"Kimseyi battaniye ile oturtmadık"
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Enerji Bakanlığı'nın karnesinde 4 temel ders olduğunu ve bunların elektrik, kömür, doğalgaz ve petrol olduğunu belirterek...
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Enerji Bakanlığı'nın karnesinde 4 temel ders olduğunu ve bunların elektrik, kömür, doğalgaz ve petrol olduğunu belirterek, "Kimseyi battaniye ile oturtmadık. Tamam mı? 'Kriz var, kriz var' dendi. O da olmuyor, olmayacak" dedi.
Bakan Güler, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın 2009 yılı bütçe görüşmeleri ile ilgili Genel Kurul'da bir konuşma yaptı. Güler, mevzuatlın hazırlanmasıyla öncelikle enerjide sistemin mimarisini oluşturduklarını söyledi. Petrolle ve doğalgazla ilgili çalışmaların sürdüğünü, Karadeniz'in 2 ve 3 boyutlu sismik çalışmalarını yaptıklarını belirten Güler, kilometrekarelerce alanın tarandığını ve sondaj yapılacak yerlerin belirlendiğini söyledi.
Karadeniz'in batısında Brezilyalı Petrobras, orta kesiminde
ABD'li Exon Mobil'le anlaştıklarını belirten Güler, Chevron ve diğer firmalarla görüşmelerin de sürdüğünü söyledi. Güler, "Niye yabancıya ihtiyaç var diyebilirsiniz. Karadaki sondajlar 2 milyon dolar civarında iken denizde 200 milyon dolar civarında.
Yaptığımız anlaşmada eğer bir şey çıkmazsa masraf onun; eğer çıkarsa onu bölüşeceğiz. Bu şekilde olacak. Ayrıca gayet tabii ki yasalar da dinamiktir unsurlardır. Şartlara göre yine bunlar gözden geçirilebilir. Karadeniz jeolojik açıdan Hazar'a benziyor. Bu
bakımdan biz Karadeniz'den ümitliyiz. Ama matkabın ucunun mutlaka petrol ve doğalgaza ulaşması şartıyla" dedi.
TÜRKİYE'NİN EN DERİN PETROL KUYUSU
Burdur yakınlarında 6.5 kilometre ile Türkiye'nin en derin kuyusunu deldiklerini belirten Güler, zor bir yapı olduğunu ve şu anda 4 bin 500 metreyi geçtiklerini söyledi. Güler, "Birkaç yüz metre sonra anlamlı bazı tabakalara rastlama beklentimiz var. Ama mutlaka bunların sondajla netleşmesi lazım" diye konuştu.
Güneydoğu'daki petrol arama çalışmalarının da sürdüğünü belirten Güler, yer altından başka yerüstündeki rüzgar, güneş gibi kaynaklarda da önemli adımlar atıldığını söyledi. Güler, "Biraz önce 'hedefler yok falan' dendi. Hedefsiz bir yere gidilmez. Nereye gideceğinizi bilmiyorsanız, hiçbir yol sizi oraya götürmez.
Dolayısıyla biz ne yaptığını bilen bir hükümetiz" dedi.
2020 yılına kadarki rüzgar hedeflerinin 20 bin megavat olduğunu belirten Güler, göreve geldiklerinde 17 bin megavat olan rüzgar enerjisinin bu yıl sonunda 500 bin megavat olacağını söyledi. Güler, "Avrupa'nın sonuncusuyduk. Tabiri caizse nal topluyorduk. Bir deparla 11. olduk. Buradaki hedefimiz de bir ya da ikinci olmak. Türbin fabrikasını kurmak en büyük emelimdi. En mutlu günümü geçen hafta yaşadım. Ankara'da türbin fabrikasının kurulması üzerine de fabrika kurulacak. Çünkü para Türkiye'de kalacak.
2020'de hedeflenen 20 bin megavatı yaklaşık megavat başına 1.5-2 milyar dolarla çarparsanız yaklaşık 35-40 milyar dolar bir kaynak bu. Otomotiv sektörü gibi yeni bir sektör doğmuş olacak" şeklinde konuştu.
HİDROJEN ENERJİSİ DEVREYE GİRİYOR
Rüzgar, güneş ve jeotermalden sonra sıranın hidrojen enerjisinde olduğunu belirten Güler, "Hidrojen merkezini İstanbul'da kurduk, 3 yıldır çalışmaları sürüyor. 2 hafta içinde ilk defa hidrojen enerjisi ile kesintisiz güç kaynağını bir hastanede devreye sokacağız. Tamamen sessiz çalışan, yandığında egzozundan su buharı çıkan bir enerji kaynağını uygulamaya geçireceğiz" dedi.
İktidarları döneminde özel sektör tarafından enerjiye toplam 30 milyar dolar yatırım yapıldığını belirten Güler, "Bu çalışmalar gerçekleşirse şu anda bir miktar sıkıntıda gibi görünen ama kriz değil bu; çok arkadaşımız kriz lafını söyleyerek bizi üzüyorlar" diye konuştu. Muhalefet sıralarından gelen bakanlığın hazırladığı arz sıkıntısı olacağına yönelik raporların gösterilmesi üzerine ise Güler, şunları kaydetti:
"O raporları biz yazıyoruz. Niçin yazıyoruz? Bu noktadaki yatırım hassasiyetini herkes bilsin diye. Zaten bundan dolayı yasalar çıkartıyoruz. Biraz önce 'politika yok' dendi. 'Bir şey yapılmalı' deniyorsa, demek ki eksiği olduğu için diyoruz.
Oradaki politika ve strateji belgesinde bahsettiğimiz noktalar yapılması gereken yerlerdir. Biz icra makamıyız, icra makamı şikayet etmez. İcra makamı çözüm bulur. Biz de çözümü sizlerle beraber buluyoruz, yasa değişiklikleriyle. O bakımdan bizim şikayet etme
hakkımız yok. Bize 'niye şikayet etmiyorsunuz?' diyorsunuz. Biz şikayet makamı değiliz, çözüm makamıyız. O yüzden eksiklikleri başta Başbakan ve Bakanlar Kurulu olmak üzere; bunları söylüyoruz ki tedbir alınsın diye. Mesele budur."
FAKİRLERE KÖMÜR DAĞITIMI
Kömür dağıtımı konusundaki eleştirilere de değinen Güler, her yıl yaklaşık 1.5 milyon ton kömür dağıttıklarını, bu miktarın artmadığını söyledi. Ayrıca bu kömürlerin büyük kısmının kentlere değil, köy ve beldelere dağıtıldığını belirten Güler, kükürt miktarlarının da her ilin oranlarına uygun olduğunu söyledi. Güler, "Bunun kirlilik sebebi olduğunu söylemek, bilgisizlik değilse de ilgisizlik diyelim" dedi. Yerli kaynaklara ağırlık verirken çevre, gıda ve enerjide çok önemli adımlar atıldığını anlatan
Güler, diğer ülkelerin Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi enerjide de Türkiye'yi örnek alacağını söyledi.
Dışa bağımlılığı azaltmak için bir hareket başlattıklarını ama bazı lobilerin BOTAŞ'ı, TPAO'yu ele alarak yargısız infaz yaptıklarını söyleyen Güler, "Enerji Bakanlığı'na bağlı KİT'lerin bir mahsuplaşma yapıldığı takdirde 6 katrilyon alacağı var. Bazı arkadaşlar reve geldiklerinde 17 bin megavat olan rüzgar enerjisinin bu ımız dürüstlükten bahsetti. Dürüstlük yetmiyor. İki tane daha evrensel değer var; tutarlılık ve hakkaniyet.
Bu noktada tutarlı olunmadı. Bir arkadaşımız '2007'de devlet zarar ediyordu, niye indirim yapmadı' dedi. Bir sürü tutarsızlık sergilendi. 2007'de petrol fiyatındaki değişiklik, dolardaki düşüşle karşılandığı için doğalgazda zam yapmadı. Şu anda sıfır karla satıyoruz. Bizden önce doğalgaz yüzde 50'yi aşan karla satılıyordu. Şimdi iniş döneminde de bu inişi uygulayacağız. Milletimiz bu noktada yapılanları görüyor" şeklinde konuştu.
"İSTERSENİZ YÜCE DİVAN'A VERİN"
CHP'li vekillerin Antalya'da yapılan santrallere tepki göstermesi üzerine Güler, "Tarım arazisi değil orası. Antalya'daki pek çok otel portakal bahçesi ve mandalina bahçesidir. Antalya'nın ihtiyacı vardı. Orası 1.5 metre su toplanıyordu. Evet ağırlığımı koydum ve orada santralı kurduk. Antalya bizim için son derece önemli bir yer. O portakal bahçelerindeki fabrikaları, evlerinizi, apartmanlarınızı niye yaptırdınız eğer hassasiyetiniz varsa. Çevre Bakanlığı uzmanları ile görüştük, o santralı yaptık.
O santralı alan kişi de atık ısıdan yanına sera yapacak. Bu iş bilme meselesidir. Ağırlığımızı koyduk ve yaptık. Sorumluluğu benimdir, isterseniz Yüce Divan'a verin. Bundan sonrasını da aynı şekilde yapacağız" dedi.
Güler, bir yandan eski milyarlarca dolarlık 'baş belası' tahkimlerle uğraştıklarını, bir yandan da enerji ekonomisi ile uğraştıklarını ve halka ucuz ve temiz enerji vermeye çalıştıklarını söyledi.
Enerji Bakanlığı'nın karnesinde 4 temel ders olduğunu ve bunların elektrik, kömür, doğalgaz ve petrol olduğunu belirten Güler, "Biz size sıkıntı çektirmedik. Kimseyi de battaniye ile oturtmadık.Tamam mı? Kriz var, kriz var dendi. O da olmuyor, olmayacak" ifadelerini kullandı.
Yenilenebilir enerjiden sonra bir de 'yenilebilir eneri' olduğunu ve bunun da fındık olduğunu belirten Güler, "Birbirimizi yiyeceğimize fındık yiyelim" dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.