"Rüşvet değil maaş zammı istiyoruz"

"Rüşvet değil maaş zammı istiyoruz"

Kesk Ordu Şubesi Dönem Sözcüsü ve Eğitim Sen Şube Başkanı Ahmet SÜNGÜ " Seçim rüşveti değil, krize karşı 400 TL maaş zammı istiyoruz" dedi.

Kesk Ordu Şubesi Dönem Sözcüsü ve Eğitim Sen Şube Başkanı Ahmet SÜNGÜ " Seçim rüşveti değil, krize karşı 400 TL maaş zammı istiyoruz" dedi.

Süngü "Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Nazım Ekren"in dile getirdiği “krize yönelik olarak piyasayı canlandırmak için memur ve emekliye bir defaya mahsus 200-300 TL gibi bir ödeme yapma düşüncesi, siyasi iktidarın ülkeyi pençesine alan küresel kriz karşısında gayri ciddi yaklaşımının son örneğidir. Bilindiği gibi iktidar sürecin başlangıcından bu yana halkı, emekçileri krize karşı koruyacak önlemler almak yerine; krizin varlığını bile tanımayan, tamamen yerel seçimlere endekslenmiş bir tutum sergilemiştir. Ülke krizin somut sonuçlarıyla yüzleşmeye başladığında ise iktidar krize yol açan, sermayeyi önceleyen yaklaşımında ısrarcı oluyor, önlem adı altında getirdiği uygulamalarda krize karşı sermayeyi, piyasaları kollamaya çalışmaktadır" dedi.

Süngü yaptığı açıklamanın devamında:

     AKP hükümeti sosyal devletten sadaka veren devleti anlamaktadır. Sadakayı da seçim hesabı ile vermektedir. Sosyal devlet, vatandaşları muhtaç insanlar olarak damgalayıp onlara sadaka veren devlet değildir, insanların insan onuruna yaraşır şekilde yaşamaları için gereken sosyal politikaları uygulayan, vatandaşların eğitim, istihdam, barınma gibi haklardan yararlanması için kendisini sorumlu gören devlettir. Sosyal devlette aslolan, insanlara lütufta bulunmak ya da onurlarını kırma pahasına sadaka vermek değildir. Sosyal devletin özü, vatandaşların sosyal haklarının bulunması ve devletin de vatandaşların bu haklardan yararlanmaları için yükümlülüklerini yerine getirmesidir. 

     İktidarın yerel seçimlere kadar krizden bahsetmeme, bahsettirmeme politikası iflas etmiştir. TÜİK"in son açıkladığı Aylık Sanayi Üretim Endeksi, krizin sonuçlarını olanca açıklığıyla ortaya koymuştur. Endekse gore Türkiye % 21.3"lük azalmayla küresel krize bağlı olarak sanayi üretimi dünyada en çok düşen ikinci ülkedir. Kriz sonucu yaşanan işten çıkarmalar kabul edilemez boyutlara ulaşmış, tüketim alabildiğine daralmıştır. 

     İktidarın Kamu emekçilerine ve emeklilere bir kereye mahsus olarak 200-300 TL ödenmesine ilişkin planında bile temel amaç, yoksulluğa mahkum edilen kamu çalışanlarının ve emeklilerin krize karşı korunması değil, “piyasayı canlandırmak” olarak görünmektedir.  

     Bu yaklaşımın bir başka boyutunu da beyaz eşya, çekyat ve erzak dağıtarak yerel seçimlerde oylarını arttırma hesabı yapan iktidarın tam da seçim döneminde böyle bir planla ortaya çıkmasının, krize yönelik önlem adı altında adeta sadaka dağıtarak emekçilerle alay etmesi oluşturmaktadır. 

     Gerçekten de kriz karşısında önlem alınmak isteniyorsa yapılması gerekenler ortadadır.  

     İşten çıkarmalar derhal durdurmalı. İşsizlik sigortasının kapsamı ve süresi işsiz kalan emekçiler için genişletilmelidir. Sermaye hareketleri vergilendirilmeli, askeri harcamalar kısılmalı, servetten vergi alınmalı, dış borç ödemeleri durdurulmalı ve oluşan kaynaklar yoksullukla mücadele ve istihdamı arttırma amaçlı kullanılmalıdır. 

     İktidar yaklaşımında samimiyse reel kayıpları % 30"ları çoktan aşmış olan Kamu emekçileri ve emeklilerin maaşlarına 15 Mart"tan geçerli olmak üzere 400 TL zam yapmalıdır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.