Laf ola beri gele...
Şanser bey, daha önce de ifade ettiği ancak bana göre, işgal ettiği makamla bağdaşmayan sözlerini yine tekrarlamaya devam edip vakıf binasını kontrol için gelen İl Meclisi üyelerinin, hoş olmayan davranışa maruz kalmalarının, vakıfa karşı cephe almalarına
LAF OLA BERİ GELE
Bu hafta içinde Ankara"daki Vakıf lokalini İl Genel Meclisi Başkanı Şanser Şahin ziyaret etmiş. Öğle vaktine yakın bir saate rastladığından ve ziyaret süresi, ancak yirmi dakika sürmüş olduğundan kendileriyle yüz yüze konuşma imkanım olmadı.
O sırada vakıf lokalinde bulunan Alanoğlu Durmuş ile yaptığı kısa konuşmada, vakıf binasını satmaktan vazgeçtiklerini, misafirhane yapmayı düşündüklerini söylemiş.
Şanser bey, daha önce de ifade ettiği ancak bana göre, işgal ettiği makamla bağdaşmayan sözlerini yine tekrarlamaya devam edip vakıf binasını kontrol için gelen İl Meclisi üyelerinin, hoş olmayan davranışa maruz kalmalarının, vakıfa karşı cephe almalarına neden olduğunu ima etmiş.
Herhangi bir kurumda yetkili veya yetkisiz bir kişinin, sizin hoşunuza gitmeyen bir davranışını bahane ederek o kuruma karşı cephe almanın sizce bir mantığı var mıdır ki acaba ?
Örneğin, bir hastanede herhangi bir personel veya yetkili size karşı yakışıksız davranmışsa bu nedenle o hastaneye karşı cephe mi almak yoksa, bu davranıştan sorumlu olan kişi ve kişileri, gerekenin yapılması için bir üst yetkililere bildirmek mi gerekir ?
Bu sorumun yanıtını, bilinçli karar verebilecek kişilerin takdirine bırakıyorum.
Yine arkadaşımız Alanoğlu Durmuş"un anlattığına göre Şanser bey ayrıca, halen feshedilmiş olan Ordu Yüksek Tahsil Cemiyetine ait arsanın, kat karşılığı ihalesiyle Ordu İl Özel İdaresinin mülkiyetine sahip olduğu katlar için,o zamanki il yöneticilerin, yüklenici kişiye 40 milyon hafriyat bedeli ödediğini de belirtmiş.
Şanser bey bu ödemenin, o zaman ki yöneticiler tarafından hoyratça ve sorumsuzca yapılmış olduğunu neden hala anlayamıyor ki ?
Buna, Hacivatın hatasını Karagöze fatura etmek denmez de ne denir ki ?
Çünkü o arsanın emsallerine göre, daha az bir kat karşılığında ihale edildiği, bu konunun uzmanları tarafından her yerde ve her defasında vurgulanmaktadır. Hal böyle iken, bir de üste para vermek gibi göz göre yapılmış bir yanlışı normal bir ödeme olarak telakki etmenin hiç bir mantığı olabilir mi ki ?
Ayrıca vakıf, o katları lokal ve restoran haline getirmek için o meblağdan çok daha fazlasıyla masraf etmiştir.Nedense bu husus, hiç dikkate alınmıyor.
Orası, Şanser Beyin dediği gibi misafirhane de olabilir. Ancak, böyle resmi bir birimin ; personel,yemek malzemesi, temizlik yönetim ve denetim giderleri hesaplandığında acaba yapılan masraf, verilecek hizmete değer mi? Başkent"te böyle uygulama yapan kaç il var ki ? Varsa verimli olabiliyorlar mı ? Bunu da dikkate almak gerekir.
Madem ki, Ankara"ya herhangi zaruret nedeniyle birkaç günlüğüne gelecek, muhtaç durumdaki Orduluların iaşe ve ibatelerini sağlamak gibi yararlı ve ulvi bir sosyal yardım amaçlanıyor ; bunun için bir çok kurumun yaptığı gibi fiyatlarda belli bir indirim yapılması kaydıyla bazı otel ve restoranlarla anlaşma yoluna gidilerek ödemelerin Sosyal Yardımlaşma Vakfı tarafından karşılanması acaba daha karlı ve verimli olmaz mı ? Hem de Orduluların başkentteki sosyal ve kültürel etkinleri ile dayanışmalarını da zaafa uğratmadan
Olur olmasına da; maksat, üzüm yemek değil de bağcıyı dövmek olursa; niye olsun ki !
Bu hafta içinde Ankara"daki Vakıf lokalini İl Genel Meclisi Başkanı Şanser Şahin ziyaret etmiş. Öğle vaktine yakın bir saate rastladığından ve ziyaret süresi, ancak yirmi dakika sürmüş olduğundan kendileriyle yüz yüze konuşma imkanım olmadı.
O sırada vakıf lokalinde bulunan Alanoğlu Durmuş ile yaptığı kısa konuşmada, vakıf binasını satmaktan vazgeçtiklerini, misafirhane yapmayı düşündüklerini söylemiş.
Şanser bey, daha önce de ifade ettiği ancak bana göre, işgal ettiği makamla bağdaşmayan sözlerini yine tekrarlamaya devam edip vakıf binasını kontrol için gelen İl Meclisi üyelerinin, hoş olmayan davranışa maruz kalmalarının, vakıfa karşı cephe almalarına neden olduğunu ima etmiş.
Herhangi bir kurumda yetkili veya yetkisiz bir kişinin, sizin hoşunuza gitmeyen bir davranışını bahane ederek o kuruma karşı cephe almanın sizce bir mantığı var mıdır ki acaba ?
Örneğin, bir hastanede herhangi bir personel veya yetkili size karşı yakışıksız davranmışsa bu nedenle o hastaneye karşı cephe mi almak yoksa, bu davranıştan sorumlu olan kişi ve kişileri, gerekenin yapılması için bir üst yetkililere bildirmek mi gerekir ?
Bu sorumun yanıtını, bilinçli karar verebilecek kişilerin takdirine bırakıyorum.
Yine arkadaşımız Alanoğlu Durmuş"un anlattığına göre Şanser bey ayrıca, halen feshedilmiş olan Ordu Yüksek Tahsil Cemiyetine ait arsanın, kat karşılığı ihalesiyle Ordu İl Özel İdaresinin mülkiyetine sahip olduğu katlar için,o zamanki il yöneticilerin, yüklenici kişiye 40 milyon hafriyat bedeli ödediğini de belirtmiş.
Şanser bey bu ödemenin, o zaman ki yöneticiler tarafından hoyratça ve sorumsuzca yapılmış olduğunu neden hala anlayamıyor ki ?
Buna, Hacivatın hatasını Karagöze fatura etmek denmez de ne denir ki ?
Çünkü o arsanın emsallerine göre, daha az bir kat karşılığında ihale edildiği, bu konunun uzmanları tarafından her yerde ve her defasında vurgulanmaktadır. Hal böyle iken, bir de üste para vermek gibi göz göre yapılmış bir yanlışı normal bir ödeme olarak telakki etmenin hiç bir mantığı olabilir mi ki ?
Ayrıca vakıf, o katları lokal ve restoran haline getirmek için o meblağdan çok daha fazlasıyla masraf etmiştir.Nedense bu husus, hiç dikkate alınmıyor.
Orası, Şanser Beyin dediği gibi misafirhane de olabilir. Ancak, böyle resmi bir birimin ; personel,yemek malzemesi, temizlik yönetim ve denetim giderleri hesaplandığında acaba yapılan masraf, verilecek hizmete değer mi? Başkent"te böyle uygulama yapan kaç il var ki ? Varsa verimli olabiliyorlar mı ? Bunu da dikkate almak gerekir.
Madem ki, Ankara"ya herhangi zaruret nedeniyle birkaç günlüğüne gelecek, muhtaç durumdaki Orduluların iaşe ve ibatelerini sağlamak gibi yararlı ve ulvi bir sosyal yardım amaçlanıyor ; bunun için bir çok kurumun yaptığı gibi fiyatlarda belli bir indirim yapılması kaydıyla bazı otel ve restoranlarla anlaşma yoluna gidilerek ödemelerin Sosyal Yardımlaşma Vakfı tarafından karşılanması acaba daha karlı ve verimli olmaz mı ? Hem de Orduluların başkentteki sosyal ve kültürel etkinleri ile dayanışmalarını da zaafa uğratmadan
Olur olmasına da; maksat, üzüm yemek değil de bağcıyı dövmek olursa; niye olsun ki !
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.