Vekil Güner'den mecliste kriz değerlendirmesi
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına mecliste bir konuşma yapan Ordu Milletvekili Rahmi Güner dünya genelinde yaşanan krizi değerlendirdi.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına mecliste bir konuşma yapan Ordu Milletvekili Rahmi Güner dünya genelinde yaşanan krizi değerlendirdi.
Güner konuşmasında 3 Aralık Çarşama günü Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yaptığı konuşmasında, Ticaret kanununun bu kısmında ticaret sicili, ticaret unvanı ve işletme adı, dördüncü kısmında da haksız rekabetle ilgili konular işlenecektir. Bu konuların, genellikle üzerinde bazı değişikliklerin yapılması hususunda grubumuz adına önergeleri hazırladık, bazı noksanları tamamlama düşüncesindeyiz.
Değerli arkadaşlarım, bu kanun, Türkiye'de iş hayatını, Türkiye'deki istihdam durumunu, Türkiye'deki üretim durumunu hazırlayan ve bunu koordine eden ve bunun oluşumunu sağlayan bir kanundur. Her ne kadar ana kanun niteliğinde olsa bile, bu kanundan daha önce Türk borçlar kanunu daha öncelik taşımaktadır ve bu kanun da 23'üncü Dönem oluşturulan komisyon tarafından hâlen görüşülmektedir. Biz kişisel görüşümüz olarak, grup görüşümüz olarak, bu Türk borçlar kanununun daha önce görüşülmesini savunuyoruz ve bu kanun görüşüldükten sonra ticaret kanununun gündeme gelmesini, devamlı, ısrarla söylüyoruz.
Değerli arkadaşlarım, bu kanun, Türk ticaret kanunu şu anda gündemimize gelmiş bulunmaktadır. Daha önceki konuşmacıların belirttiği gibi ben de ısrarla şunu söylüyorum: Bu kanunun şu anda büyük bir zorunluluk arz etme durumu var, kabul ediyorum ama bu kanunun bu kadar acilen gündeme gelmesinin nedeni de Avrupa Birliğinin, Avrupa'daki birçok devletlerin baskısı ile gündeme, bugün Meclise getirildiği görüşündeyim. Çünkü bu kanun 22'nci Dönem komisyonu tarafından görüşülmüş ve İç Tüzük'ün 77'nci maddesine göre hâlen Komisyonumuz tarafından görüşülmemiştir ve direkt bu madde doğrultusunda Meclisin gündemine gelmiştir.
Değerli arkadaşlarım, bir konuya daha değinmek istiyorum. Ben Türk Ticaret Kanunu'nun geçmişi hakkında konuşmak istemiyorum. Ama şu andaki Türkiye'de bu ticaret kanunu kabul edilirse nasıl uygulanacak? Kimlere uygulanacak? Uygulanma sahasının durumu nasıldır? O konuda durmak istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, Türkiye, tarihinin en büyük bunalım dönemini yaşamaktadır. Dün burada konuşan bazı bakanlar ve konuşan bakanların birçokları Türkiye'yi sanki üretici açısından, esnaf açısından, ticari işletmeler açısından güllük gülistanlık şeklinde tarif etmektedirler.
Değerli arkadaşlarım, bundan bir sene önce ve şu anda Anadolu'da kan ağlayan üretici vardır. Onlar hakkında da bu Hükûmet hiçbir tedbir almamıştır ve yine şunu söylüyorum: Anadolu'da küçük ve orta boy işletmelerin hepsi yok olmuştur. Kamu iktisadi teşebbüsleri özelleştirme adı altında özelleştirilerek tamamen başkalarına peşkeş çekilmiştir.
Değerli arkadaşlarım, bu Anadolu işletmesi, Anadolu üretimi hem üretim açısından hem işçi istihdamı açısından Türkiye'nin en büyük üretim kaynaklarıydı, maalesef bunların hepsi yok oldu.
Şu anda ekonomide iki tane teori çıktı:
Bir tanesi: Krizin teğet geçtiği teorisi. İnşallah bundan sonra doktora yapacak olan ekonomistler bunları esas alır. Çok Değerli Komisyon Başkanı da ticaret hukukunda teğet geçmenin ne olduğunu bir teori şeklinde açıklar.
İki tane teoriyle gündeme geliyorlar. Başta söylediğim gibi "Teğet geçme", "Hamdolsun." ve bunlarla halk kandırılma noktasına geliyor. Şimdi de bir teori daha geldi, "İnişe geldik." Nereden inişe geldik biz? Ekonomide inişe geldik, ekonomide bataklığa geldik.
İşte değerli arkadaşlarım, biz Türkiye'nin bu manzarasında, Türkiye'nin bu ekonomik düzeyinde Türk Ticaret Kanunu'nu konuşuyoruz; Türk Ticaret Kanunu Türk ekonomisini, Türk işletmeciliğini, Türk esnafını nasıl düzenleyecek, nasıl daha iyi bir duruma getirecek, onu görüşüyoruz ama konusu kalmamış, konusu dağılmamış bir konudur.
Güner konuşmasında 3 Aralık Çarşama günü Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yaptığı konuşmasında, Ticaret kanununun bu kısmında ticaret sicili, ticaret unvanı ve işletme adı, dördüncü kısmında da haksız rekabetle ilgili konular işlenecektir. Bu konuların, genellikle üzerinde bazı değişikliklerin yapılması hususunda grubumuz adına önergeleri hazırladık, bazı noksanları tamamlama düşüncesindeyiz.
Değerli arkadaşlarım, bu kanun, Türkiye'de iş hayatını, Türkiye'deki istihdam durumunu, Türkiye'deki üretim durumunu hazırlayan ve bunu koordine eden ve bunun oluşumunu sağlayan bir kanundur. Her ne kadar ana kanun niteliğinde olsa bile, bu kanundan daha önce Türk borçlar kanunu daha öncelik taşımaktadır ve bu kanun da 23'üncü Dönem oluşturulan komisyon tarafından hâlen görüşülmektedir. Biz kişisel görüşümüz olarak, grup görüşümüz olarak, bu Türk borçlar kanununun daha önce görüşülmesini savunuyoruz ve bu kanun görüşüldükten sonra ticaret kanununun gündeme gelmesini, devamlı, ısrarla söylüyoruz.
Değerli arkadaşlarım, bu kanun, Türk ticaret kanunu şu anda gündemimize gelmiş bulunmaktadır. Daha önceki konuşmacıların belirttiği gibi ben de ısrarla şunu söylüyorum: Bu kanunun şu anda büyük bir zorunluluk arz etme durumu var, kabul ediyorum ama bu kanunun bu kadar acilen gündeme gelmesinin nedeni de Avrupa Birliğinin, Avrupa'daki birçok devletlerin baskısı ile gündeme, bugün Meclise getirildiği görüşündeyim. Çünkü bu kanun 22'nci Dönem komisyonu tarafından görüşülmüş ve İç Tüzük'ün 77'nci maddesine göre hâlen Komisyonumuz tarafından görüşülmemiştir ve direkt bu madde doğrultusunda Meclisin gündemine gelmiştir.
Değerli arkadaşlarım, bir konuya daha değinmek istiyorum. Ben Türk Ticaret Kanunu'nun geçmişi hakkında konuşmak istemiyorum. Ama şu andaki Türkiye'de bu ticaret kanunu kabul edilirse nasıl uygulanacak? Kimlere uygulanacak? Uygulanma sahasının durumu nasıldır? O konuda durmak istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, Türkiye, tarihinin en büyük bunalım dönemini yaşamaktadır. Dün burada konuşan bazı bakanlar ve konuşan bakanların birçokları Türkiye'yi sanki üretici açısından, esnaf açısından, ticari işletmeler açısından güllük gülistanlık şeklinde tarif etmektedirler.
Değerli arkadaşlarım, bundan bir sene önce ve şu anda Anadolu'da kan ağlayan üretici vardır. Onlar hakkında da bu Hükûmet hiçbir tedbir almamıştır ve yine şunu söylüyorum: Anadolu'da küçük ve orta boy işletmelerin hepsi yok olmuştur. Kamu iktisadi teşebbüsleri özelleştirme adı altında özelleştirilerek tamamen başkalarına peşkeş çekilmiştir.
Değerli arkadaşlarım, bu Anadolu işletmesi, Anadolu üretimi hem üretim açısından hem işçi istihdamı açısından Türkiye'nin en büyük üretim kaynaklarıydı, maalesef bunların hepsi yok oldu.
Şu anda ekonomide iki tane teori çıktı:
Bir tanesi: Krizin teğet geçtiği teorisi. İnşallah bundan sonra doktora yapacak olan ekonomistler bunları esas alır. Çok Değerli Komisyon Başkanı da ticaret hukukunda teğet geçmenin ne olduğunu bir teori şeklinde açıklar.
İki tane teoriyle gündeme geliyorlar. Başta söylediğim gibi "Teğet geçme", "Hamdolsun." ve bunlarla halk kandırılma noktasına geliyor. Şimdi de bir teori daha geldi, "İnişe geldik." Nereden inişe geldik biz? Ekonomide inişe geldik, ekonomide bataklığa geldik.
İşte değerli arkadaşlarım, biz Türkiye'nin bu manzarasında, Türkiye'nin bu ekonomik düzeyinde Türk Ticaret Kanunu'nu konuşuyoruz; Türk Ticaret Kanunu Türk ekonomisini, Türk işletmeciliğini, Türk esnafını nasıl düzenleyecek, nasıl daha iyi bir duruma getirecek, onu görüşüyoruz ama konusu kalmamış, konusu dağılmamış bir konudur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.