Ordu Ticaret ve Sanayi Odası (OTSO) tarafından hazırlanan bir raporda, son 20 yıldır sürekli sorun yaşanan fındık sektöründe değişim yaşanması gerektiğini, ezber bilinen bir çok konunun artık sektörün günlük hayatından çıkarılması gerektiğine dikkat çekildi.

OTSO'nun 'Fındık Sektöründe Ezber Bozulmalıdır' konulu raporunda, dünden bugüne bilinen ve uygulanan bazı şartların zemininin artık değiştiğini, değişimin zamanının geldiği hatta geçmek üzere olduğuna işaret edildi.

1950'li yıllarda Ordu'da ekonomi hayatında fındık, patates, soya fasulyesi, fasulye, yumurta, elma, iç ceviz, kendir tohumu, balık yağı, kabak çekirdeği, büyükbaş ve küçükbaş hayvan gibi ürünlerin söz konusu iken bugün sadece fındığa mahkum bırakıldığı belirtilen raporda, yıllar içinde fındığa verilen teşviklerle diğer ürünlerin üretiminden tamamen vazgeçildiği, bunun sonucunda da fındığın 'alternatifsiz' bırakıldığı vurgulandı.

Yarım asırlık süre içinde miras hukukunun da getirdiği bir sonuçla, kişilerin sahip olduğu fındık bahçesi arazisinin küçüldüğü, bunun sonucunda fındığın geçim kaynağı olmaktan çıktığı belirtilen raporda, göçler ve artan maliyetler sebebiyle fındık bahçelerin bakımsız kaldığı, bunun sonucunda da verimin düştüğü kaydedildi.

Yıllar içerisinde oluşan ve 'kanser hücresi' gibi büyüyen sorunların çözümü için uygulamaya konulan 'Doğrudan Gelir Desteği' gibi yöntemlerinde 'adaletsiz' olduğu belirten raporda, Çiftçi Kayıt Sistemi'ne göre yapılan ödemelerin gerçeği yansıtmadığını, çünkü gerçek fındık üreticisi ile 'fındık bahçesi tapu sahibi' üretici arasında bir çok fark bulunduğuna işaret edildi.

"GERÇEK ÜRETİCİ ORTAYA ÇIKARILMALI"
Fındıkta çözüm noktasına ulaşabilmek için ezber bilinen bazı uygulamaları terk ederek 'güçlü ve rekabet edilebilir üretici profili' ortaya çıkarılması gerektiği belirtilen raporda şu görüşlere yer verildi: "Bugün sorun diye konuştuğumuz iki ana başlık, 'Arz fazlası' ve 'Fiyat'tır.

 Arz fazlası için 'fındık bahçeleri sökülsün, devlet müdahale alımı yapsın' derken, fiyat için 'devlet taban fiyat açıklasın' deyip geçiyoruz. Güçlü ve rekabet edebilir bir üretici profili oluşturmadan yani fındığın 'üretimden gelen' sorunlarına çözüm üretilmeden ideal çözümü bulmak mümkün değildir.

Bu gün fındıkla ilgili her platformda dillendirilen 'Fındık Ürün Borsası' nın ve 'Lisanslı Depoculuğun' ruhuna uygun işleyebilmesi ve bu organizasyonların çağdaş normlarda işleyebilmesi üretim sürecinden başlayarak 'ezberin bozulması' ilkesine dayalı sorunların çözümü ile mümkündür. Endüstriyel üretime geçememiş, optimal büyüklükte tarım işletmesi tesis edememiş ve gerçek üreticisi doğrudan desteklenmemiş bir sektörde borsa olması ya da lisanslı depo olması şekilden öteye geçmeyecektir. Bu gün var olan, yasalarla kurulmuş olan ama yasalardaki görevlerinin büyük oranını yapamayan kurumlar olarak kalmaya namzet olacaklardır"