Bir maç düşünün, gelen takım senin rakipin . Bu hafta bu takımla kendi evinde oynayacaksın fakat sayın hocanın sahaya sürdüğü maç kadrosu herkesi şaşkına çeviriyor. Gaziantep takımı da çok pozisyon veren, defansif özellikleri önde olan ve kontrataklarla rakipten puan avcılığına çıkan bir rakip.

Elinde otuz tane oyuncun varken, alternetif oyuncun çok iken ve hafta içi ağır bir zeminde Trabzon kupa maçı oynamış iken bu tip bir kadro şaşırttı herkesi.

On tane transfer yapıldı. Alınanları hepsi orta saha ve forvet. Sağ tarafa Muratı almışız, o da bizim kafamızdaki Murat değil. Ağır ve aksıyor. Sol tarafa kimse bir şey demek istemiyor. Bu halleri ile ikisinden bir sporcu zor ediyor.

Rıza güçsüz, kuvvetli değil, arkasındaki Emre ise hala oyuna çıkamayan, ağır bir görüntü içinde, hazır olmadığı ta fizandan farkedilen bir kardeşimiz. Ya Fatih Şene ne demeli?

Geldiğinden beri ön libora oynuyor, olumlu tek bir maçı yok. Bu maçta yaptığı engüzel şey attığı gol. Ki Fatihin ne kadar iyi olduğunu biz yıllarca biliyoruz.

Sayın hocam bu maçta çift forvet gibi oynarken, azeri ve Ahmet"le gol ararken, onların arkasında fizik olarak zayıf İrfanla başlamak neyin nesi? Zaten iki tane kötü oynayan ve tam hazır olmayan oyuncun sahada iken.

Murat ağır aksak bir resim çizerken. Bilal girdi, oyundaki hareketlilik te başladı. Musa merak ediyorum ne zaman hazır olur ? Numan , Tosun, Mehmet, Taner, Emrullah,Hüsamettin gibi geride bir çok isim var.

Gaziantep maçın da çok gol kaçırdık ama kazanmayı bildik. Yalnız daha iyi takımlara karşı ne yaparız, onu kestirmek zor.

Ahmet hocanın ve ekibinin bildikleri vardır herhalde. Takımla beraber olan onlar. Yanlış, doğru onların artık. Kazanınca bazı yanlışlarda gecenin siyah örtüsü gibi kapanıyor, unutuluyor. Önemli olan onları kazandığımız da yazmak. Yoksa yenilince yazmak çok kolay.

Bu maçtan çıkacak çok ders var. Bizde izledik, taraftarda, basında spor adamları da. Kenarda ise sayın Akçan. Herşey önünde oldu. Gördü besbelli, deli değilya.