Doç. Dr. Birol ERTAN

Doç. Dr. Birol ERTAN

Odatv Baskınının Perde Arkası GERİLİM SİYASETİ

 


GERİLİM SİYASETİ

Odatv Baskınının Perde Arkası 


Hükümetin gerilim siyaseti ivme kazanarak ülkeyi esir almış durumda. Hükümet yetkililerinin yüksek ses tonuyla ve sürekli birilerini suçlayıcı konuşmaları karşısında ülkeyi kimin yönettiği ve yaşananların sorumlusunun kim olduğu konusunda şaşkınlık içinde kalıyoruz.  

Üniversitelerle kavga ederek gerilim siyasetine başlayan hükümet, yargıyla, silahlı kuvvetlerle, özgür basınla, eczacılarla, doktorlarla ve işçilerle yürüttüğü gerilimli siyasetini, öğrencilere ve hatta Büyükelçilere kadar genişletti.  

Neredeyse haftada bir kez Başkan Obama ile telefon görüşmesi yapan Başbakanlarının  ABD’ye yakınlığı konusunda kafaları hala netleşmemiş iktidar partisi yöneticileri, ABD Büyükelçisinin basın özgürlüğü konusundaki bir sözünden alınıp bağımsızlık nutukları atıyorlar.  

Hükümetin gerilim siyasetinin düşmanlık noktasına varması, ülkede ciddi bir stres yaratmış durumda. Mısır, Tunus ve diğer Arap ülkelerindeki halk ayaklanmalarının da etkisiyle endişeye kapılan bazı aklı evvellerin Hükümeti yanlış yollara sevk ederek baskı ve gerilim politikasını daha da tırmandırmalarını öğütlediği duyumları alıyoruz. Seçim öncesinde yaratılan aşırı gergin hava, ülkede başta siyasal istikrarı olmak üzere, değişik siyasi görüşler ve kesimler arasındaki işbirliği ve güven ortamını derinden zedeliyor. Her gün televizyonlarda yüksek sesle birbirlerine bağırıp çağıran siyasetçiler ve devlet adamları, ülkede iç barış ortamını dinamitlemeye devam ediyorlar.  

Muhalefetin içinde bulunduğu açmazın da sorgulanması gerekiyor. Gerilim siyasetinden beslenen iktidar, toplumun nabzını ölçen kamuoyuna yönelik çalışmalarla yeni gerilim alanlarında yeni gündem yaratırken, muhalefetin yaratılan bu gündemin peşinden gitmesi ise acemilik ve tuzağa düşme olarak yorumlanmalı. Ülkedeki gerginlik noktalarını saptayarak bu alanlarda tartışma ve gerginlik yaratıp bunlardan siyasi olarak yararlanmaya çalışan iktidarın peşine düşen muhalefet odakları, siyasette çaylaklık dönemlerini aşamıyorlar. 

Seçim öncesinde iktidarın ülkeyi gerginleştirmeye çalışmasının ardındaki nedeni sorgulamaya çalışalım. 

Seçime yönelik anketlerde çok rahat bir görüntü veren ve tek başına iktidar olacağı konusunda çok inanmış görünen iktidarın, ülkeyi gerginleştirmeye çalışmasının mantığını anlamak kolay değil. Gergin ortamlar, siyasal iktidarlar için oy kaybı anlamına gelir. Her gerginlik ortamında taraftar toplamaya çalıştığını sanan iktidarlar, her seferinde bir kesimi kaybederek muhalefeti kitleselleştirir. Siyasetteki önemli pratiklerden birisi, İktidar Yorgunluğu olarak da isimlendirilen bir durumdur. İktidarların peş peşe iki kez iktidara geldiği dönemlerde ciddiyetinin, çalışkanlığının ve sorumlu davranışlarının yerini; kendini beğenmişlik, yozlaşma ve gerginlik yaratma tavırları aldığı görülmüştür. Bu durum da demokratik yapılarda siyasal iktidarlar için “Two Times Limit” ismi verilen peş peşe üçüncü kez seçim kazanamama pratiğini yaratmaktadır. Özellikle ikinci dönemlerinde (bazen üçüncü dönemlerinde olabilmektedir) seçimleri kaybetmeden önce iktidarların hırçınlaştığı, gergin siyaset yürüttüğü ve sorumsuz davranışlar içine girdiği sıkılıkla görülmektedir. Demokratik ülkelerde gerginlik siyasetine bel bağlayan iktidarların üçüncü kez iktidar olmaya çalıştığı dönemlerde iktidar değişimi kaçınılmaz olmaktadır. 

Türkiye’de hükümetin gerilim siyasetini tırmandırması, iktidarda kalmaları açısından yanlış olduğu kadar, ülke açısından da çok sakıncalı durumlar yaratıyor. Bu açıklanması güç gerilim politikasının kaynağını anlamak için bazı alternatifler üzerinde duralım.  

Alternatifleri sıralayalım : 

  1. Gerilim siyaseti, ülkeyi demokratik yapıdan uzaklaştırmak için sürdürülen ve bütün muhalefet odaklarını güçsüzleştirmek için yürütülen demokrasiye son verme girişiminin bir önceki aşamasıdır
  2. Gerilim siyaseti, siyasi iktidarın seçime yönelik hesaplarından birisi olup bu şekilde ülkeyi iki kampa ayırıp daha çok oy kazanma politikasının bir ürünüdür
  3. Gerilim siyaseti, siyasal iktidarın acemice kararlarından birisi olup yaklaşan seçimi kaybetmeden önceki hatalı seçim taktiklerinden birisidir.
  4. Gerilim siyaseti, seçimde bir sürprizle karşılaşmak endişesi içinde olan iktidarın üzerindeki gerginliği ülkeye yansıtmasıdır.
  5. Gerilim siyaseti, iktidarda kalmak dışında bir seçenekleri olmadığını gören mevcut iktidarın panik olmuş ruh halinden kaynaklanmaktadır.

 

Ülkede yürütülen gerilim siyasetinin yukarıdaki nedenlerinden başka bir kaynağı olamaz. Hangi nedenden kaynaklanırsa kaynaklansın, gerilim siyasetinin ülkeye zarar verdiği çok açık bir durumdur. Ülkedeki mevcut gerilimin geldiği noktayı başlıklar halinde yakalamaya çalışalım. 

  • Odatv gibi internet haber siteleri gizli örgüt operasyonlarına uğruyor
  • sokaktaki her vatandaş dinlendiği ve izlendiği kuşkusu içinde yaşıyor, onbinlerce insanın yasal olarak ya da yasa dışı biçimde dinlendiği açıklanıyor
  • iktidar yandaşı olmayan medya organlarına ağır bir baskı uygulanıyor
  • muhalefetin dinlemeler ve izlemeler gibi polis baskısına uğradığı anlaşılıyor, muhalefet partisi liderleri bunu açıkça dile getiriyor
  • yasal gösteri hakkını kullanan öğrenciler ve işçiler polis şiddetiyle yıldırılmaya çalışılıyor
  • yaşananlardan ABD Büyükelçisi bile rahatsız oluyor.

 

Ülkede siyasal iktidar tarafından yaratılan Gerginlik Siyaseti, hükümetin en yanlış politikalarından birisi olup seçimlerde oy kaybına uğramalarının en büyük nedenlerinden birisi olacaktır. Bu söylediğimi sakın unutmayınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar