KORKUNUN NEDENİ

Fakir Fukaranın yanındakiler,

Ramazanda gecekonduda inancını alet ederek garibanın masasındaki lokmaya ortak olanlar,

Ne oldu size yoksa siz sınıf atlayıp bu yaşam koşullarına alışıp unutu verdiniz mi o fotoğraflarlarınızı. Yoksa o zaman ki fotoğraflar yapıştırma bıyık mıydı?

KORKUNUN NEDENİ

2 gündür aralıksız devam eden TEKEL İŞÇİLERİNİN EYLEMİ ve onu destekleyenlere tehdit üzerine tehdit içeren valinin açıklamaları. Bu açıkla sıradan söylenen tehditkar sözlere devam ederken destekleyen öğrenciler; hııııı, ne yaparım biliyormusunuz diyor, kamu emekçileri hakkınızda soruşturma açarım hıııı diyor ve diyor da diyor.

BUNUN ADI EKMEK KAVGASI.

Bu ülkeyi yönetenler, iktidar erkini kullananlar, üniformalılar siz hiç açlık nedir bilirmisiniz? Eve akşam dönerken elinizdeki torbanın içinde biraz peynir, biraz, zeytin, biraz elma, bir ekmek var iken onun da her geçen gün azala azala tek ekmeği dahi alırken tereddüt içinde olduğunuz oldu mu. Yarın kaygısı yaşadınız mı hiç? Sizin ananız, babanız maaşını almadan daha cebine girmeden gideceği hesabıyla sabahlara kadar uykusuz geceler geçirip vucudunuz kaşına kaşına yaralar oluştumu. Okul açılacağı zaman ne yapacağım kaygısıyla toplama üstüne toplama yapıp alinin külahlını veliye,velinin külahlını ömere takıp hesapları bir türlü tutturamayıp “ göçüp gitsem şu dünyadan” demeyi bile düşündünüz mü hiç?

Onu bunu bilmem bir kısmını bu duyguların yaşadım bir kısmını yaşamasam da hissettim. Yaşayanların böylesi duyguları koşullarım ne kadar değişirse değişsin hiç dünyamda eksik olmadı.

ŞİMDİ VALİ, BAKAN VE BAŞBAKANA SESLENİYORUM;

BEN BİR EV KADINIYIM VE BU EYLEMİ DESTEKLİ GELİN BAKALIM BENİDE TEHDİT EDİN, HADİ DURMAYIN.

YILLARIMIZI ALDINIZ, GENÇLİĞİMİZİ TÜKETTİNİZ, 40 YAŞLARINDA BİZLERİ EN BÜYÜK ACIYLA KARŞI KARŞIYA BIRAKTINIZ “DÜNYAYA GETİRDİĞİMİZ ÇOCUKLARIMIZIN YANMASINI “SEYRETTİNİZ VE BİZLERİDE BÖYLESİ BİR ACIYLA BAŞBAŞA BIRAKTINIZ.

BÜTÜN BU ACILARI YAŞATTINIZ HADİ GELİN BENİDE ALIN.


HALKIN EKMEĞİ
Bilin: Halkın ekmeğidir adalet.
bakarsınız bol olur bu ekmek,
bakarsınız kıt,
bakarsınız doyum olmaz tadına,
bakarsınız berbat.
Azaldı mı ekmek,başlar açlık,
bozuldumu tadı,başlar hoşnutsuzluk boy atmaya.

Bozuk adalet yeter artık!
Acemi ellerle yuğurulan,iyi pişirilmemiş adalet yeter!
Yeter katıksız,kara kabuklu adalet!
Dura dura bayatlayan adalet yeter!

Bolsa insanın önünde ekmek,lezzetliyse,
gözler öbür yiyeceklere yumulsada olur.
Ama her şey bollaşmaz ki birdenbire...
Bilirsiniz,nasıl bolluk doğurur ekmek:
Adaletin ekmeğiyle beslene beslene.

Ekmek her gün nasıl gerekliyse nasıl,
adalet de gerekli her gün,
hem o,günde bir çok kez gerekli.

Sabahtan akşama dek,iş yerinde,eğlencede,
hele çalışırken canla başla,
kederliyken, sevinçliyken,
halkın ihtiyacı var pişkin, bol ekmeğe,
günlük, has ekmeğine adaletin.

madem adaletin ekmeği bu kadar önemli,
onu kim pişirmeli, dostlar, söyleyin?

Öteki ekmeği kim pişiren?
Adaletin ekmeğini de
kendisi pişirmeli halkın,
gündelik ekmek gibi.

Bol,pişkin,verimli. BRECHT

“HEM ADALET HEM EKMEK HEMDE ALDIĞIMIZ HAKKI GERİ İSTİYORUZ.” diyen

Tekel İşçileriyle elele, omuzomuzayım bu gün. 04.01 2010 EMEL SUNGUR

Önceki ve Sonraki Yazılar