Halka "hasta" diyorlar

Halka "hasta" diyorlar

Yüzbinlerce emekçi, bayrama işsiz girecek. Krizin yükünü emekçilerin sırtına yıkmaya kararlı olan AKP, işsizliğe karşı önlem almaktansa "hasta" yerine koyduğu halka "moral vermekten" dem vuruyor.

Yüzbinlerce emekçi, bayrama işsiz girecek. Krizin yükünü emekçilerin sırtına yıkmaya kararlı olan AKP, işsizliğe karşı önlem almaktansa "hasta" yerine koyduğu halka "moral vermekten" dem vuruyor.

  Aylardır AKP tarafından hafife alınan kriz, nasıl bir felakete gebe olduğunu göstermeye başladı. Sadece son bir haftada yaşanan işten çıkarmaların bile tam bir dökümünü yapmak kolay değil. Gelen haberler, pazartesiden bu yana binlerce emekçinin işten atıldığını gösteriyor.

Bu durum karşısında, hükümet cephesinden ilginç açıklamalar yapılıyor. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, hükümetin krizin başlangıç günlerinden bu yana "halka moral vermek" amacıyla durumu hafife alan açıklamalar yaptığını, ama bunun halkın iyiliği için olduğunu iddia etti.

Yalnızca Trakya'da binlerce kişi çıkartıldı
Krizin etkileri ülke çapında hissedilirken, özellikle endüstri bölgelerinde yaşanan işten çıkarmalar, çöküşün boyutlarını gözler önüne seriyor.

Yaşanmakta olan yıkımın en belirgin örnekleri, başta Çorlu havzası olmak üzere Trakya bölgesinde görülüyor. Tekstil, demir-çelik ve otomotiv işkollarında çok sayıda fabrikanın yer aldığı bölgede, işten çıkartılanların sayısı son bir haftada on bine, toplamda ise yüz bine ulaşmış durumda.

Yakın zamanda yaşanan işten çıkarmaların ulaşılabildiği kadarıyla dökümü şöyle:

Başlıca faaliyet alanı otomotiv yedek parçaları olan, aynı zamanda savunma sistemleri üretiminde de faaliyet gösteren HEMA'dan 400 kişi işten atıldı, bu sayının bine ulaşacağı tahmin ediliyor.

Çelik radyatör üreten Termo Teknik 400 işçi çıkarmış durumda. Nursal Çelik'ten şu ana kadar 50 kişinin çıkartıldığı ve bunun süreceği bildiriliyor. İşçileri ücretsiz izine çıkartan Trakya Döküm'de izin dönüşü çok sayıda işçinin kapıdan çevrileceği söyleniyor.

Tekstil sektörü, başlı başına bir çöküş manzarası sergiliyor. Zaten iki yıldır borçlarını çevirmekte zorlanan Dinateks 700-800, Sunteks 150, Onur Tekstil 60 işçi çıkarmış durumda. Hint Tekstil'de de işçi çıkarmaların başladığı belirtiliyor ancak bir rakama ulaşılamıyor. Halen 40 işçi çıkarmış olan Cross Jeans'in toplamda 700 kişi çıkartmaya karar verdiği belirtiliyor.

Reisler Deri fabrikası, çarşamba günü kapısına kilit vurdu. Bu fabrikayla birlikte, sadece deri işkolunda son iki ayda 8 bin kişi işsiz kaldı. 

Akın Tekstil'in ve Bilkont Tekstil'in de iflas açıklayıp tüm çalışanlarını kapının önüne koyacağı söylentileri var.

Petkim'de üretim durdu, işçi kıyımı başlıyor
Türkiye'nin endüstri devi Petkim, hafta ortasında ana fabrikası olan Aromatikler ile buna bağlı olan fabrikalarda üretimi tamamen durdurdu. Üretimin durma nedenini talep yokluğuyla açıklayan Petkim Genel Müdürü Kenan Yavuz, ayrıca özelleştirmenin ardından Petkim'de emekçi düşmanlığının ne boyutlara ulaştığını sergileyen beyanlarda bulundu.

Uzun ve şaibeli bir dava sürecinin ardından özelleştirmesi tamamlanan Petkim'de çalışan işçilerin önemli bir bölümünü "fazlalık" olarak niteleyen Yavuz, yakın gelecekte işçi çıkarmaya başlayacaklarını açıkladı. 4-C kapsamında başka devlet kuruluşlarına geçmek için başvuran 400 kişinin, Petkim'in devlet kuruluş olduğu yıllarda da sıkıntı kaynağı olduğunu söyleyen Yavuz, "giden arkadaşlarımız fazla yani" dedi.

Yavuz, Petkim'de ana üretim personeli dışındaki herkesi işten çıkaracaklarını söyledi. "Büro personeli, genel hizmet görevlisi, dolum işçisi, idare işçisi, resepsiyon görevlisi falan bilmem, hepsini yok edeceğiz, çıkartacağız. Bu hizmetleri dışarıdan satın alacağız" gibi açıklamalar yapan Yavuz, üretim ve bakım bölümündeki işçiler konusunda "uzun vadede o işlerde olmayacaklar" dedi.

İşsizlik tehdidiyle yoksulluk dayatılıyor
Bazı şirketlerde, emekçiler işsizlik tehdidi ile daha düşük ücretle çalışmaya zorlanıyor. Örneğin Kibar Holding tarafından dayatılan ve işçilerin fikriymiş gibi gösterilen "uzlaşmacı çözüm"e göre, işçi ücretlerinden kriz boyunca her ay belirli bir oranda kesinti yapılacak.

Kibar Holding Başkan Yardımcısı Ali Kibar, ekim ayında bir açıklama yaparak "altı aydır krize karşı önlem aldıklarını" dile getirmiş ve Hyundai fabrikasında üretimi durdurmaya hazırlandıklarını belirtmişti. Aynı açıklamada stok fazlalarından yakınan Kibar'ın, "kriz önlemleri"nden ne kastettiği de yapılan maaş kesintileriyle anlaşılmış oldu. 

Kibar Holding tarafından dayatılan ücret kesintisinin bir benzerinin Koç'a ait olan Ford Otosan'da da uygulandığı belirtiliyor. Ford Otosan'da beyaz yakalıların ücretlerinden her ay yüzde 25 oranında "kriz kesintisi" yapılıyor.

Halk "hasta" AKP doktor
AKP hükümetinin Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin gayet pişkin bir tavırla krizin başladığı günlerden bu yana halkı kandırdıklarını kabul etti.

Krizin ilk günlerinden itibaren, başta Başbakan Erdoğan olmak üzere, hükümet tarafından yapılan "teğet geçecek, bize dokunmayacak" minvalindeki açıklamaların "halka moral vermek" için yapıldığını ve gerçeği yansıtmadığını kabul eden Şahin, "Bir doktor hastasını muayene ettiğinde, gerçekten birtakım olumsuz bulgulara rastlamışsa, hastasına 'Kardeşim, eyvah, neredeydin sen bu zamana kadar, senin durumun iyi değil, yolcusun' demez. 'Çok iyisin kardeşim, biraz daha sabret, şu ilaçları kullan, mutlaka iyileşeceksin' der" dedi.

MHP'li eski Sağlık Bakanı Osman Durmuş ise "hastaların Bakan Şahin'in açıklamalarını yanlış anlayabileceğini" söyledi ve "Sayın Bakan herhalde kanser hastalarını örnek verdi. Hastalığın ciddiyeti, doktorlar tarafından hastaya söylenmezse, devam edecek tedaviler aksayabilir" dedi. "Hasta"ya gerçekleri söylemekten yana olan Dr. Durmuş, bakan olduğu dönemde de 17 Ağustos depreminin ardından Yunanistan'dan gelen tıbbi yardımlar konusunda "yardım malzemesine ihtiyacımız yok, sadece ceset torbası eksiğimiz var" diyerek gerçekleri söylemişti! 

Görülen o ki, AKP'li bakan ve MHP'li eski bakan, halkı hasta yerine koymak konusunda hemfikirler. Ancak, etkileri bir felaket boyutuna varmış olan kriz bir hastalıksa, krizin bu şiddette yaşanıyor olmasının sebebi olan AKP iktidarı ve politikaları da "mikrop" sınıfına giriyor.

SolHaber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.