Memur-Sen Sonuç Bildirgesi
Memur Sen Konfederasyonu Genel Merkezinde yapılan toplantıyla ilgili olarak değerlendirmede bulunan Memur-Sen Ordu İl Başkanı Gökşin Şenol, toplantıda önemli kararlar alındığını vurguladı
Memur-Sen Konfederasyonu İl Başkanları toplantısı sonuç bildirgesi yayınlandı.
Ankara"da Memur Sen Konfederasyonu Genel Merkezinde yapılan toplantıyla ilgili olarak değerlendirmede bulunan Memur-Sen Ordu İl Başkanı Gökşin Şenol, toplantıda önemli kararlar alındığını vurguladı. Toplantıya katılan Gökşin Şenol alınan kararları şu şekilde açıkladı:
Kamu çalışanlarıyla ilgili olarak
1-"Dernek" statüsünde ve sendikal terminolojiyle örtüşmeyen "ucube" bir örgütlenme anlayışını dayatan 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu, uluslar arası normlar ve anlaşmalarla paralellik oluşturacak şekilde toplu sözleşme ve grev hakkını da içerecek biçimde değiştirilmelidir.
2- 2008 yılı toplu görüşmeleri sonucunda imzalanan Mutabakat Metninde yer alan konuların, 4688 sayılı Kanunun 34 üncü maddesinde yer verilen amir hükmüne rağmen halen hukuki metinlerle düzenlenmemiş olması kabul edilemez. Mutabakat Metninin gereklerinin yerine getirilmesinde yaşanan gecikme sona erdirilmeli ve imza altına alınan kazanımlar ivedilikle yürürlüğe konulmalıdır.
3- Ek ödeme uygulamasına ilişkin mevzuat hükümleri; eşit işe eşit ücret ilkesini gerçek anlamda somutlaştıracak, kamu çalışanlarının bütününü kapsayacak ve çalışanlar arasındaki ücret makasının açılmasına neden olmayacak şekilde düzenlenmelidir.
4- Ekonomi Koordinasyon Kurulu aracılığıyla sosyal tarafların değerlendirmelerini ve önerilerini alan Hükümet, önerilerin ne kadarının hayata geçirildiği ve uygulama sonuçları hakkında gerekli takibin yapılmasını sağlamak amacıyla Ekonomi Koordinasyon Kurulu"nu yeniden toplamalı ve uygulama verilerinin değerlendirilmesi ışığında yeni öneriler sunulmasına zemin hazırlamadır.
5- Sosyal Güvenlik Kurumunun, sağlık alanında ve sosyal devlet uygulamaları konusunda kamuoyunun takdirini kazanan açılımlara ve reformlara zarar veren, sık ve anlamsız uygulama değişiklilerine ve sosyal güvenlik hizmetlerinin sıkıntılı bir alan oluşturulmasına neden olan mevcut uygulamalarına son verilmelidir.
6- Sosyal devlet uygulamalarının arttırılmasının beklendiği bir dönemde kamu çalışanlarından tedavi hizmetlerinde katılım payı alınması yönünde irade kullanılması kabul edilebilir ve sessiz kalınabilir bir uygulama değildir. 2009 Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu"nun 28 inci maddesiyle uygulamaya konulan hekim ve diş hekimi muayenelerinde katılım payı alınması uygulamasından vazgeçilmelidir.
7- Hükümetin kamu çalışanlarını enflasyona ezdirmeme sözüne sadık olmasını bekliyoruz. 2008 yıl sonu enflasyon oranı, kamu çalışanlarının maaşlarında yapılan artışın üzerindedir. Buna karşın, 2008 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu"na sıkıştırılan bir hükme sığınılarak çalışanların maaşlarında enflasyon farkı kaynaklı artış yapılmaması, enflasyona ezdirmeme sözünden cayıldığı kanaati uyandırmaktadır. Hükümet, sözüne bağlı kalmalı maaşlarda yapılan artışla gerçekleşen enflasyon arasındaki fark kadar maaşlarda artış yapmalıdır.
8- Kamu çalışanlarının mahkûm edildiği siyaset yasağı, demokrasimizi topallaştırmaktadır. Toplumun siyaset sahnesinde yeni yüzlerle tanışmasına ve kamu görevlilerinin depolitize edilerek seçme hakkı yanında sıfatlarını koruyarak seçilebilmelerine engel olan kamu görevlilerine yönelik siyaset yasağı kaldırılmalı ve il genel meclisi üyeliğinden-milletvekilliğine, partilerin ilçe teşkilatları üyeliğinden genel merkez yöneticiliğine uzanan bir yelpazede siyasetin her noktasında görev alabilmeleri sağlanmalıdır.
9- Son dönemde sözleşmeli ve kısmi süreli personel istihdamının temel istihdam türü haline getirilmesi, kamu hizmeti anlayışıyla ve iş güvencesi yaklaşımlarıyla örtüşmemektedir. Çalışma huzur ve barışı açısından büyük risk oluşturan bu tercihten acilen vazgeçilmeli ve mevcut sözleşmeli personelin tamamı kadroya geçirilerek 4/B ve 4/C başta olmak üzere her tür haksız ve sağlıksız istihdam uygulamasına son verilmelidir.
B-Ülkemizle ilgili olarak
10- Ergenekon operasyonunu ve bu operasyona bağlı olarak yürütülen yargı sürecini sulandırmak, başka mecralara çekmek, müdahale ederek sonlandırmak isteyenleri hayretle müşahede ediyoruz. Ancak, inanıyor ve bekliyoruz ki; bu millet adına karar vermeyi önemseyen yargı organları ve hukuk adamları, hukuk devletine olan güvenin tazelenmesine imkân sağlayacaktır. Ergenekon soruşturması ve yargılama süreci, her türlü etkiden ve tahakkümden arınmış olarak ve kime dokunursa dokunsun derinleştirilerek sürdürülmeli ve sonuçlandırılmalıdır.
11- Yüksek Yargı organları ve üyeleri arasındaki hukuk eksenli olmayan yetki ve görev tartışmasının dozunun artarak zaman zaman ideolojik zemine kayması, başta adalet ve hukukun üstünlüğü algısı olmak üzere ülkemiz ve milletimiz açısından endişe vericidir. Yüksek Yargı organları ve üyeleri; öncelikle ve mutlaka hukukun üstünlüğü anlayışı olmak üzere toplumun daha fazla özgürlük ve demokrasi talebini karşılayacak bakış açısıyla temel hak ve özgürlüklerin, bürokrasinin, siyasetin ve milletin önüne açacak bir misyonun ve vizyonun öncüsü olmalıdır.
12- Memur-Sen"in, 82 Anayasası"nı bütünüyle yürürlükten kaldıracak ve bu toplumun beklenti ve taleplerini önemseyecek, Devlet-birey ilişki sürecini bireyi esas alarak tanımlayacak, Devleti oluşturan erkler arasında ülkemizi daha gelişmiş ve zengin kılmak odaklı bir etkileşim süreci oluşturacak, sivilleşmeyi ve özgürleşmeyi kayıp şehir olmaktan çıkaracak, demokrasi kültürü ile temel hak ve özgürlük yaklaşımlarını evrensel hukuk ilkeleriyle ifade edecek her yönüyle ve her hükmüyle sivil yeni bir Anayasa isteği, esasen bu toplumun fikri ve siyasi anlayışları farklı kesimlerinin ortak talebinin ifadesidir. Bu istek doğrultusunda başlatılan ancak rafa kaldırılan çalışmalar, değişim ve reform iradesinin vazgeçilmez parçası olan cesaret ilkesiyle devam ettirilmelidir. Bu topluma, milli iradenin ürünü sivil bir Anayasayla yönetilme imkânı 2009 yılı içerisinde sağlanmalıdır.
13- Biz, ülkemizin ve insanımızın AB standartlarını aşan standartlar oluşturacak bir vizyona sahip olduğunu, AB ülkelerinin ve vatandaşlarının dahi sahip olmak için çabalayacağı kriterleri ve standartları somut olarak ortaya koyabileceğine inanıyoruz. Ülkemiz ve toplumumuz, AB standartlarını hedefleyen takip ve talip zihniyetini terk etmeli AB"ye standart transfer edebilen egemen ve güçlü Türkiye idealini içeren bir misyon yüklenmelidir.
14-Siyasi arenada son aylarda ortaya konan açılım siyaseti anlayışını takdir etmekle birlikte, bu anlayış atılım siyaseti anlayışıyla taçlandırılmalı ve demokratikleşme, özgürleşme, sivilleşme ve refaha ulaşma noktasında kazanımları beraberinde getirmelidir. Açılımların sahipleri; inançlarının gereği olarak başlarını örten kadınlarımızın seçmek yanında seçilebilmelerini, kamu hizmeti alabildikleri gibi kamu hizmeti sunabilmelerini, çocuklarını askere göndermek yanında tercih ettikleri giyim tarzıyla orduevlerine ve kışlalara girebilmelerini mümkün kılacak bir özgürlük alanına dönüşmesini sağlayacak samimiyeti ortaya koymalıdır.
15- Önümüzdeki yerel seçimler, süreciyle ve sonuçlarıyla demokratik ve hukuki zeminde gerçekleşmeli çevre kirliliğine meydan vermeden ve demokrasinin vazgeçilmez değeri olan tahammül anlayışının pekişmesine ve gelişmesine katkı sağlamalıdır. Bu çerçevede, çamur atma kampanyaları yerine projelerin yarıştığı, yarışın saygı eksenli gerçekleştiği bir seçim atmosferi en büyük dileğimiz. Kim kazanırsa kazansın sonucun herkes tarafından kabul edildiği ve sonuçların seçim sonrasında polemik konusu yapılarak ülkenin gerçek gündeminin değiştirilmediği ve ülkemizin ve insanımızın enerjisinin israf edilmediği bir seçim sürecini yaşamak istiyoruz.
16- IMF"ye de IMF"yle yapılan anlaşmalara da karşıyız. Anlaşmalarıyla pazar payını yükselten ve ekonomisi gelişmekte olan ülkeleri frenlemek amacına hizmet ettiği herkes tarafından bilinen IMF"yle yeni bir borç anlaşması yapılmamalıdır.
17- Yükseköğretim kurumları, bilim ve teknoloji üretimini merkeze alan bir anlayışla yeniden yapılandırılmalı ve YÖK mevcut yetkileri sona erdirilmek suretiyle koordine eden ve strateji geliştiren bir danışma kurulu haline getirilmelidir. Bu dönüşümle, dünya üniversitelerinin arasında ilk 500 içinde çok sayıda üniversitemizin yer alması sağlanmalıdır.
C-Dünyayla ilgili olarak
18- Filistinlilerle birlikte insanlığın öldüğü Gazze topraklarında huzur ve barışın yeniden tesisinde Türkiye sorumluluk almalı ve bu çerçevede Ortadoğu coğrafyasının lider ülkesi olmak kapsamında Türk askerinin bölgede konuşlandırılması sağlanmalıdır.
19- Ermenistan"ın 17 yıldır süren Dağlık Karabağ bölgesini işgaline son vermemesi kabul edilir değildir. Ermenistan, bu toplumun kendisine yönelttiği eleştiri oklarından kurtulmak ve bizzat Cumhurbaşkanımız tarafından başlatılan olumlu ilişki sürecine katkıda bulunmak istiyorsa öncelikle Dağlık Karabağ işgalini sona erdirmelidir.
20- Kendi vatandaşları tarafından dahi işgalciliği ve kan emiciliği tescillenmiş ABD, başta Irak ve Afganistan olmak üzere İslam coğrafyası üzerindeki işgallerine ve emperyalist emellerine son vermelidir. Başta Türkiye olmak üzere Ortadoğu devletleri, bölgenin savaş alanı olmaktan kurtulması için ortak akılla hareket etmelidir.
21- Dışişleri bürokrasimiz başta olmak üzere ilgili ve yetkili birimler, bölgesinin lideri konumundaki ülkemizin Güvenlik Konseyi üyeliğimizi ve üyelik süremizi gerek ülkemiz gerekse yakın coğrafyamız açısından sürdürülebilir bir istikrar zemininin oluşmasına odaklamalıdır. İsrail"in Filistin halkı ve Devleti üzerinde halen sürdürdüğü katliam ve soykırım eylemlerini sona erdirecek kararların alınmasında tarihi ve insani sorumluluğumuzun gereği adımlar, Güvenlik Konseyi üyeliğinden kaynaklanan etki alanı da kullanılarak ivedilikle atılmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.