Hazır yemekçiler çok sıkı denetlenmeli…

Hazır yemekçiler çok sıkı denetlenmeli…

Milletin sağılığı ile oynanıyor. Yaşam hakkı elinden alınıyor diyorum. Hastanede, Yurtlarda, THY de, Demir yollarında, Ulaştırmada, Askeri alanlarda, Okullarda bu yemek işi mutlaka çok çok sıkı denetlenmeli. Sadece yemek değil

Sadece AT ve EŞEK eti şimdi yakalanan yerde değil, çok kurumda KEDİ, KÖPEK eti de çıkacak. Söylüyorum size. 3 Kap yemek 2 – 3 – 4 – liraya çıkmaz ve verilmez. Veriyorsa bu işte iş var? O işi çözecek olanda DEVLET… Devletin ilgili birimleri… Çözmüyorsa niye çözmüyor onu düşünün? Babasının hayrına mı çözmüyor?

Hazır yemekçiler çok sıkı denetlenmeli…

Değerli insanlarımız,

Defalarca söyledim ve yazdım. Aynı zamanda basın açıklamaları yaptım. Bakın benim söylediklerim gün gün ortaya çıkıyor. Çünkü bu hususları bilmek için MÜNECCİM olmaya gerek yok. Aklı çalışan herkes bu işin farkına varır ve olayı ortaya çıkartır. Yeter ki istensin. Yeter ki vicdan ile cüzdanı karıştırmasınlar… Bakın bu husus da yaklaşık 10 yıldır sesleniyorum

Devletin ilgili ve yetkili kurulları ile idarecilerine, gelin bu yemek içmek başta olmak üzere birçok hizmeti özelleştirmeyin. Geri alın. Çok büyük zarardasınız. Sadece maddi kayıplar değil. Milletin sağılığı ile oynanıyor. Yaşam hakkı elinden alınıyor diyorum. Hastanede, Yurtlarda, THY de, Demiryollarında, Ulaştırmada, Askeri alanlarda, Okullarda bu yemek işi mutlaka çok çok sıkı denetlenmeli. Sadece yemek değil. Güvenlik, Temizlik, Bilgi işlem ve faturalandırma, Tomografi ve MR (emar) çekimleri gibi çok sayıda iş özelleştirilip hizmet alımı ihalesi ile yapılıyor. Şimdi AT ve EŞEK eti çıktı deniyor. İşte Haberler ve basına yansıyanlar.

Bakın ben söylüyorum. Bu dağın arkasına bakın. Detaylı inceleyin, araştırın, soruşturun, bakın daha neler çıkacak. Sadece AT ve EŞEK eti şimdi yakalanan yerde değil, çok kurumda KEDİ, KÖPEK eti de çıkacak. Söylüyorum size. 3 Kap yemek 2 – 3 – 4 – liraya çıkmaz ve verilmez. Veriyorsa bu işte iş var? O işi çözecek olanda DEVLET… Devletin ilgili birimleri… Çözmüyorsa niye çözmüyor onu düşünün? Babasının hayrına mı çözmüyor?

Değerli insanlarımız,

Son zamanlarda okullarda, değişik iş yerlerinde, hastanelerde, toplu düğün yemeklerinde meydana gelen zehirlenmelerden dolayı sık sık seslenip hazır yemek sektörünün iyi denetlenmesini, Tarım – Sağlık Bakanlığı yetkilileri ile Belediye ekipleri ve adli kolluk kuvvetlerinin de takip etmesi gerektiğini defalarca dile getirdim. Ama bizi dinleyen olmadı. Kim size 2 lira ile 4 lira arsında üç kap yemeği veriyorsa onu iyi araştırın dedim.

Efendim herkes hırsız mı? Değil… Ama malzemeden çalmıyorsa, işçilikten çalmıyorsa, içeride diyetçisi, gıda mühendisi, kontrol memuru ve müdürü amiri firmayı kollamıyorsa o fiyat ile nasıl işi kotaracak? Şartname ortada. İdari ve teknik şartnameler belli. Alın elinize didik didik edin. İşi anlayan bilirkişiyi bulun incelesin. Bir uzman diyetçi ile gıda mühendisi de bulun şartnamelere baksın. Sonra gelip yemek verilen yerde denetim yapsın. Ya o yazılanlara uyulmuyor, yâda uyuluyor içine at eşek kedi köpek eti konuyor. Bunun başka izahı yok. Etin, Kıymanın rostonun fiyatı belli... Balığın belli. Millet ardı ardına gümlerken bunlar bu fiyatla nasıl ayakta kalıyor? Tek kelime ile içerde adamları var idare ediliyorlar ve şartnamelere uyulmuyor. Tabiî ki bu işe göz yumanlarında ya kredi kartları borcu, ya başka borçları ya da başkaca ihtiyaçları o firmalar tarafından karşılanıyordur. Kimse babasının hayrına yapmıyor. Bizi ise, o, şu, bu, ilgilendirmiyor. Yediğimiz içtiğimiz ilgilendiriyor. Resmen sağlığımızla oynuyorlar. Her zaman söylüyoruz. Etkili ve yetkili denetim yapın.

Özellikle Hastane, Yurt, Askeri alan, Ulaştırma ve devletin diğer birimlerinde hazır yemek verenlerin mutfakları çok sıkı denetlenmeli. Ayrıca tüketiciye servis yapılırken de denetlenmeli. Bakın neler ortaya çıkacak?

Değerli insanlar,

Pirinç başta olmak üzere kuru gıdadaki zamların hazır yemekçileri perişan ettiği çok iyi biliyorsunuz. Bunların çoğu, bulundukları yani hizmet verdikleri yerde işi ihale ile almış. O yüzden piyasadaki fiyat artışları da çoğunda faturaya yansıtılmıyor. Ve eski fiyat. Yani şu. Adam 2- 3 yıllığına işi almış. 2- 3 yıl önceki fiyat şimdi aynı mı? Nasıl olur bu iş diyen yok mu? Var da duyan yok. Tınlayan yok. İşte böyle suçüstü yakalanacak da bir iki gün yazılıp çizilecek sonra yine aynı tas aynı hamam soymaya devam edecekler.

Sadece ette değil. Süt ve süt ürünlerinde de büyük hileler var. Bu hazır yemek verilen yerlerde bu işleri çok iyi denetlesinler bu işi yapanların çoğu bırakır kaçar.

Tekrar ediyorum, Resmi kurumlarda hizmet alımı ile yapılan başta yemek sektörü olmak üzere, bilgi işlem faturalandırma, güvenlik, temizlik ihaleleri, alanları, ihalelere girenleri didik didik incelesinler ve kontrol etsinler bakın neler çıkacak.

Değerli insanlar,

Esasında ihalelerde en fazla kırım yapana işi vermek yanlış. Mutlaka bu işe bir çözüm gelmeli. Ve yemek verdiğiniz kurumun dışından uzman tarafsız kişilerin oluşturacağı kurullar bu denetimi yapmalılar. Et, süt, yoğurt, ekmek nasıl verilecek, gramajı, sıhhi oluşu, teknik ve idari şartnamelerin o kurumların kendi elemanlarının dışında o yerin mülki amirinin belirleyeceği Ticaret ve sanayi odası, Esnaf odası, Yemekçiler odası, Tarım, müdürlüğü, Sağlık müdürlüğü, sanayi ticaret il müdürlüğünden birer yetkili uzman kişi nezaretinde kontrolünde fayda var. Hem torpil kurumu işlemez hem sağlık ve nefaset yönünden çok daha iyi olacaktır.

Ama bana kalsa bu özelleştirmeyi ortadan kaldırırım. Nasıl kaldıracağız, ihale ile verilmiş diyorsan, o zaman denetimi çok yönlü yap. Bu denetimi kurum içinde yapanları sık sık değiştir. Aynı denetim 2 – 3 – 5 – 10 senedir aynı kişiler yaparsa firmalar ile ahbap çavuş olurlar, oluyorlar da… Ondan sonra şartnamelere uyulmuyor. Bugün et çıkacaksa bulgur pilavı mantar çıkıyor, et parası alıyor.

Üstelik birde eğer kurumda yemek yiyen sayısı 2 bin ise bunun 1480"i yemek yedi diyelim. Kimseye çaktırmadan o sayı 2 bine tamamlanıyor. Kaç kap çalındı? Günlük hesap yapın, aylık yapın, yıllık yapın ve o firmayı idare edenleri inceleyin. Yaşam şartlarına bakın. Nasıl oluyor bu işler. Bunu ortaya çıkarmak zor mu? Malzemeden çalacaksın, işçilikten çalacaksın, Et yerine mantar yada eşek, kedi, köpek, at eti koyacaksın. 50 işçi çalıştıracaksan 30 çalıştırıp, elli kişi gibi gösterip oradan da tokatlayacaksın. Peki, onu idarede kollayan olmasa o nasıl bu işleri yapacak? Kollanıp kollanmadığını idari ve teknik şartnameleri alıp inceler takip edersiniz. Bunu da devletin ilgili birimleri yapacak. Yani orası hastane ise Sağlık müdürlüğü ve valilik nezdinde tarafsız bir kurul yapacak. Yok, yurt ise yine başka bir kurul. Yani hizmeti satın alan kuruma işi bırakırsanız doğru sonuç almanız mümkün olmaz.

Sadece bu işi merdiven altı olarak tabir edilen yerler değil, çok sayıda kendini uyanık zanneden kuruluşlarda yapıyor. Haksız kazanç elde edenlerin artık önünün kesilmesi gerekmektedir. Özellikle hastaneler, askeri alanlar, Kredi yurtlar, okullarda çok daha sıkı denetim olmalı. Herkes buralara yemek verememeli. Şartlar ağır olmalı. Bu işi gerçekten yapan ve kendini kanıtlamış firmalar bu işleri üstlenmeli. Devlet çok dikkat etmeli.

Bakın size basit bir hesap daha yapayım.

Senede 30 gün RAMAZAN ayı. Çoğu insan orucunu tutar. Ama gidin bakın bu resmi kurumlardaki rasyon sayılarına, düşmemiştir. Yani yemek yiyen azaldığı halde yenmiş gibi tutanaklar tutulmuştur. Sizce kim kazanmıştır? Sadece firma mı? Onu idare eden, olaya göz yumanlar ne yapıyor avucunu mu ovuşturuyor? Hey yavrum hey… Kimse kimseyi koruyup kollamaz. Kolluyorsa sebebi vardır. Araştırın. Soruşturun, inceleyin…

Birde bu Ramazan aylarında o kurumlarda sözde yemekçi firma tarafından kurumun personeline iftar verilir. Envayi çeşit yemek verilir. Mümkün mü? O yemeğin maliyeti ilerleyen zamanlarda rasyonlara kaydırılarak telafi edilir. Çok zor değil.

Buyursunlar, bu tür yerlere yemek veren firmaların sahip ve idarecilerini teknik ve fiziki takibe alsınlar.

Kurumların amirlerini, diyet uzmanlarını, gıda mühendislerini, işe bakan komisyon üyelerini, kontrol memurlarını takibe alsınlar. Bu memur ve görevlilerin banka ve kredi kartı hesaplarını kontrol etsinler. Alış verişlerini incelesinler. Kendileri ve eşlerinin altındaki arabalar, menkul ve gayrimenkulleri incelesinler. Bakın neler çıkacak neler? Kısa zamanda nasıl köşe olmuşlar görsünler…

Değerli insanlar,

Geleyim Zurnanın ZIRT dediği bir başka yere…

Hep söyledim, yıllarca yazdım çizdim. Özellikle Sağlık hizmetlerindeki özelleştirmeler doğru değil. Güvenlik, Temizlik, Yemek, Bilgi işlem ve faturalandırma Sağlıkta özelleşmemeli. Özel sektörden hizmet alınmamalı. Müteahhide verilmemeli. Bunun sadece çalma, çırpma, devleti zarara sokma yanı yok. Birde ırz namus meselesi var. İnsanların şeref ve haysiyetleri var. Özelleşen işte müteahhit adamı çalışıyor. Devlet memuru ve işçisi değil. Hiçbir sorumluluğu yok. Sivil adam. İnternete girin sorgulayın. Bakın Son 20 yılda Hastanelerde ( Devlet ve SSK, Üniversite) kaç temizlik işçisi hasta yâda hasta yakınına tecavüze yeltenmiş yâda tecavüz etmiş? Kaç güvenlik görevlisi hasta yâda hasta yakınını veya doktoru, ebeyi, hemşireyi, sağlık çalışanını dövmüş, darp etmiş, kötü davranmış? Yine bakın bakalım bilgi işlem ve faturalandırmada neler olmuş? Kaç erkeğe hamilelik testi, kaç kadına mutluluk çubuğu takılmış gibi faturada gösterilmiş? Bunlar hikâye değil. Bunlar olmuş olaylar. Özellikle sağlık alanında bu hizmetler özelleşmemeli, derhal kaldırılmalı.

Bilgi işlem ve faturalandırma, Güvenlik, Temizlik, Yemek işlerini bu kurumlar kendi elemanları ve imkânları ile çıkartacak güçtedir ve gerekli fiziki alanları da mevcuttur. Bu yanlıştan dönün. Yanlıştan dönmek de bir fazilettir.

Bugünlük bu kadar, saygı ve sevgilerimle….



MUSTAFA GÖKTAŞ

Gazeteci- Yazar ve iktisatçı

Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER)

Genel Başkanı

0.532.282 29 91

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.