"Kadınlarla Sorunlu Devlet Bakanı  "TAKKİYE" yapıyor"

"Kadınlarla Sorunlu Devlet Bakanı "TAKKİYE" yapıyor"

CHP Ordu Belediye Meclis Üyesi Adayı Av. Hülya Sapmaz ÖZKAN Kadından sorumlu Devlat Bakanı Nimet Çubukçu’nun kadın sorunların hakkında yeterli çalışmaları yapmadığını söyleyerek..

CHP Ordu Belediye Meclis Üyesi Adayı Av. Hülya Sapmaz ÖZKAN Kadından sorumlu Devlat Bakanı Nimet Çubukçu"nun kadın sorunların hakkında yeterli çalışmaları yapmadığını söyleyerek “İşte halkı kandırmak için kadın örgütleri ile davalı bakan,kendi gibi bir kadının Belediye Başkan adaylığını desteklemeye geliyor. Bu ismi onlar bize öğretti TAKKİYE” dedi

 

Sapmaz Kadından sorumulu bir bakanın kadın örgütleriyle davalı olmasına dikkat çekerek yaptığı açıklamda Kadının insan hakları yolundaki en etkili gelişmeler, kadın aktivistler ve bu konulara duyarlı ileri görüşlü siyasilerin işbirliği içinde çalışmaları ile olmuştur. Ülkemizde ise özellikle 2002 yılından bu yana AKP"nin muhafazakar ve gerici görüşünü tüm topluma empoze etme çabaları nedeni ile kadın örgütleri ve AKP"li siyasiler arasında böyle bir işbirliği sağlanamamıştır.

 

      Daha da vahimi Kadından Sorumlu Devlet Bakanı bırakın kadınlarla birlikte çalışmayı, ilk icraatları arasına Kadın Örgütlerini ve temsilcilerini dava etme becerisini göstermiştir. Birçok kadın örgütü temsilcileri T.B.M.M Genel Kurulu"nda Anayasa değişikliği paketi görüşülürken “kadın-erkek eşitliği”yle ilgili 10. maddeye “pozitif ayrımcılığın” eklenmesinin kabul edilmemesi üzerine, AKP"li kadın milletvekilleri ve Bakan Nimet Çubukçu"ya çektikleri faksta değişikliğin cinsler arası fiili eşitliği sağlamaktan uzak olduğu, kadınlara yaşamın her alanında erkeklerle fırsat eşitliği tanımadığı vurgulayarak; “Sizi, bu çağdışı ayrımcı tutumunuzdan dolayı kınıyoruz” diye tepki göstermişlerdi.

 

   Bakan Nimet Çubukçu ise bu fakslardan dolayı kadın örgütü temsilcilerini kendisine hakaret ettikleri iddiasıyla savcılığa verdi. Kadınlarla Dayanışma Vakfı, Amargi Kadın Dayanışma Kooperatifi ve Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Vakfı"nın yöneticileri, Gülden Bağa, Müjde O. Bilgütay, Efsa Kuraner ve Liz Erçevik Amado hakkında kamu davası açıldı. Basın tarafından çok üzerine gelinen, Sayın Çubukçu şikayetinden şartlı vazgeçeceğini belirtti. Bu da kadın örgütlerinin suçu kabul etmeleri idi.  Kadın örgütleri bu talebi red etti ve dava sonunda beraat ettiler.

 

Kadından Sorumlu Devlet Bakanı yerine,  Kadınlarla Sorunlu Devlet Bakanı diyeceğimiz Sayın Çubukçu, nitekim o sıralar basına yaptığı açıklamalarda “ Benim kadın örgütleri ile değil bazı kadınlarla sorunum var” diyordu. Bunun üzerine 54 kadın örgütü davayı takip etti ve ortak bir basın açıklaması yaparak Bakanın tutumun eleştirdi.

 

Sayın Bakan göreve geldiğinden bu yana kadınla ilgili her türlü yasa olumlu yasa değişikliğinde AKP"li erkek milletvekillerinin görüşlerine iştirak ederek red oyu vermiştir. Kadın örgütleri yıllardır Kota kampanyası yaptılar, cehaletini gizlemeyerek Başbakan gibi “Hiç bir ülkede kota yok kotaya karşıyım” diyebildi. Yine kadın örgütleri yaptıkları açıklama ile bakana, İsveç, Fransa, Arjantin, Fas, Tayvan, Ruanda, Uganda, Hindistan, Güney Afrika gibi birçok ülkede yasalarla ya da anayasalarla, kadınların siyasal karar organlarında yer almasını garantileyen kotaların öngörüldüğü bilgisini verdi.

Yine Sayın Bakan, 1990 yıllardan bu yana her toplantıya, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı ile birlikte katılan, resmi delegasyonda davetli olarak yer alan, uçak biletleri de devlet tarafından ödenen kadın örgütü temsilcilerini, hukukçuları ilk kez Kadının Statüsü Komitesi toplantısına çağırmamıştır.2007 yılında,27 Şubat - 5 Mart tarihleri arasında New York'ta yapılacak BM – Kadının Statüsü Komitesi (KSK) toplantısına kadın örgütleri temsilcilerinin katılması engellenerek, tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye'de de kadın sorunları ile ilgilenmek üzere oluşturulan Devlet Bakanlığı'nın başlıca görevlerinden birinin, kadın hakları mücadelesinin içinde yer alan 'tüm kadın örgütleriyle ortak politikalar çerçevesinde birlikte çalışmak' olduğu yolundaki görüşe Sayın Nimet Çubukçu tarafından itibar edilmediğini gördük.

 

Bu kadar da değil, geçtiğimiz yıl İstanbul"da bir yuvada 30 gencin yerinde olmaması üzerine bu çocukların fuhuşa sürüklendiği yolunda  belgeler ve iddialar ortaya atan kendi milletvekilleri Turhan Çömez"i duymazdan gelmiş, bu sorunun üzerine gidip açıklamak yerine gazetecilerin sorularını "Sayın Baykal eşini Cumhurbaşkanlığı resepsiyonuna getiremedi. Zaten bir yere getirmiyor" şeklinde alakasız bir cevapla gündem değiştirmeye çalışmıştır. Sarah Ferguson'un ortaya çıkardığı yuva ve çocuk bakım evelerinin gerçeği yerine, Ferguson'un izinsiz çekim yapması ile meşgul olmuştur. Tabi Sayın Bakan niyetiniz, size bağlı kuruluşları gerçekten denetlemek olsaydı, sizde Feguson gibi bir gün aniden çıkıp gider kurumları denetlerdiniz. Yoksa her bayram önceden haber verilerek basını da yanınıza alarak "amanda ne şirin çocuklarımız varmış devletimiz bunlara ne güzel bakarmış " aldatmacasına girmezdiniz.

 

Kadından Sorunlu Devlet Bakanımız, Medeni Kanunun, evlilik içi edinilen malların ortak sayılması yolundaki değişikliklerin 2002 yılından önce edinilen mallara uygulanmasına da karşı çıkmış, Ceza yasasının yeniden görüşülmesi sırasında töre ve namus cinayetlerinin “nitelikli adam öldürme başlığı altına alınmasına” yine ailenin korunmasına dair kanunun sadece evli kadına değil şiddet gören her kadına uygulanmasına ilişkin tekliflere de red vermiş. Kısacası Nimet Çubukçu bakanlık icraatı sırasında kadın sivil toplum örgütlerinin görüşlerine yer vermek şöyle dursun, onların büyük mücadelelerle gündeme taşıdıkları her soruna red cevabı vermiştir.

 

Bun nedenle kadınların değil ama uygulamaya çalıştıkları gerici politikalarla, toplumda kadına karşı şiddete zemin hazırlayan ve hatta şiddeti destekleyen, besleyen politikalarıyla AKP li erkek milletvekil arkadaşlarının ve bu yaklaşımın mimarı Başbakanı"ın her zaman takdirini kazanmıştır. Nitekim cumhurbaşkanlığı seçimi dönemlerinde bu takdirin bir tezahürü olarak adı en çok geçenlerden biridir" dedi.  

AKP zihniyeti işte böyle kadınları istiyor; kadının insan haklarının savunucusu olmayan, bu konuda bir proje üretmeyen, üretilmiş çalışmalara sırt çeviren, kadından yana her türlü gerici düzenlemeyi hiç bir itiraz gözetmeksizin kabul eden ve bunu “kadınları savunuyorum” yutturmacasıyla gözyuman kadınları istiyor diyen Sapmaz açıklamasının sonunda "İşte halkı kandırmak için kadın örgütleri ile davalı bakan,kendi gibi bir kadının Belediye Başkan adaylığını desteklemeye geliyor. Bu ismi onlar bize öğretti TAKKİYE…" şeklinde son verdi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.