde de örgütsel sorunlar hatta ben ve arkadaşlarımın dışlanması dahi söz konusu iken bu yürüyüşün doğruluğuna inanıp, orada bulunmamın zorunluluk olduğunu bilmem nedeniyle katılmıştım. Yürüyüşümüz Trabzon"dan GAZİ DAVASI" nı izleyerek başlamıştı. İl il Ankara"ya doğru yürüdük. Ordu"lu olmam nedeniyle orada ve ilçeleri, çevre illerde kendi ölçeğimde katkı koymayı da görev edinmiştim. Örgütsel anlayışım ve bakışım bunu gerektiriyor.
Örgüt tercihi hemen karar karar verilerek koşup üye olunan bir tercih değildir, düşünülüp tartılarak üye olunur ve zorunlulukları yerine getirilir. Üyelik sürecinde tüzüğünde okuyup imza attığın üyelik baş vurusunun gereğini yerine getirmek zorunluluktur. İmza burada da karşınıza çıkar bu imza bir sorumluluktur. Ancak ne yazık ki bizim gibi örgütlerde dahi yerleşen konu komşu, akraba, aile, arkadaş, iş ilişkisi üyelik sistemiyle örgütlerimiz sorunlar yaşıyor.
Şimdi kullanacağım kelimeleri bilerek tercih ediyorum; sosyalistler için Yoldaşlık, Aleviler için Can, sendika üyeleri için Emekçi bunlar örgütlenmenin temelleridir. Üyeler örgütsel sorumluluklarının gereği olarak daha iyi hizmet vermek, sonuç alabilmek, başarılı olabilmek için elbette toplantılarda, kurullarda tartışacaktır. Ancak toplantıdan sonra cemal cemale oturabilmek için sınırını ve ölçüsünü kaçırmadan yapmalıdır tüm tartışmalar.
Tekrar imzaya dönerek bitirmek istiyorum yazımı;meslek odaları, sendikalar, dernekler ve vakıflar açıkçası bundan önce her çağrılarına her demokratik eylemlerine katkı koyduğumuz örgütler; Bu bir Demokratik Alevi Yürüyüşü çağrısıdır.Aleviler Demokratik Taleplerini dile getirirken siz musahiplerini yanlarında görmek istiyorlar. Yol arkadaşlığı çağrıya uygun davranışı gerektirir. Katılmak hem bundan önceki ortak etkinlik ve demokratik eylemlere imza atanların görevidir.
ANCAK ALTINI TEKRAR SEÇİYORUM
BU BİR ALEVİ TALEPLERİ SESLENİŞİDİR.
ALEVİLERİN İNANÇ VE KÜLTÜRLERİNDEN KAYNAKLI MAĞDURİYETLERİNİ SESLENDİRİŞİN SESİNİ YÜKSELTMESİDİR.
DOSTLAR VE ARKADAŞLARDA BU CEM" de YERLERİNİ ALMALIDIR. ANCAK UNUTULMAMALIDIR ALEVİLERİN TALEPLERİNİ DİNLEMEK VE YANLARINDA OLDUĞUNU GÖSTERMEK İÇİN O ALANDA OLMALIYIZ. BU BİR ARAYA GELİŞİN GÜZELLİĞİNİ BOZMAMAK VE AMACINI DEĞİŞTİRMEMEKTE BİZ GEÇMİŞE İMZA ATANLARIN GÖREVİDİR.
ALEVİ ÖRGÜTLERİ İÇİNDE BİRİSİ OLARAK ALINAN KARARI DAHA ÖNCE PAYLAŞILMADIĞI İÇİN DEMOKRATİK BULMUYORUM, KARARDAN ÖNCE OLURSA PAYLAŞMA, KARARDAN SONRA İSE DİKTE ETTİRMEDİR BUNUN SONUCU. BU YÜRÜYÜŞÜN ORTAK KARARLARLA VE TARTIŞARAK ORTAK YAPILMASI GEREKLİLİĞİNE İNANMAMA RAĞMEN BU SÖYLEM ARTIK GERİDE KALMIŞTIR SONRASI İÇİN KULAKLARA KÜPE OLMALIDIR. YAŞANAN ŞEYLERE İTİRAZ EDİLECEKSE BİRLİKTE TARTIŞIP, KONUŞUP, HER SÖYLENEN TARTILARAK KARARA BAĞLANMALI VE SONUCUN HEPİMİZİ BAĞLAYACAĞI, ACISI VE TATLISIYLA HEPİMİZİ SARMALAYACAĞI UNUTULMAMALIDIR. ÇÜNKÜ BU YÜRÜYÜŞ İÇİN SORUMLULUĞUM OLMAMASINA RAĞMEN SORUMLULUĞUM VARDIR HERKESİ ORAYA TAŞIMANIN MÜCADELESİNİ EDİYORUM.
AYRICA TAŞIDIKLARIMA KARŞI BİR SORUMLULUĞUM OLUŞUYOR.
9 KASIMDA ALEVİ YÜRÜYÜŞÜNDEYİM.
ALEVİLERİN DEMOKRATİK TALEPLERİNİ SESLİ DİLE GETİRMEK ÜZERE KATILIYORUM.
MİSAFİRİM, ALEVİ ÜST ÖRGÜTLENMESİNİN MİSAFİRİYİM. NE İÇİN ORADA OLACAĞIMI BİLİYORUM, TARİHLERİ VE GÜNLERİ KARIŞTIRMAYACAĞIM. GELİŞ NEDENİMİ UNUTMAYACAĞIM, 2 Temmuzda ne için bir araya geldiğimi unutmadığım gibi, 1 Mayıs"ta alana ne için çıktığımı unutmadığım gibi, 8 Mart için neden kadınların birlikte olduğunu unutmadığım gibi, 5 Aralıkta neden Anıtkabir"de olduğumu bildiğim gibi, 6 Mayıs"ta neden Karşıyaka"ya gittiğimi unutmayacağım gibi, 1 Eylül birlikteliğinin gerekçesini unutmadığım gibi.
9 KASIM"DA ALEVİLERİN MİSAFİRİYİM EV SAHİBİNE SAYGI DUYACAĞIM UMARIM EVSAHİBİ HİÇBİR KOŞULDA KONUKLARIN NEDEN ÇAĞRILDIĞINI UNUTMAZ BİZ MİSAFİRLERİ ALANDAN AYRILIRKEN MUTSUZ ETMEZ.
BU ORGANİZASYONU YAPAN ÖRGÜTLERE YÖNETİCİLERE KOLAY GELSİN.
ÖZÜ ÖZE BAĞLAYALIM, SULAR GİBİ ÇAĞLAYALIM, BİR YÜRÜYÜŞ EYLEYELİM. 31 Ekim 2008 Ankara
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.