Uras; Türban uzlaşmayla çözülmeli

Uras; Türban uzlaşmayla çözülmeli

İstanbul Milletvekili ÖDP Genel Başkanı UFUK URAS son günlerin gündem konusu türbanla ilgili olarak toplumsal sorunlar dayatmala değil uzlaşmayla çözülür dedi.

İstanbul Milletvekili ÖDP Genel Başkanı UFUK URAS son günlerin gündem konusu türbanla ilgili olarak toplumsal sorunlar dayatmala değil uzlaşmayla çözülür dedi.
   Uras Ülkemizin bir sorunu daha AKP, MHP ve CHP'nin toplumu kutuplaştıran tutumları nedeniyle içinden çıkılmaz bir hale geldi dedi.

  Vekil Uras yaptığı yazılı açıklamanın devamında: ÖDP, kurulduğu günden bu yana özgürlükleri savunmuş ve bu uğurda mücadele etmiştir. Din ve vicdan hürriyetini de bu bağlamda ele almış, özgürlükçü laikliği siyasal tezlerinin önemli unsurlarından birisi olarak belirlemiştir. Eğitimin herkes için eşit bir hak olarak tanımlanması da ÖDP Programı'nın belirleyici noktalarından birisidir.

Üniversiteler, düşünce ve inanç özgürlüğünün, ileri demokratik normlarla ve yasaklama olmaksızın yaşanabildiği bilimsel mekan ve ortamlar olmalıdır. Bunu ortadan kaldıracak veya yaralayacak girişimler, hangi gerekçeyle olursa olsun, kabul edilemez.

Bu çerçevede, üniversitelerde eğitim alma fırsatını bulan insanlarımızın başörtüleri nedeniyle bundan mahrum edilmelerini de; "GATA fiyongu, çene altı bağlaması vb." biçimlerle yasa dayatmasıyla örtünmeye zorlanmalarını da özgürlükçü laiklik anlayışımıza ve demokrasiye aykırı bulmaktayız.

Bizim için CHE Guevara tişörtü giyen de, türban bağlayan kadın da, saçı uzun ve küpeli erkek de aynı eğitimden yararlanma hakkına sahiptir. Bireysel özgürlükler, başkasının özgürlüklerini engellemediği sürece yasaklanamaz. Kaldı ki, saçları değil ama "beyinleri örtülü erkekler" her yere gidebilmekte, hatta eli satırlı saldırganlar üniversite koridorlarında dolaşabilmektedir.

Ne var ki, AKP-MHP ittifakıyla gerçekleştirilen bu girişim kapsamlı bir özgürlükçü anlayıştan uzaktır. Kapsamlı bir demokratikleşme çabasının ifadesi bir paketin anlamlı bir parçası olabilirken, AKP-MHP ikilisinin getiriş biçimiyle yeni ve daha riskli gelişmelerin tetikleyicisi haline gelen bu anayasa değişikliği samimi bir kabulü hak etmekten uzaktır.

AKP-MHP İTTİFAKININ POLİTİK SİCİLİ PARLAK DEĞİLDİR

Üstelik bu ittifakta yer alan siyasi partilerin politik sicili de bu söylediklerimizin kanıtıdır.

MHP'nin temsil ettiği politik hattın gerçek demokrasi ve özgürlükten yana olmadığı yıllardan beri demokratikleşmeyle ilgili her girişimin karşısında yer almalarından, 301. Madde karşısındaki tutumlarından, "ya sev ya terk et" anlayışlarından, yandaşları tarafından farklı düşünce ve kültür sahiplerine yönelen önyargılı ve saldırgan tutumdan bellidir.

Topluma çağdaş kriterlere uygun bir demokrasi, barış ve kardeşlik vaat ederek iktidar olan AKP ise siyasal pratiğiyle bu vaatlerini tutmadığını göstermektedir. Bütün kritik karar konularında geri adım atmaktadır. 301. Madde, Kürt sorunu, tüm çalışanlara grevli-toplu sözleşmeli sendika hakkı, insan hakları, Alevi yurttaşlarımızın ihtiyaçları, sosyal güvenlik hakkı vb. konularda taleplerini duymazdan gelmektedir.

İmam Hatipleri arka bahçesi, türbanı en önemli siyasal kozu olarak gören bir geleneğin içinden doğan AKP, attığı bu adımla demokrasi konusundaki tutarsız ve samimiyetsiz, "kendine müslüman" tavrını tescil ettirmiştir. AKP-MHP ittifakı bu ülkeye özgürlük ve demokrasi değil, olsa olsa Türk-İslam sentezinin çok iyi bildiğimiz baskı ve şiddet dolu anlayışını getirecektir. Hangi nedenle olursa olsun bu ittifakı destekleme eğiliminde olanlara, bu yanlışa düşmemeleri çağrısını yapıyoruz.

AKP-MHP ittifakı türbanı gerçekten özgürlükler için savunuyorsa, aşağıdaki sorulara cevap vermelidir:

- Alevi ve gayrimüslim yurttaşlara yönelik ayrımcı politikaları değiştirmeyi, Alevilik başta olmak üzere tüm inançların örgütlenmesi ve kurumlaşması önündeki engelleri kaldırmayı ve özgürlüklerini garanti altına almayı düşünüyor musunuz?
- Laik bir devletin tüm inançlar karşısında tarafsız ve eşit uzaklıkta olması ilkesi ile, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kamu kaynaklarının önemli bir bölümünü kullanarak tek bir mezhebe hizmet etmesini değiştirme niyetiniz var mı?
- Orta ve yüksek öğrenimdeki tüm yasakçı yönetmelikleri ve yasaları değiştirmeyi, zorunlu din derslerini kaldırmayı istiyor musunuz?

- 301. Madde başta olmak üzere düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki yasal engelleri kaldıracak mısınız?

- Kürt sorununun barışçıl çözümü ve kültür/kimlik taleplerinin gerçekleşmesi için dile getirilen taleplere yönelik olumlu adım atacak mısınız?

- Kamu çalışanları başta olmak üzere tüm çalışanların grevli toplu sözleşmeli sendika hakkına sahip olması konusunda ne yapacaksınız?...

CHP SORUNU ÇÖZMEK YERİNE BÜYÜTMEKTEDİR

Öte yandan CHP de, türbanın siyasal kuşatılmasında rol kapan ikinci siyasal odaktır. CHP yönetimi, toplumsal özgürlükleri genişletmek yerine, demokratik bütün reflekslerini yitirip, 12 Eylül darbe rejiminin ve '82 Anayasası'nın ısrarlı savunuculuğuyla Türkiye'nin demokrasi ve özgürlük güçlerini, darbe heveslilerinin peşine takmak istemektedir. Demokratik içeriği boşaltılan laiklik, CHP'nin elinde bir tehdit sopasına ve siyasal korkuluğa dönüşmüştür. Kullanılan dil ve politika sorunu büyütmüştür.

Başı açık olanların örtünme konusunda baskı görmeleri olasılığına karşı mücadele doğru bir biçimde verilmelidir. Türkiye toplumu, demokratik yollarla bu sorunla başa çıkacak olgunluktadır.

CHP yönetimi, siyasetin dinden bağımsızlığının laikliğin en önemli unsuru olduğunu da unutmuş gözükmektedir. CHP lideri, Meclis çatısı altında din alimliği yapmakta, örtünmenin dindeki yerini tartışmaktadır. Sayın Baykal'a sormak istiyoruz: Parlamentoda dini referanslarla bir tartışma sürdürmek laikliğe ne derece uygundur? Dini kurallar örtünmeyi zorunlu kılıyor ise "türbana evet' mi diyeceksiniz?

Bugün karşı karşıya kaldığımız tablo yanlış politikaların bir sonucudur. Böyle bir yanlışta sorumluluğu almak, toplumdaki yeni çatışmaların ve gerilimlerin artmasında rol oynamak istemiyoruz. AKP-MHP ittifakının toplum üzerinde bir hegemonya oluşturmaya, güç gösterisi yapmaya yönelik tavrına da; CHP'nin vesayetçi, demokrasi ve özgürlük karşıtı tutumuna da karşı çıkıyoruz. İki taraftan birini tercihe zorlanmayı reddediyoruz.

AKP-MHP ve CHP'nin özgürlük ve demokrasiyi geliştirmekten uzak politik hatlarına karşı bir tutum; kendi politik hattımıza, özgürlüklere ve eşit koşullarda yüksek öğrenim görmek isteyen gençlere bir saygı ifadesi olarak konuyla ilgili Anayasa oylamasında "boş oy' kullanacağımı kamuoyuna duyururum.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.