Yavru Vatanda “TC” Uyruklu Olmak

Yavru Vatanda “TC” Uyruklu Olmak

KKTC’de yayınlanan önemli bir gazetenin “TC uyruklu olmak” nitelemesini suç ve suçlular ile bağlantılı olarak kullanmayı sürdürmesinin kınanması gereken ve tehlikeli bir tavır olduğuna inanıyor ve bu tür hassas konuları görmezden gelmenin aydın duyarlılığ

Yavru Vatanda “TC” Uyruklu Olmak
                                                                     Birol Ertan
KKTC"de bir süredir devam eden, ancak son günlerde bazı gazetelerde özellikle ön plana çıkarılan bir “psikolojik savaş” unsurunun toplumsal barış atmosferi açısından ne kadar tehlikeli olduğunu vurgulamak için bu yazıyı kaleme alıyorum.

Özellikle Avrupa ülkelerinde son dönemdeki en önemli tehlikelerden birisinin ırkçılık olarak belirlendiği, Avrupa Birliği düzeyinde üye ülkelerdeki ırkçı hareketlerin ve ırkçı siyasal hareketlerin yükselmesinden endişe duyulmaya başladığı ve acil önlemlerin konuşulduğu bir dönemde, KKTC"de de “mikro milliyetçilik” olarak isimlendirebileceğimiz bir ırkçılık türünün giderek yaygınlaştığını görmekteyiz.

,Yavru vatanda son yıllara kadar sol siyasal yelpazedeki özellikle marjinal sol kesimlerde görülen ayrımcılık, ırkçılık ve Türkiye düşmanlığının zamanla merkez partilere de yayılmaya başladığını görmek, bu konuda acil önlemler alınması gereğini ortaya koymaktadır. KKTC"ye 1974 sonrası göçmen olarak gelen vatandaşlara yönelik ayrımcılık, dışlama ve psikolojik savaş, bugün bazı siyasi partilerin siyasal kimlikleri durumuna gelmiştir. Sol yelpazede siyaset yapan bazı partiler, seçim kampanyalarını ırkçılık ve ayrımcılığa, dolayısıyla “mikro milliyetçiliğe” ve Türkiye düşmanlığına dayandırmışlardır. Bu traji-komik durumun, ülkenin içinde bulunduğu sosyal kimlik sorunuyla açıklanabilecek kadar basite indirgenmemesi gerektiğini düşünüyorum.
Bu yazıda ismini vermekten kaçındığım KKTC"de yayımlanan önemli bir gazete, her suç olayının verildiği haberde zanlıların ya da şüphelilerin kimlikleri olarak “TC uyruklu” olmalarını haber değeri olarak görmektedir. Bu durumun polisten alınan haber kaynağıyla bağlantılı olup olmadığını bilmesek de bir gazetenin bir ulusal kimliği suç olayları ve zanlılarla birlikte kullanmakta ısrar etmesi, toplumsal barış ortamına yönelik tehdit edici bir olaydır.

KKTC"de yayımlanan bazı gazetelerinin bir “psikolojik savaş” olarak “ırkçılığı ve ayrımcılığı körükleyecek” yayın politikası izlemesi karşısında TC Lefkoşa Büyükelçiliği"nin suskunluğunu da anlayabilmiş değilim. KKTC"nin varlığı, güçlenmesi ve toplumsal barış ortamı ile milli birlik ve beraberliğin korunması açısından son derece tehdit edici bir unsur olan Türkiyeli- Kıbrıslı ayrımcılığı, ülkede yaşayan her kesime çok büyük zararlar verebilecek bir tavır olduğu kadar, insan haklarına ve evrensel hukuk kurallarına da taban tabana aykırıdır. Demokrasi şampiyonluğu yapan KKTC"deki bazı yayın organlarının “mikro milliyetçilikten” beslenmesi ve ayrımcılığı körükleyecek bu tür yayınlar yapması, sonuna kadar sorgulanması gereken önemli bir konudur.
KKTC"de yayınlanan önemli bir gazetenin “TC uyruklu olmak” nitelemesini suç ve suçlular ile bağlantılı olarak kullanmayı sürdürmesinin kınanması gereken ve tehlikeli bir tavır olduğuna inanıyor ve bu tür hassas konuları görmezden gelmenin aydın duyarlılığına sığmayacağını düşünüyorum. Kendisini demokrat hisseden herkesi, ister Türk olsun, isterse de olmasın, yavru vatanda yaşanan bu tehlikeli oyuna karşı duyarlı olmaya davet ediyorum.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.