Doç. Dr. Birol ERTAN

Doç. Dr. Birol ERTAN

Cumhurbaşkanı Eroğlu Hata Yapmadı

Cumhurbaşkanı  Eroğlu Hata Yapmadı 
                                                                                     Birol Ertan 

Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldı ve Dr. Derviş Eroğlu, halkın iradesiyle ilk turda Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturdu. Seçimlerin başarıyla gerçekleşmesi ve tartışmasız biçimde sona ermesi, Kıbrıs Türk demokrasisi açısından da bir sınav oldu ve bu sınav başarıyla atlatıldı. Bu nedenle, seçimin başarıyla gerçekleşmesini sağlayan Yüksek seçim Kurulu yetkilerini ve seçimlere katılan bütün tarafları kutlamak istiyorum. 
 

Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Eroğlu muhaliflerinin en büyük propagandası, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun seçildikten sonra hata yapacağı ve müzakereleri yürütemeyerek başarısızlıklar yaşanacağı üzerineydi. Ne var ki, muhaliflerin bu beklentileri erken bir zamanda boşa çıkmaya başladı ve Cumhurbaşkanı Eroğlu, doğru adımlarla süreci devam ettirme kararını uygulamaya koydu. 
 

Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun doğru adımları, gerek BM Temsilcisi ve gerekse de uluslararası toplum tarafından memnuniyetle karşılandı. Bu noktadan sonra gördüğümüz, Rum liderliğinin karşısında daha güçlü bir müzakereci heyetin olacağıdır. 
 

Müzakere heyeti konusunda kafaları karıştırmaya çalışan muhalefet bloğu, bu konuda da beklentilerinin suya düştüğünü çok çabuk gördüler. Müzakere heyeti konusunda ince eleyip sık dokuyan Cumhurbaşkanı Eroğlu, gerçek bir müzakereci olduğunu ve Kıbrıs Türk toplumunun çıkarlarını layığıyla temsil edeceğini kanıtlamaya başladı. Cumhuriyet gazetesi yazarı Sayın Ali Sirmen de, çok haklı biçimde, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra yapmış olduğu söyleşi sonunda, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun çok başarılı bir müzakereci olacağını ifade etmişti.  
 

Hükümetin müzakerelerde Cumhurbaşkanı’nı desteklediğini açıklaması, müzakere heyetinin elini güçlendiren diğer bir unsur oldu. Bundan sonraki beklenti ise Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun söz verdiği gibi KKTC Milli Konseyi’nin kurulması ve yürütülen müzakereler konusunda Kıbrıs Türklerinin ortak hak ve çıkarlarının müzakerelere yansıtılması konusunda demokratik bir sürecin işletilmeye başlamasıdır. 
 

Müzakerelerin kaldığı  yerden devam ettirilmesi konusunda bazı kesimlerin endişelerinin ise abartılı ve yersiz olduğu görülüyor. Müzakerelerde temel ilke, her konuda anlaşma sağlanamadığı sürece hiçbir konuda anlaşılmış olmayacağının baştan kabul edilmiş olmasıdır. Bu noktada, müzakerelerde kalınan yer konusunda endişe etmenin de bir anlamı kalmamaktadır. Ayrıca, devleti temsil eden eski Cumhurbaşkanı’nın bundan önce müzakerelerde neler yapmış olduğu ve hangi konularda ilerlemeler (!) sağladığının anlaşılması bakımından da müzakerelerin kaldığı yerden devam etmesin yararlı olacaktır. 
 

Endişe edilmemesi gereken diğer bir nokta da müzakerelerde iddia edildiği gibi önemli bir ilerleme ya da mutabakat olmadığının anlaşılmasıdır. Göz ardı edilmemesi gereken diğer bir nokta, müzakere heyetinde daha önce yer almış olan Doç. Dr. Kudret Özersay gibi güvenilir ve deneyimli bir isimle çalışma kararının, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun ne derece başarılı bir devlet adamı olduğunu göstermesidir. 
 

Reel politika açısından değerlendirildiğinde, Rumlar, müzakerelerde oyalama taktiği gütmekte, gerçek niyetleri olan zamana oynamakta ve Kıbrıs Türkleriyle eşit ve adil koşullarda bir federal devlette yer almak istememektedir. Bu noktada, Rumlarla yürütülen müzakerelerden endişe etmeye gerek olmadığı anlaşılmaktadır. 
 

Cumhurbaşkanı Derviş  Eroğlu’nun yerinde kararları ve doğru politikası, çok kısa zaman içinde taraflara ve özelikle de Anavatan Türkiye yetkililerine güven vermiş, gelecek için de uyum içinde yürütülecek bir dış politikanın ipuçlarını göstermiştir. 
 

Muhalefetin yersiz ve kara propagandaya dayalı endişelerinin bir bir boşa çıkması, son zanlarda gördüğümüz gibi, muhalefet kanadında başka politikalara yönelinmesini gerekli kılmıştır. Bu sinsi politika, UBP’nin daha önce verdiği sözleri yerine getirmediği, yeni Cumhurbaşkanı’nın eski Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’tan farkının olmadığı gibi spekülasyonlar ile Cumhurbaşkanı’nın başarısızlıklarını beklemek olacaktır. Bu konuda da bekledikleri sonuçları alamayacakları kesindir. 
 

Unutulmamsı gereken nokta, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun başarısının, ülkenin ve ülke insanının başarısı olacağıdır. Bu nedenle, başta siyasi partiler olmak üzere, sivil toplum örgütleri ve vatandaşlar, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun başarılı politikalarına destek vermeli, güçlü bir müzakere heyetinin varlığı nedeniyle güven içinde olunduğunu fark etmesidir. 
 

Görünen odur ki, KKTC’yi ve Kıbrıs Türklerini ilerideki günlerde daha güvenli ve aydınlık bir gelecek belemektedir.  

Önceki ve Sonraki Yazılar