Türkiye’de Avcılık Yönetiminde Tıkanma ve Yeni Yapılanma İhtiyacı

Türkiye’de Avcılık Yönetiminde Tıkanma ve Yeni Yapılanma İhtiyacı

Bugün ihtiyaç duyulan şey, avcıyı temsil ettiğini iddia eden değil, avcıdan doğrudan gücünü alan bir yapılanmadır. Avcılığın sürdürülebilirliği, yaban hayatının korunması ve doğaya saygılı bir av anlayışının yerleşmesi için bu değişim kaçınılmazdır.

TÜRKİYE’DE AVCILIK YÖNETİMİNDE TIKANMA VE YENİ YAPILANMA İHTİYACI

Serhat ÇELEBİOĞLU Yazdı

img-3953.jpeg

Türkiye, yaban hayatı açısından benzersiz bir zenginliğe sahip bir ülkedir. Göç yolları üzerindeki stratejik konumu, birçok yerel ve göçmen tür için yaşamsal bir ekosistem oluşturur. Ancak bu zenginliğin korunması ve yönetilmesi, yalnızca kamu kurumlarının değil, sahadaki asıl paydaş olan avcıların katılımı ile mümkün olabilir. Bu noktada ise en büyük sorun karşımıza çıkmaktadır: Türkiye’de avcılığı temsil eden mevcut STK’lar, ne yazık ki çoğulcu, şeffaf ve etkili bir yapıya sahip değildir.

????️Mevcut STK’ların Yetersizliği: Temsil Boşluğu ve Katılım Sorunu

Bugün itibarıyla Türkiye’de avcılığı yönettiği iddia edilen çatı STK’lar, yıllardır aynı anlayışla varlıklarını sürdürmelerine rağmen;
• Avcıların yaşadığı temel sorunlara çözüm üretmekte yetersiz kalmış,
• 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu başta olmak üzere yasal düzenlemelerde somut bir başarı sağlayamamış,
• Saha gerçeklerinden kopuk, temsiliyeti düşük bir yapıya dönüşmüştür.

En büyük eksiklik, bu kuruluşların çoğulcu katılımı sağlamadan, sınırlı ve merkeziyetçi bir anlayışla hareket etmesidir. Geniş bir camiayı temsil etmesi gereken yapılar, sadece belirli kişi veya grupların yönlendirmesiyle işlev görmeye devam etmektedir.

????️Sürekli Serzenişle Değil, Çözümle İlerlenmeli

Avcılığı yönettiğini iddia eden bu yapılar, çoğu zaman kamu kurumlarını suçlayarak, serzeniş dolu açıklamalarla süreci yönetmeye çalışmaktadır. Oysa yaban hayatı ve avcılık yönetimi; suçlama değil, işbirliği, bilimsel yaklaşım ve katılımcı mekanizmalarla yürütülmesi gereken bir süreçtir. Sürekli şikayet eden bir yapı değil, proje üreten, çözüm öneren, sahayı bilen ve gerektiğinde sorumluluk alabilen bir yapı gereklidir.

????️Yeni Bir Yapılanma: Demokratik, Kapsayıcı ve Etkili

Türkiye’nin avcılık yönetiminde gerçek bir ilerleme kaydedebilmesi için, artık mevcut yapılarla yol alınamayacağı açıktır. Gerek sahadaki avcıların talepleri, gerekse çözüm üretme konusundaki atalet bu durumu net biçimde ortaya koymuştur.

Bu nedenle;

✅ Tüm avcıların seçme ve seçilme hakkına sahip olduğu,
✅ Temsilcilerin avcıların doğrudan oylarıyla belirlendiği,
✅ Bilimsel veriye dayalı, sürdürülebilirlik odaklı çalışan,
✅ Hukuki hakları koruyan,
✅ Kamu kurumlarıyla suçlaşmadan ama etkili işbirliği kurabilen,
✅ Avcılık kültürünü yaşatmayı hedefleyen,
✅ Yerelde güçlü temsilciliklerle örgütlenmiş yeni bir çatı organizasyona ihtiyaç vardır.

????️Sonuç: Avcıyı Temsil Eden Değil, Avcıdan Gücünü Alan Bir Yapı

Bugün ihtiyaç duyulan şey, avcıyı temsil ettiğini iddia eden değil, avcıdan doğrudan gücünü alan bir yapılanmadır. Avcılığın sürdürülebilirliği, yaban hayatının korunması ve doğaya saygılı bir av anlayışının yerleşmesi için bu değişim kaçınılmazdır.

Aksi hâlde; temsil adaleti olmayan, çözüm üretemeyen, sahadan kopuk yapıların yönlendirdiği bir sistem, yalnızca avcılığı değil, yaban hayatının geleceğini de riske atacaktır.

Şahsen benim için,yeni yapılanma için adım atan, sorumluluk alan, katkı sunmak isteyen tüm avcılar, çözümün bir parçasıdır.

Gelin, sadece eleştiren değil; yöneten, yönlendiren ve doğayı birlikte koruyan bir yapı kuralım.

(Serhat Çelebioğlu )

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.