Yalçın'dan Bakana Ders gibi...

Yalçın'dan Bakana Ders gibi...

Türkçe bizim dilimiz, aynı zamanda millî kimliğimiz. Bir camide, Türkçe dışında, bir mahallî dille hutbe verilmesini doğru bulmadığımı ifade etmiştim. Bir camide, bir mahallî dilde hutbe verilmesi için ne tür bir kriter alıyorsunuz Sayın Bakanım? O camin

Yalçın'dan Bakana Ders gibi...

MHP Ordu Milletvelili Rıdvan Yalçın, Bakan Çelike öyle bir ders verdi ki "Meclislere şenlik"...

Yalçın'ın " ders gibi sözleri ve tartışmanın tamamı aşağıda....

DEVLET BAKANI FARUK ÇELİK - Ordu Milletvekili Sayın Rıdvan Yalçın Bey'in (6/1735) esas numaralı sözlü soru önergesi: TRT Genel Müdürlüğünden gelen Şanlıurfa ilinden Ramazan Bayramı Namazı hutbesi ve vaazının TRT6 kanalından canlı olarak yayınlanmasına dair talep ilgili müftülükçe değerlendirilerek uygun bir cami tahsisi gerçekleştirilmiştir.

Ordu Milletvekili Sayın Rıdvan Yalçın Bey'in (6/1705) esas numaralı sözlü soru önergesi: Camilerde mahya kurdurmak görevi, Camilerin Bakım, Onarım, Temizlik ve Çevre Tanzimi Yönetmeliği'nin 6'ncı maddesi gereğince Vakıflar Genel Müdürlüğüne verilmiştir. Camilere asılacak mahyaların içeriğinin belirlenmesinde Diyanet İşleri Başkanlığının etkin rol alması, camilerin yönetiminin mevzuatımızla Diyanet İşleri Başkanlığına verilmiş olmasının doğal bir sonucudur. Bu amaçla, hazırlanan yönetmelik değişikliği 22/1/2010 tarihli ve 27470 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanmıştır. Soru önergesinde ifade edilen cümlelerden rahatsızlık duyulması söz konusu bile olamaz.

BAŞKAN - Sayın Yalçın'ın da bir sorusu var tekrar herhâlde.

Buyurunuz Sayın Yalçın.

RIDVAN YALÇIN (Ordu) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Bakanım, iki soruma cevap verdiniz, teşekkür ediyorum. Sorularımdan ilki, bir camide bir mahallî dilde hutbe verilmesine ilişkindi.

Sayın Bakanım, Türkçe bizim dilimiz, aynı zamanda millî kimliğimiz. Bir camide, Türkçe dışında, bir mahallî dille hutbe verilmesini doğru bulmadığımı ifade etmiştim. Bir camide, bir mahallî dilde hutbe verilmesi için ne tür bir kriter alıyorsunuz Sayın Bakanım? O caminin cemaati üzerinde bir anket mi yapıyorsunuz "Kim, hangi dilden anlıyor?" diye? Neye göre, nasıl bir kritere göre Türkçe dışında bir dille hutbe verilmesini temin ediyorsunuz?

Bir diğer husus da: "Ne mutlu Türküm diyene", "Ordumuza minnet borçluyuz" gibi mahyalar asılmıştı İstanbul'da camilere, daha sonra yönetmelikte değişikliğe gittiniz. Eğer bu mahyalardan rahatsızlık duymuyorsanız yönetmelik değişikliğine gitmenizin gerekçesi nedir Sayın Bakanım? Siz, sadece yönetmeliğin değiştiğini ifade ettiniz, gerekçesini öğrenmek istemiştim, cevap verirseniz…

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Yalçın.

Buyurunuz, Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Şimdi, mahyalarla ilgili: Camiler, bildiğiniz gibi, Diyanet İşleri Başkanlığının denetiminde fakat mahyaların asılması Başkanlık bünyesindeki bir yetki değil, yönetmelikle Vakıflar Genel Müdürlüğüne ve başka birimlere verilmiş. Burada, yaşanan bir yetki kargaşası söz konusu. Tabii, özelde yaşanan o soruna binaen bunu soruyorsanız, yaşanan bir süreç ve medyada bunun çok farklı şekilde yer alması bir anlamda gereksiz tartışmaları da beraberinde getirdi. Madem camilerin yönetimi Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılıyor orada asılacak olan mahyaların sorumluluğunun da yine Başkanlığa verilmesinin doğru olacağı inancıyla bu değişikliği yaptık. Yani meydana gelen bir tartışma -kamuoyunda "tasvip eden, etmeyen" olayı ayrı bir tartışma konusu- içerisinde bu sorunun çözümü sağlanmıştır ve doğru bir çözümdür. Sorumlu birim Diyanet İşleri Başkanlığıdır, oraya asılacak olan mahyaların da hesabını -yanlışsa doğruysa- verecek olan yine Başkanlığın olması gerekiyor. Kaldı ki konuşmamda ifade ettim, bahse konu olan tüm içerikler, inanıyorum ki Mecliste bulunan herkesin gurur vesilesi mahyalardır.

RIDVAN YALÇIN (Ordu) - Bu ramazanda asılacak mı Sayın Bakan?

DEVLET BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Tabii asılacak ama bakınız…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - "Ne mutlu Türküm diyene" sözünden bahsediyor.

DEVLET BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Bakınız, söylediğim olay şu: Bir merkezin yönetimi bütünüyle bir birime ait olmalı. Burada, caminin minareleri, iki minare arasında asacağınız mahyayı başka bir birim düzenliyor, caminin yönetimini başka birisi yapıyor.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Efendim, ona itiraz yok.

DEVLET BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Bu çelişkiyi giderici bir yönetmelik düzenlemesidir.

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz.

Sayın Öğüt'ün de en son bir sorusu var.

RIDVAN YALÇIN (Ordu) - Efendim, diğer soruma cevap verecek misiniz?

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Öğüt.

ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) - Sayın Bakanım…

RIDVAN YALÇIN (Ordu) - Efendim, diğer sorum cevapsız kaldı.

ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) - Sayın Başkanım, teşekkür ederim.

Sayın Bakanıma, benim…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Sayın Öğüt, cevap vermemiş, müsaade et de...

BAŞKAN - Siz konuşun.

ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) - Öyle mi? Mikrofonu açtınız.

BAŞKAN - Evet açtım efendim, buyurunuz.

ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) - Ben konuşayım.

BAŞKAN - Sonra, eksik kaldıysa Sayın Bakan tamamlar herhâlde.

ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) - Peki efendim.

Efendim, bizim Ardahan merkez, Göle, Çıldır, Posof, Damal, Hanak ilçelerindeki camilerin elektrik parasını devlet ödemediği için, camiler de ödeyemiyor, sağdan soldan almaya çalışıyorlar ve de yüksek faiz de uygulanarak hakikaten çok zor durumda kalıyorlar yani tabiri caizse dilenme durumunda, işte "Yardım edin camiye ve oradan ödeyelim." diyorlar.

Şimdi, Diyanet İşleri Başkanlığı, burada devlet, güçlü bir devlet… Camilerin elektrik ve su parasının ödenmesini ben istirham ediyorum.

Bir de ayrıca, camilerin ötesinde, bizim Damal, Hanak ilçelerimizde cemevleri var. Cemevlerinin de su ve elektrik parası ödensin ve bir de Hükûmet olarak siz çok güzel açılımlar yapıyorsunuz, teşekkür ederim, cemevlerinin ibadethane sayılmasıyla ilgili bir kanun taslağı getirmeyi düşünüyor musunuz? Bununla ilgili düşüncelerinizi ben öğrenmek istiyorum ve cemevlerinde su ve elektrik parasının ödenmesiyle ilgili düşüncelerinizi almak istiyorum.

Buyurun.

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Öğüt.

Buyurunuz Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Şimdi, bu konular, yoğun bir şekilde tartıştığımız konular. Umuyorum ki gündemin ve soruların o şekilde belirlendiği bir toplantıda genişçe açıklama vermeyi de seve seve yerine getiririz, memnuniyetle yerine getiririz fakat sorularımızda olmadığı için ama siz açıklama istediğiniz için ifade ediyorum, camilerin elektrik ve su giderlerinin, gördüğünüz gibi, sizin de verdiğiniz örnekte olduğu gibi, kamu tarafından karşılanmadığı ortadadır. Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinde aydınlatmayla ilgili böyle bir ödenek var olmasına rağmen, genelini karşılamaya müsait, yeterli bir ödeneğin ayrılmadığını ifade etmek istiyorum. Kaldı ki diğerleriyle ilgili -su ve benzeri giderlerle ilgili- dernekler tarafından karşılandığı sizin örneğinizde de ifade ediliyor.

Cemevleri ve Alevi vatandaşlarımızın talepleri konusuyla ilgili uzunca süredir yoğun çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Çok önemli bir noktaya da gelmiş bulunuyoruz. Bu hafta sonu itibarıyla yine bir araya geleceğiz ve çözüm noktasında atılması gereken teknik adımlar neyse o çalışmalar yapılıp gerçekleştirilecek.

Ben, yine, bir kez daha, bu işlerin içerisinde uzunca süredir bulunan, ayrıntılı ve hassasiyetleri de yakinen bilen birisi olarak söylüyorum, bu konuların yüzeysel bir şekilde ele alınmasının toplumsal barışımıza bir katkı sağlayamayacağı inancı içerisindeyim. Köklü ve tarihsel derinliği olan bu konuların toplumsal barış içerisinde ele alınıp çözüme kavuşturulmasının doğru olduğu inancındayım ve çalışmalarımızı da biz bu çerçevede gerçekleştirdik. "Efendim, çok uzatıldı, çok uzuyor." şeklinde söylemler de oldu ama onun da doğru olmadığı ortaya çıktı. Tüm kalıtımcılar, bu sürecin sağlıklı ve iyi değerlendirildiğini, toplumsal kaynaşma açısından, farklı sosyal kesimlerin birbirlerini çok daha iyi anlamaları açısından isabetli bir süreç uygulaması olduğunu da ifade ettiler. Taleplerin belirlendiği, çözüm yollarının da netleştiği bir ortamdayız şu anda. Umuyorum kısa süre içerisinde teknik heyet, gerek cemevleriyle ilgili gerek din kültürü, ahlak bilgisi dersleriyle ilgili gerek Alevi vatandaşlarımız açısından önem arz eden Madımak Oteli'yle ilgili ve diğer tüm taleplerle ilgili samimi, ciddi, tutarlı bir çalışma ve neticeyi hep beraber görmüş olacağız.

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz.

Sayın Yalçın, galiba ek sorunuzda bir eksiklik oldu.

RIDVAN YALÇIN (Ordu) - Yerel dillerde hutbe okunmasının kriterlerini nasıl belirliyorsunuz?

DEVLET BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Şimdi, bir ibadet merkezinde, bir camimizde -talep üzerine- dinî bir vaaz, dinî bir hutbenin okutulmasıyla ilgili gelen talebin ilgili yerel birimler tarafından değerlendirilmesinin ve bu çerçevede uygun bulunursa böyle bir camide bunun yerine getirilebileceği şeklindeki görüş Urfa'da değerlendirilmiş ve bir camimizde yerel anlamda ve yoğun bir şekilde de o yerel dili konuşan vatandaşlarımızın bulunduğu bir camide bu hutbe veya bu vaaz, nasihat gerçekleşmiştir. Bu değerlendirme Türkiye'de…

RIDVAN YALÇIN (Ordu) - Sayın Bakan, bir anket yaptırdınız mı, cemaatin kaç oyunu alıyor acaba?

DEVLET BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Müsaade eder misiniz.

Türkiye'nin resmî dili Türkçedir. Bu konuda hiçbirimizin bir tereddüdü söz konusu değildir ama aynı şekilde yerel tüm unsurları da kabul ettiğimizi, yerel tüm unsurlara da saygı duyduğumuzu, bunun Türkçeyi, güzel Türkçemizi hiçe sayan, yok sayan veya onu gölgede bırakacak bir yaklaşım

olarak değerlendirilmesine de kesinlikle sıcak bakmayacağımızı, olumlu bakmayacağımızı bilmenizi istiyorum. Bu anlayış çerçevesinde…

RIDVAN YALÇIN (Ordu) - Sayın Bakan, bu, cemaate soruldu mu, kaç oyunu alıyor?

DEVLET BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Bu anlayış çerçevesinde TRT Şeş'in görmüş olduğu hizmet önemlidir diye düşünüyorum çünkü aynı zamanda Türkiye'deki bütün vatandaşlarımızın, Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm değerlerini, tüm bakış açılarını öğrenme imkânını da elde etmiş olacağız. Madem seksen yıl içerisinde ülkemizde bazı vatandaşlarımıza Türkçemizi öğretmede herkesin mutlaka…

OKTAY VURAL (İzmir) - Girenleri kontrol mü ettiniz, camiye girenleri sınava mı tabi tuttunuz?

DEVLET BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) -…herkesin mutlaka eksikleri var.

RIDVAN YALÇIN (Ordu) - Sayın Bakan, anket mi yaptınız Allah aşkına?

DEVLET BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Böyle bir ihtiyaç doğmuş ve bugün böyle bir televizyon yayını oluyor ise…

OKTAY VURAL (İzmir) - Cami herkese açıktır.

DEVLET BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - …yerelde de bu anlamdaki bir talebe…

OKTAY VURAL (İzmir) - Çok yanlış!

DEVLET BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - …yerel yöneticilerimiz bir camiyi bu şekilde bir vakit için tahsis etmişlerdir.

RIDVAN YALÇIN (Ordu) - Siz doğru buluyor musunuz Sayın Bakan?

OKTAY VURAL (İzmir) - Yanlış Sayın Bakan, yanlış! Böyle bir şey olur mu!

DEVLET BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - "Yanlış" görüşünüze saygı duyduğumuzu ifade ediyorum, değerlendirebiliriz, tartışabiliriz.

OKTAY VURAL (İzmir) - Biz Türkiye'ye saygı duyulmasını istiyoruz.

DEVLET BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Hepinize çok teşekkür ediyorum.

Saygılar sunuyorum Sayın Başkanım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Bakan.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum