YOL PARASI

 

[email protected]

Her şeyini kaybetmiş bir viranenin üstüne, okuma yazma oranı %5 civarında (onların da çoğu azınlıklara mensup),  çoğu yoksul ve savaşlardan bıkmış, asırlar boyu aldatılmış bir halkla, Dünya’da Emperyalizme karşı ilk antiemperyalist savaşı vermiş ve yepyeni bir devlet kurmuş olsanız, koskoca bir ülkede hiçbir köyüne ve çoğu kasaba ve şehrine ulaşacak yol olmasa, ilk uygulayacağınız vergi ne olurdu acaba?

            Yol vergisi olur muydu? Olurdu herhalde!                                                                               Yol vergisi TBMM’nin 1921 yılında kabul ettiği ilk yasalardan sayılır. 18-60 yaş grubu içinde bulunan erkekler ya dört işçi gündeliği vergi ödemek veya üç iş günü yol yapımında çalışmak zorundaydılar. Otuz sene meriyette kalan yasa, 1952 yılında yürürlükten kaldırıldı.

 

            Günün sosyal ve ekonomik şartlarında vergi gerekli olmasına rağmen, yoksul halkın tepkisini anlamak mümkün. Ama siyasetçilerin bu işi sömürü aracı olarak kullanmasını anlamak asla ve asla mümkün değil.

            Günümüzde, değişik biçimdeki yol parasını vergi mükellefleri değil, üniformalı kesim ödüyor. Hem de kendi yaptıkları, döşedikleri yolların parasını…

            Bir ülkede yoksulluk, yolsuzluk, hukuksuzluk, anarşi ve terör var ise, en büyük müsebbip ülkeyi yöneten siyasetçiler ve toplum adına yetki kullanan yöneticilerdir. Bizim ülkemizde, toplumun verdiği yetkiler ilgililerce hep yanlış ve taraflı kullanılmıştır. Hatta halkın verdiği hak ve yetkiler, halka karşı kullanılmıştır…

            Bir ülkede ikide bir askeri darbe neden ve ne için yapılır? Nedenlerin başında, siyasetçilerin yetersizliği ve beceriksizliği, siyasetin buyruğundaki bürokrasinin vurdumduymazlığı ve nemelâzımcılığı gelir. Bunu fırsat bilen güç sahipleri de, bozulmuş sistemde yerlerini daha da pekiştirmek ve yapıdaki yerlerini sağlamlaştırmak için darbeyi yaparlar. Bizdeki darbeler böyle olmadı mı?

            Ülkemizdeki darbelerin oluş nedenleri ile işleyişleri hep ters yönlü olmuştur. Darbeye neden olanlar, daha sonra baş tacı edilmişlerdir.

            Yetmemiş, ülkemiz halkı da darbecileri hep alkışlamış, hiçbir siyasi partiye vermediği desteği darbecilere vermiştir. En net örneği %92.5 la kabul edilen 1982 Anayasası ve Kenan Evren’in Cumhurbaşkanlığıdır…

            Darbeciler, tüm zamanlarda karşılarmış gibi göründükleri gerici bir eğilimi desteklemişler ve yollarını döşemişlerdir. Yirminci yüz yılın ilk yarısında çağdaşlığı yakalamak için, birçok konuda Devrimler yapan Türkiye, her darbe sonrasında Devrimlerden uzaklaşmış ve günümüze Devrimlerin izleri birer birer silinerek gelinmiştir…

            Devrimlerin güç ve kimilerine göre değer kaybı, ülkemizdeki sosyal ve siyasal güç dengelerini de tahminlerin ötesinde değiştirdi ve Cumhuriyetin Anatomik yapısında geriye doğru değişim operasyonları hız kazandı… Bu değişim yolunun elbette ‘yol vergisi’ olacaktı ve oldu da.

            Yaşadığımız darbeler, toplumun düşün dünyasını ve siyasal yapısını gerçeklerden uzaklaştırarak muğlâklaştırdılar,  beyinlerdeki yurttaşlık kavramını sulandırdılar.

            Darbecilerin besleyip büyüttüğü onların desteğiyle iktidara gelenler de, iktidarlarını pekiştirmek ve uzatmak için, kendilerine darbe yapılacağı paranoyası içinde, bazı rütbe ve makam tutkunlarının günahını, bütün millete ve Cumhuriyetin değerli kurumlarından birine ödetiyorlar.

            Basiretsiz siyasetçiler yol vergisini seçim kaybederek öderken, en büyük vergi yükü Türk Silâhlı Kuvvetlerinin üzerine bindi. Hiçbir ast fikrinin itibar görmediği silâhlı kuvvetlerimizde, birkaç üniforma kibirlisinin oldukça kabarık faturasını ve hataları yüzünden açılmış bu günkü çıkmaz yollara döşedikleri taşların ‘Yol Vergisinin’ en çoğunu silâhlı kuvvetler ödemektedir; daha ne kadar ödeyecekleri de meçhuldür…

            İcat edilen Özel Yetkili Mahkemelerin uyguladıkları torba yargılamalardan çekeceğimiz var. Hukukla hiç bağdaşmaz şekilde akla kara, ekşi ile tatlı hepsi aynı torbanın içinde.                                                                                                                                           Silâhlı kuvvetlerdeki üst komuta kademesi, suçlu-suçsuz nerede ise sıfırlanmış ve izale edilmiş durumda. Yakında ABD ve NATO patentli ithal komutanlar görürsek hiç şaşırmayız. Ne de olsa; Liman Von Sanders paşadan alışkanlığımız var!

   Görünen o ki; bu gün ödeyeceğimiz Yol Parası, 1921 yılında çıkarılan kanunla ödediklerimizden çok çok daha ağır olacaktır!  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.