Seçimlere geri sayım başladı… Mitingler, söyleşiler, caz, cezler…(yapacağız, edeceğiz)

Aman efendim başımızın, gözümüzün üstünde yeriniz var… herkes bir şeyler yapacağını vaat ediyor! Bakalım göreceğiz…

Şimdi gelelim sandık meselesine; kim daha fazla oy alacak, kim başbakan olacak… Dahası dünümüzü göremeden 2023 den bahsetmek benim gibi biraz hayalci olmak oluyor bence…2023 evet, çok uzun bir zaman dilimi değil, lakin yarının koşullarının ne getireceği de önemli. Bir ekonomist olarak yaklaşımım bunun üzerine; Yani enflasyon bir iner bir çıkar... Kaldı ki beklenmedik olayları da hesaba katarsak 2023 için söylenenler sadece oy için bir spekülasyondur! Kaldı ki zaten 2023 de Lozan antlaşmasının süresi bitiyor. Yani bir tarihçi de 2023 de Türkiye’nin çok farklı bir yerde olabileceğini söyler… Ama tam olarak bir yaklaşımı kimse yapamaz. Çünkü Burası Türkiye yarının ne olacağı hiç belli değil.

2. eleştirim ise Kemal ve Erdoğan Ağabey didişmeyi kesin! Yani ötekiler de didişiyor, ben sadece ikisini örnek olarak söyledim. Efendiler ben yemin ederim sizi izlerken gülüyorum miting için söyledikleriniz “benim kalabalığım, senin kalabalığından kalabalık” 

Her neyse söylemiştim ve yine söylüyorum; “ülkemin çıkarlarını, kendi çıkarlarına gözetmeksizin çalışan, çalışabilecek olan, verimli, güçlü ülkemin refahını ve milli bütünlüğünü, dayanışmasını, yardımlarını, tarafsızlığını savunan, adaleti ve kalkınmayı kendine borç olarak gören, halk için ve halkın refahı ve mutluluğu için, ülkesinin ileri adımlarını koşarak atan hangi parti ise o kazansın”…

Tüm parti liderlerine, tüm partilere başarılar!kim haklı ise, kim iyi ise o kazansın…

Ülkemizin önü aydınlık,geleceği parlak, daha çağdaş, daha modern daha güçlü bir Türkiye için 12 haziran günü Türkiye’nin geleceğini belirleyecek olan oylarınız ve oylarımız için lütfen düşüne düşüne kullanın, kullanalım…