ÖZBUCAK;YETER ARTIK!

ÖZBUCAK;YETER ARTIK!

EMEP İl Başkanı Coşkun ÖZBUCAK; Son günlerde fındıkla ilgili basına ve kamuoyuna yansıtılanlar, kimin, ne niyette olduğunu ortaya koymaktadır. Saflar netleşiyor...Fındık üreticileri hızla yokluk ve sefalete sürüklenirken sonuçları herkesi etkilemeye başla

YETER ARTIK! FINDIK ÜRETİCİLERİNİ KANDIRAMAYACAKSINIZ. 
                                                                                                                    EMEP İl Başkanı Coşkun ÖZBUCAK; Son günlerde fındıkla ilgili basına ve kamuoyuna yansıtılanlar, kimin, ne niyette olduğunu ortaya koymaktadır. Saflar netleşiyor...Fındık üreticileri hızla yokluk ve sefalete sürüklenirken sonuçları herkesi etkilemeye başladı. Esnafın durumu, tarımda ve sanayi işletmelerinde işsizliğin artması, Soya'da olduğu gibi düşük ücret dayatmaları, göç ve yarattığı sonuçlar fındık politikasındaki gelişmelerle doğrudan ilgilidir.

Yaşananlar, kimi çevrelerin söylediği gibi “geçiş sürecinin sancıları” değildir; kalıcıdır, tahmin edilemeyen -bizce biliniyor- sonuçların yaşanmasına neden olacaktır. Örgütlü, planlı ve herkesin de kabul ettiği olumsuzlukları gerekçe göstererek yapılan, yasal düzenlemelerle fındıkta devlet desteğinin kaldırılmasıdır. Artık devlet fındık piyasasına müdahale etmeyecek, fındık serbest piyasada alınıp satılacaktır! Yani üreticiler, yerli ve yabancı fındık tekellerinin insafına teslim ediliyor. Sonuçları bilen yerli ve yabancı fındık tekelleri, olası tepkileri kendilerinden uzaklaştırmaya, soygun ve sömürünün üstüne “yasal” örtü örtmeye çalışmaktalar. Bedelini geçmişte olduğu gibi başkalarına ödeterek gerçeğin görünmesine engel olmaya çalışacaklardır. Gerekirse yeni iktidarlarla yola devam edeceklerdir.

Yaşananlar ve “çözüm” için yapılan yasal düzenlemeler yalnızca fındık üreticileriyle sınırlı değildir. Tütün, şeker pancarı, pamuk, buğday, zeytin, kayısı, çay gibi adları farklı olsa da aynı gündemlerle benzer süreçleri yaşıyorlar.

AB sürecini alkışlayanlar ve pazarlayanlarla AB'ye siyasi dayatma yapıyor gerekçesiyle karşı olduğunu söyleyenler, iş ekonomik dayatmalara gelince bazen susarak, bazen de savunarak aynı safta yer almaktalar. Nedeni ise, “özerkleştirme” ile “özelleştirmeyi” bilinçli olarak benzeştirerek üstü kapalı savunmalarındandır. Soya'nın satışına suskun kalmaları, ya da “ucuz satılarak peşkeş çekildiğini” ileri sürenlerin 2000 yılında çıkarılan olumsuzluğun nedeni olan 4572 sayılı Birlikler ve Kooperatifler Yasasından hiç söz etmemeleri, UFK'ye bakışları, lisanslı depoculuk ve bölgesel tarım borsalarını savunmalarının nedeni de budur. Bugün konuşulan lisanslı depoculuk ve bölgesel tarım borsaları 2000 yılında çıkarılan 4572 sayılı yasadan bağımsız değildir, hatta devamıdır.

Gelişmeler sürüyor: Yeni adım lisanslı depoculuk vurgunudur. Fındık üreticileri için “umut”, “tek kurtuluş” yolu olarak sunulan lisanslı depoculuk aslında fındık tüccarlarına ve ihracatçılarına hizmet edecektir.

Özellikle TOBB'nin sürekli dillendirdiği “fındıkta güvenli ortamın sağlanması” iddiasına lisanslı depoculuğu zorunlu görmesi niyetleri de ortaya çıkarmaktadır. Lisanslı Depoculuk Sanayi ve Ticaret AŞ. kuruldu. Kuranlar ve hisseleri incelendiğinde kimin lehine gelişmelerin olacağı da anlaşılacaktır. 51 milyon lira olarak belirlenen sermayenin %48'ine TMO, %49'una TOBB, %2'sine Özel İdare, %0.5'ine Umat AŞ., %0.5'ine Gümrük ve Turizm İşletmeleri AŞ. sahip. Hisselerin oranı bile kime hizmet edeceğini göstermektedir.

Fındıkla ilgili tartışmalarda FKB ile Lisanslı Depoculuk birlikte ele alınıyor. Bu tutum fındık üreticilerini aldatmaya, bilinç bulanıklığı yaratmaya yöneliktir. Hem FKB desteklenecek, hem lisanslı depo olacak! Birbirine karşıt olan bu iki anlayış gerçeklerin çarpıtılması için birleştirilmektedir. Lisanslı depoculuk, tarımda devlet desteğinin ortadan kaldırılması sonucu (4572 sayılı yasa ile) piyasanın lehine uygulanan tarım-fındık politikasıdır.

Çünkü bu politika yıllardır süren ve tam anlamıyla yerli ve yabancı fındık sermaye gruplarının çıkarlarına hizmet eden bir tarım politikasıdır. Dün sermayenin temsilcisi olan iktidar partilerinin uyguladığı bu tarım politikası, bugün de bir sermaye partisi olan AKP'nin uyguladığı uluslararası bir tarım politikasıdır. Bu anlamda parlamento içi ve dışı tüm sermaye temsilcilerinin halkımızı aldatmaya yönelik söylemlerini ve yapmacık karşı çıkışlarını ortaya çıkarmak ve bu çevrelere karşı uyanık olmanın gerekliliğini vurguluyoruz. Halkı aldatmaya yönelik yapmacık karşı çıkışlardan vaz geçilmelidir. Fındıkta yaşanan sıkıntıyı ortadan kaldırmada niyetli olanları birlikte tutum almaya çağırıyoruz. Herkesi safını açıkça ilan etmeye çağırıyoruz. Fındık üreticilerinin çıkarlarını korumak temel politika olmalıdır. Fındık üreticilerinin kazanması toplumun kazanmasıdır. Fındığı ucuza kapatmaya yönelik oyunlara izin vermeyelim.

Bu nedenle herkesi, parti, sendika ve odaları gerçek niyetleriyle konuşmaya ve açıklama yapmaya çağırıyoruz dedi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.