"Hükümet eğitimcileri ihmal ediyor"
Eğitim Bir-Sen Ordu Şube Başkanı Tamer Tomakinoğlu, hükümetin adalet, emniyet, sağlık ve eğitim konularını öncelikleri arasına aldığını, adalet, emniyet ve sağlık alanında çalışanlara yönelik iyileştirmeler yaptığı halde eğitim çalışanlarını ihmal ettiğin
Eğitim Bir-Sen Ordu Şube Başkanı Tamer Tomakinoğlu, hükümetin adalet, emniyet, sağlık ve eğitim konularını öncelikleri arasına aldığını, adalet, emniyet ve sağlık alanında çalışanlara yönelik iyileştirmeler yaptığı halde eğitim çalışanlarını ihmal ettiğini savunarak, "Bu Öğretmenler Günü'nde Bakanımızdan, Başbakanımızdan bir jest bekliyoruz" dedi.
Öğrenci merkezli eğitimde öğretmenlerin sorunlarının çözüme kavuşturulmaması durumunda, kendi sorun ve sıkıntılarıyla uğraşmak zorunda kalan öğretmenin ders verdiği çocuklara faydalı olmasının mümkün olmadığını belirten Tomakinoğlu, "Sorunu olan öğretmen, öğrencilerin sorunlarını çözemez" ifadesini kullandı. Eğitimin, toplumun geleceğini belirleyen nesillerin yetiştirildiği bir süreç olduğunu vurgulayan Tomakinoğlu, "Eğitimin birinci öncelik olmasını istiyoruz. Yöneticiler de bunu söylüyorlar ama
gereğini yapmıyorlar. Eğitimi, siyasi ve ideolojik ortamdan kurtararak, ona hak ettiği önemi vermeliyiz. Eğitimde asıl olan, donanımlı insanlar yetiştirmektir, onları bir kalıba sokmak değildir. Burada iş öğretmene düşmektedir" değerlendirmesinde bulundu.
Hala birleştirilmiş sınıflarda eğitim yapıldığına dikkat çeken Tomakinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürü '140 bin öğretmen açığı var' diyor. 200 bin öğretmen adayı atanmayı bekliyor. Buna rağmen hala sözleşmeli öğretmenlik uygulaması yapılıyor. Bu ciddi bir sorun. Bugün öğretmen ihtiyacı karşılanamadığı için, Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen açığını çeşitli yollarla gidermeye çalışmakta, atamalarda kadrolu öğretmen, sözleşmeli öğretmen, ücretli öğretmen, vekil öğretmen, usta öğretici gibi çeşitli uygulamalara başvurmaktadır. Diğer mesleklere baktığımızda;
doktorun, polisin, hakim ve savcının vekili, ücretlisi, sözleşmelisi bulunmamaktadır. Eğitim ülke için birinci öncelik olmasına, öğretmenlik mesleği toplumda kutsal meslek olarak değerlendirilmesine rağmen sözleşmeli, ücretli ve vekil öğretmen uygulaması yapılmaktadır. Farklı öğretmenlik uygulamaları eğitim kurumlarında okul iklimi açısından olumsuzluklar getirmektedir. Son zamanlarda 4/B kapsamında 100 bine yakın öğretmen ataması yapıldı. Bu uygulama eleştirildiğinde, yetkililer, 'sözleşmeli ile kadrolu
öğretmen arasında hiçbir fark yoktur' şeklinde savunma yapmaktadır. Oysa yapılan her kadrolu öğretmenlik atamasında sözleşmeliler öğretmen atanabilmek için yeniden başvurmaktadır. Çünkü uygulamalarda bir hayli farklılık vardır. Doktorun, hakimin, polisin sözleşmelisi yok, öğretmenin de sözleşmelisi olmasın. Bu uygulamadan vazgeçilmeli ve mevcut sözleşmeliler de kadroya geçirilmelidir."
Öğrenci merkezli eğitimde öğretmenlerin sorunlarının çözüme kavuşturulmaması durumunda, kendi sorun ve sıkıntılarıyla uğraşmak zorunda kalan öğretmenin ders verdiği çocuklara faydalı olmasının mümkün olmadığını belirten Tomakinoğlu, "Sorunu olan öğretmen, öğrencilerin sorunlarını çözemez" ifadesini kullandı. Eğitimin, toplumun geleceğini belirleyen nesillerin yetiştirildiği bir süreç olduğunu vurgulayan Tomakinoğlu, "Eğitimin birinci öncelik olmasını istiyoruz. Yöneticiler de bunu söylüyorlar ama
gereğini yapmıyorlar. Eğitimi, siyasi ve ideolojik ortamdan kurtararak, ona hak ettiği önemi vermeliyiz. Eğitimde asıl olan, donanımlı insanlar yetiştirmektir, onları bir kalıba sokmak değildir. Burada iş öğretmene düşmektedir" değerlendirmesinde bulundu.
Hala birleştirilmiş sınıflarda eğitim yapıldığına dikkat çeken Tomakinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürü '140 bin öğretmen açığı var' diyor. 200 bin öğretmen adayı atanmayı bekliyor. Buna rağmen hala sözleşmeli öğretmenlik uygulaması yapılıyor. Bu ciddi bir sorun. Bugün öğretmen ihtiyacı karşılanamadığı için, Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen açığını çeşitli yollarla gidermeye çalışmakta, atamalarda kadrolu öğretmen, sözleşmeli öğretmen, ücretli öğretmen, vekil öğretmen, usta öğretici gibi çeşitli uygulamalara başvurmaktadır. Diğer mesleklere baktığımızda;
doktorun, polisin, hakim ve savcının vekili, ücretlisi, sözleşmelisi bulunmamaktadır. Eğitim ülke için birinci öncelik olmasına, öğretmenlik mesleği toplumda kutsal meslek olarak değerlendirilmesine rağmen sözleşmeli, ücretli ve vekil öğretmen uygulaması yapılmaktadır. Farklı öğretmenlik uygulamaları eğitim kurumlarında okul iklimi açısından olumsuzluklar getirmektedir. Son zamanlarda 4/B kapsamında 100 bine yakın öğretmen ataması yapıldı. Bu uygulama eleştirildiğinde, yetkililer, 'sözleşmeli ile kadrolu
öğretmen arasında hiçbir fark yoktur' şeklinde savunma yapmaktadır. Oysa yapılan her kadrolu öğretmenlik atamasında sözleşmeliler öğretmen atanabilmek için yeniden başvurmaktadır. Çünkü uygulamalarda bir hayli farklılık vardır. Doktorun, hakimin, polisin sözleşmelisi yok, öğretmenin de sözleşmelisi olmasın. Bu uygulamadan vazgeçilmeli ve mevcut sözleşmeliler de kadroya geçirilmelidir."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.