KESK'TEN, BİRLEŞİK KAMU İŞ KONFEDERASYONU ORDU İL BAŞKAN’ININ 1 MAYIS’TA ORDU’DA ALANLARI KİM BÖLÜYOR? BAŞLIKLI YAZISINACEVABEN

KESK'TEN, BİRLEŞİK KAMU İŞ KONFEDERASYONU ORDU İL BAŞKAN’ININ 1 MAYIS’TA ORDU’DA ALANLARI KİM BÖLÜYOR? BAŞLIKLI YAZISINACEVABEN

Eğitim Sen Ordu Şube Başkanı, KESK Dönem Sözcüsü Nursen KAYMAZ yaptığı yazılar açıklamada; Kamu emekçilerinin mücadelesinde 110 yıldan fazla bir geçmişi olan Eğitim-Sen Encümen-i Muallimden, TÖS ’den, TÖBDER’den devraldığı sınıf mücadelesinin yürütücüsü

BİRLEŞİK KAMU İŞ KONFEDERASYONU ORDU İL BAŞKAN’ININ 1 MAYIS’TA ORDU’DA ALANLARI KİM BÖLÜYOR? BAŞLIKLI YAZISINA CEVABEN KESK’İN BASIN AÇIKLAMASIDIR.

Eğitim Sen Ordu Şube Başkanı, KESK Dönem Sözcüsü Nursen KAYMAZ yaptığı yazılar açıklamada; Kamu emekçilerinin mücadelesinde 110 yıldan fazla bir geçmişi olan Eğitim-Sen Encümen-i Muallimden, TÖS ’den, TÖBDER’den devraldığı sınıf mücadelesinin yürütücüsü, eğitim ve kamu emekçilerinin susmayan, direngen sesidir. Bu bilinçle yıllardır meydanlarda, alanlarda, hak arayışında, emek ve demokrasi mücadelesi içerisinde olan Eğitim-Sen, bu mücadelesinden asla taviz vermeyen, geri adım atmayan direngenliğiyle eğitim emekçileri için sığınılacak bir liman kamu emekçilerinin hakları için bir güvence kaynağıdır.

img-2818.jpeg

Emek, demokrasi, özgürlük ve sınıf mücadelesinde her zaman önde yer alan KESK, Eğitim Sen’in bu mücadeleyi büyütmekten başka amacı yoktur. Bu doğrultuda her alanda, her platformda görüş ve düşüncelerini arka yollara sapmadan açıkça paylaşmakta, kararlarını eyleme geçirmekte ve söylediği her sözün, yaptığı her eylemin arkasında da kararlılıkla durmaktadır.

Birleşik Kamu İş Sendikası Ordu İl başkanının konfederasyonumuz KESK ve KESK’in mücadele geleneğini onurla sürdüren Eğitim Sen başta olmak üzere KESK bileşenlerine yönelik yaptığı son açıklama; örgütsüzlüğün, samimiyetsizliğin ve sınıf mücadelesinden nasibini almamış bir zihniyetin itirafı olarak emek mücadelesinin tarihine kara bir leke olarak düşmüştür.

Kurulduğu günden bu yana emekçilerin birliğine değil, ayrışmasına hizmet eden bu anlayış yıllardır KESK bileşenlerini ve EĞİTİM SEN’i terörize ederek kendi varlığını meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Oysa biz biliyoruz ki emek mücadelesi sataşarak, laf atarak değil bedel ödenerek, baskılara direnerek, sokakta ve iş yerinde yürütülür.

Hatırlatmak isteriz ki kamu emekçilerinin fiili ve meşru mücadelesi ile şekillenen sendikal hareket, KESK’in öncülüğünde büyük bedellerle inşa edilmiştir. Uzun yıllardan bu yana baskılara, sürgünlere ve yasaklara karşı direnen; grev hakkını, laikliği, toplumsal cinsiyet eşitliğini savunan, halkın ve emekçilerin haklarını önceleyen KESK, bu topraklarda emek mücadelesinin gerçek taşıyıcısı olmuştur. Bunca tarihsel birikimi yok sayan, günübirlik sendikal maceralarla kamuoyunu yanıltmaya çalışan anlayışlar bu mücadeleyi temsil edemez.

Bizim karnemiz 12 Eylül’e, 15 Temmuz’a, 2000'lerin tasfiye politikalarına, OHAL dönemine ve bugünün baskıcı düzenine karşı gösterdiğimiz direnişle doludur. Biz sözümüzü her zaman olduğu gibi sınıftan, emekten ve örgütten yana söylemeye devam edeceğiz.

Gerçek bölücülük, yıllardır emek mücadelesinin omurgası olan KESK’i hedefe koymak ve kamuoyunu manipüle etmeye çalışmaktır. Bu sorumsuz üslubun muhatabı değiliz.

Aldığı her kararı, söylediği her sözü ortak akıl süzgecinden geçirip çoğulculuğa önem veren bir disiplin içinde çalışmasını yürüten KESK ve bileşenlerinde, ne grupçuluk ne de tekelci-tek adamcı bir anlayış barınamaz. Niceliksel olarak fazla üyeye sahip olmakla övünüp bu yapının sahibi gibi davrananlar, neredeyse kurulduğu günden bu yana aynı koltukta oturanlar, kişi kendinden bilir işi misali, boş laflar etmekte ya da bile isteye kamuoyunu yanıltıcı manipülatif açıklamalar yapmaktadır. Bilinmelidir ki şu kısa zaman içerisinde Eğitim-Sen’de 5 değişik isim başkanlık, onlarca farklı isim de yürütmelerde çeşitli kurullarda ve görevlerde bulunmuşlardır. Şimdi kamuoyuna soruyoruz: Çalışmalarını ortak akıl, çoğulculuk ve titizlikle yürüten böyle bir yapıda mı grupçuluk olur; yoksa kurulduğu zamandan beri hep aynı kişi-kişiler tarafından yönetilen yapıda mı tekelcilik-grupçuluk olur? Taktir kamuoyunun…

KESK’in tutumu dar grupçuluk değil ilkesel ve örgütsel bağımsızlığını koruma iradesidir.

Ayrıca emek ve demokrasi mücadelesini salt meydan seçimine indirgemek 1 Mayıs’ın ruhuna aykırıdır. Dahası 1 Mayıs gibi bir günde hedef göstermeye kalkmak emekçiler arasında bölünmeyi kimin körüklediğini açıkça ortaya koymaktadır. Kurumsal görüşmeler yapmadan, kapalı kapılar ardında, ikili görüşmelerle yapılan ve hiçbir kapsayıcılık içermeyen çalışma yöntemi tabi ki bu ilkeler doğrultusunda hareket eden KESK’in kabul edebileceği bir tutum değildir. Gerçekleri çarpıtarak yapılan bu açıklamayı tüm kamuoyunun dikkatle değerlendirmesini bekliyoruz.

KESK, Eğitim Sen olarak emekçilerin onurlu mücadelesini hiçbir siyasi hesapla kirletmeden alanlarda olmaya ve mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz. 1 Mayıs'ta alanlarda olmak sadece bir ortaklaşma meselesi değil, bir tarihsel sorumluluk ve mücadele iradesidir.

Öncelikle şunun altını net bir şekilde çiziyoruz. KESK olarak 1 Mayıs'ta Tayfun Gürsoy Parkı’nda kutlama yapma kararımız hem emekçilerin iradesine hem yerel koşullara hem de yıllardır emek mücadelesinin sürdürüldüğü birikime dayanmaktadır. Geçmişte bizleri hiçbir koşulda alana davet etmeyenler, bu yıl aniden kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelerle alan ortaklığı kurmaya çalışmışlardır. Birleşik Kamu İş yöneticisinin sözünü ettiği bu yol, yöntem ve görüşmeler de bunun kanıtıdır.

Ancak KESK’in ilkesel ve sendikal geleneği, birleşik eylemler örülürken örgütlerini tekelci zihniyetle, bilgi vermeden, örgütlerinden bağımsız karar alanlar gibi değil; her süreçte kurulacak komisyonlarının ortak iradesi ve ortak kararlarıyla yapılacak görüşmeler şeklindedir.

Sürekli bizlerle ortaklaşamadıklarını söyleyen Birleşik Kamu İş Başkanı, 1 Mayıs için Cumhuriyet Meydanı’nı aldıklarını belirtirken de ortaklaşma konusunda suçlayıcı dil kullandığı yapılara hangi komiteyle gitmiştir. Tek başına mı hareket etmiş, olması gerektiği gibi ortak bir komite oluşturarak mı süreci yürütmüştür.

Üç kişiyle yapılan toplantı ortaklaşmanın zemini değil olsa olsa sözü edilen kişilerin kendi belirledikleri alanda, kendi çizgileri doğrultusunda bir katılım dayatmasıdır. Bu eşitler arası bir birlik değil tasarlanmış bir rol dağılımıdır. KESK böyle bir zemine dahil olmayacak kadar köklü, ilkesel ve onurlu mücadele geleneğine sahiptir. Bu görüşmelere KESK adına katıldıklarını söyleyenler de sendikal ve siyasal acemiliklerinden “tuzağa çekilme” oyununa gelmiştir.

Ayrıca belirtmek gerekir ki daha önceki yıllarda defalarca 1 Mayıs alanının ortaklaşması için kendileri ziyaret edilmiş, kendi mekânlarında KESK heyetine nezaketsiz davranarak ortaklaşmayı baştan olanaksız hale getirmişlerdir.

Hiçbir eylemde yan yana gelmeyi sorun etmeyen Birleşik Kamu İş Başkanı, her 1 Mayıs’ta gündemi meşgul etmektedir. Hâlbuki ikibin üyesi olmakla övünen başkan niceliksel olarak küçümsediği KESK ile 1 Mayıs’ta ortaklaşmak için çeşitli kurum ve siyasi partilerin kapısını çalarak sürekli baskı kurmaya çalışmaktadır.

2023 ÖMK sürecinde tüm Türkiye’de eğitim sendikalarının bir araya gelerek ortak bir eylem süreci örmeye çalıştığı günlerde, Ordu Öğretmen Evinde bir araya gelen eğitim sendikaları yöneticileri ortak eylem planlama konusunu görüşmüşlerdir. Eğitim Sen Şube Başkanı tüm eğitim sendikalarının birleşik bir eylem yaparak ortaklaşmasının gerektiğini söylediğinde; Eğitim İş Başkanı “bizim üyelerimiz Eğitim Sen’le aynı alanda olmak istemiyor.” cevabını vererek alanı ikiye bölmüştür. Buna toplantıda bulunan tüm eğitim sendikaları yöneticileri şahittir.

Ülkemiz demokrasisi Cumhuriyet Dönemi’nin görülmedik en tehlikeli, en pervasız gerici saldırısı altındadır. Cumhuriyetin ilerici bütün kazanımları tek tek yok edilmektedir. Bu tehlikeli saldırılara karşı demokrasiyi, özgürlükleri savunmak adına bütün ülke alanlara çıkarken, KESK ve bileşenleri de bu duruma kayıtsız kalmamış, üyelerine mesaj atarak alanları çoğaltmış, bayrak ve flamalarıyla kitlesel olarak mücadelenin içinde yer almıştır. Bu zamana kadar verdiği mücadelelerde bedeller ödeyerek kendini var etmiş olan KESK bileşenleri ve Eğitim-Sen, yine bedel ödemekten çekinmemiş ve üniversite öğrencilerine destek vererek onların yanında yer almıştır ve bundan dolayı da Eğitim sen MYK üyeleri ayaklarından kelepçelenerek ev hapsine mahkûm edilmişlerdir. Demokrasi mücadelesinde her bedeli göze alarak mücadeleden kaçmayan KESK / Eğitim-Sen’e “ Demokrasi ve Özgürlük Mücadelesinden” bahsedenler bu günlerde alanlarda görünmez olmuşlardır! Alanlarda kurumsal olarak var olmadıkları gibi üyelerine de çeşitli mesajlar atarak 19 Mart sürecinde yaşananlardan dolayı başlarına gelebilecek olumsuz sonuçları hatırlatmış, katılım sağlamamaları yönünde telkinde bulunmuşlardır.

Buradan yine kamuoyuna soruyoruz:

“ Emek, demokrasi ve özgürlük mücadelesine en ufak bir katkısı olmayan ve alan bölmekle” bizleri kasıtlı bir şekilde suçlayan Birleşik Kamu İş Sendikası yöneticilerini halkın alanlara çıktığı bu süreçte kitlesel olarak ellerinde bayrakları, flamaları ile sokaklarda ve alanlarda gördünüz mü?

Emek mücadelesini kişisel hesaplaşma zeminine çeken, sendikal mücadelenin en temel noktası olan ilkesel duruştan yoksun bu yapı kurulduğu günden bugüne EĞİTİM SEN gibi KESK bileşenlerini terörize ederek örgütlenmektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere, asıl niyetlerinin kamu emekçilerinin sesi olmak değil, Türkiye'nin en dinamik ve direngen konfederasyonu olan KESK’i ve bileşenlerini bölerek küçültme amacı taşıdığı bilinmektedir.

Biz biliyoruz ki, Birleşik Kamu İş’in üyesi olanlar bizim meslektaşlarımız, yol arkadaşlarımızdır. Onlarla aynı sınıflarda aynı baskılar altında görev yapıyor aynı kaygıları taşıyoruz. Biz Birleşik Kamu İş üyeleriyle aynı zeminde buluşmaya, omuz omuza mücadele etmeye her zaman varız ve bundan da onur duyarız.

KESK yirmiyi aşkın örgüt ve siyasi partiyle birlikte şeffaf bir biçimde güçlü ve ortak iradeyle 1 Mayıs’ta Tayfun Gürsoy Parkında alanda olacaktır. Ordu’daki tüm emekçileri, kadınları, gençleri ve geleceğine sahip çıkmak isteyen herkesi 1 Mayıs Perşembe günü saat 11.00’de Köprübaşı Ceren Özdemir Meydanında buluşmaya ve 1 Mayıs’ı birlikte coşkuyla kutlamaya davet ediyoruz.

BİZ BİRLEŞEREK KAZANMAYA DEVAM EDECEĞİZ.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur, dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.