Dr. Necip Hablemitoglu. Kostebek

Dr. Necip Hablemitoglu. Kostebek

“Turkiye Cumhuriyeti seyhler, dervisler, muritler ve meczuplar memleketi olamaz”... Yil 2002. Turkiye Cumhuriyeti, seyhler, dervisler, muritler ve meczuplar memleketi olma yolunda, devrimlerden donus surecinin sancilarini yasiyor...

Fethullahcilar, Turkiye"de Mevleviler, Bektasiler, Cerrahiler gibi salt dinsel inancini yasamaya calisan bir cemaat degildir. Uluslararasi alanda at kosturan, son derecede tehlikeli baglantilariyla, ekonomik kaynaklari ve egitim kurumlariyla, Turkiye"nin yuzyuze oldugu en tehlikeli tehdit odagidir.

Orgutlenme modeli itibariyle Turkiye"de bir esi yoktur; orgutlenme modeli olarak, tamami C.I.A. denetimindeki Moon, Falun-Gong, Scientology gibi tarikatlarla benzesmektedir. Fethullahcilar, mevcut ekonomik kaynaklarini, yapilabilecek en akilci ve en degerli alana, egitim yatirimina tahsis ettiklerinden, diger seriatci yapilanmalara kiyasla, ulkemizin sadece bugununu degil, daha cok gelecegini tehdit etmektedirler. Iste bu yasadisi yapilanmanin, egitimin yanisira, en az onun kadar onemli olan istihbarat alanina yonelmesinde, birtakim stratejik gerekceler rol oynamaktadir:

ONSOZ

Yil 1925. Buyuk Ataturk, genc Cumhuriyetin yurttaslarina ve dis ulkelere su tarihi mesaji veriyordu: “Turkiye Cumhuriyeti seyhler, dervisler, muritler ve meczuplar memleketi olamaz”...

Yil 2002. Turkiye Cumhuriyeti, seyhler, dervisler, muritler ve meczuplar memleketi olma yolunda, devrimlerden donus surecinin sancilarini yasiyor... Gectigimiz yuzyilin basinda, Ingiliz isbirlikcisi Dervis Vahdeti, Sait Molla, Durrizade Abdullah, Iskilipli Atif gibi murtecilerin tasfiyesi uzerine Cumhuriyet kurulmustu. Bugun, kuresellestigi iddia olunan dunyada, gercek anlamda kuresellesen Turkiye vatandasi murteciler, Ingiltere"nin yanisira, A.B.D., Almanya, Libya, Suudi Arabistan gibi ulkelerden yonetilmeye, yonlendirilmeye devam ediyorlar.

 Yalniz bir farkla ki, A.B.D."den gelen kimi muritler, Turkiye"de milletvekili secilip “turban krizi” yarattiktan sonra tekrar anavatanlarina geri donerken, kimi dervisler de, milletvekili olmadiklari halde, Turk Hukûmeti"ne disaridan bakan olarak girebiliyor, yabanci taleplerinin takipciligini yapabiliyor. Ve bu arastirma konusu olan, yasadisi hocaefendi sanini (!) kullanmayi yegleyen kimi seyhler de, sanki gizli bir mubadele protokolu varmis gibi, kendi ulkesinden yeni vatan A.B.D."ne rahatlikla hicret edebiliyor...
Yeni binyilin seyhlerinin, dervislerinin, muritlerinin ve de meczuplarinin amaclarinin da degistigi gozlemleniyor. Artik amac, bir seriat devleti kurmak degil. Seriat, iktidari, parayi, her turlu gucu ele gecirmenin sadece simgesel, kliselesmis adi. Murtecilik yani gericilik de artik salt dinsel anlamda kullanilmiyor. Tam bagimsiz bir devleti ve kazanimlarini ortadan kaldirarak, duyunu umumiye doneminde oldugu gibi, ulkeyi uluslararasi finans merkezlerinin denetimine sokmak da, geriye gitmek anlaminda murtecilik olarak degerlendiriliyor. Ayni sekilde, kosulsuz AB teslimiyetciligini savunarak, devlet egemenligini kayitsiz sartsiz ulusa degil, Bruksel"e baglamaya calisanlar da, Hurriyet ve Itilaf Firkasi"nin uzantilari olarak bu anlamda murteciligi temsil ediyor. Anavatan kavramini Turkiye sinirlarindan cikarip, AB sinirlarina mal edenlerin milliyetci-muhafazakârligi ile, IMF, Dunya Bankasi ve AB cikarlarinin sozculugunu, savunuculugunu ve de tetikciligini yapanlarin yeni solculugu, tipki Fethullah Gulen"in ve muritlerinin din ve vatan anlayisi ile birebir ortusuyor...
Turkiye Cumhuriyeti, tarihinin en karanlik, en hazin donemini yasiyor. Bir tarafta, Turkiye Cumhuriyeti"ni kosulsuz savunan, Ataturk ilke ve devrimlerinin sahibi ve takipcisi, aydinlanmaci, tam bagimsizlikci, somurunun her turune karsi, evrensel baristan yana, yurtsever, ilerici, ulusalci kesim var. Ancak, ne bir siyasal partiye, ne basin ve yayin kuruluslarina, ne de kendilerini destekleyecek ulusal sermaye gucune sahipler. Ulkenin elden gidisini sessiz cigliklarla izliyorlar. Islerini ve isyerlerini kaybedenler, universite kapilarinda bekleyenler, sefalet sinirinin altinda yasayanlar, ulke guvenligini saglamaya calisirken baba ocagina tabut icinde donenler, Mumcular, Ucoklar, Aksoylar, Kislalilar ve olup-biteni izleyen milyonlarca orgutsuz, daginik Turk yurtseveri!.. Karsi tarafta ise, ulkeyi etnik ve mezhepsel esasa dayali olarak bolmeye, yer alti-yerustu ekonomik kaynaklarini pazarlamaya, din devleti kurmaya ve halkin dinsel inanclarini somurmeye, hatta Cumhuriyet"in basina numara koymaya kararli, zengin, guclu, dis destekli, orgutlu vatan hainleri ve isbirlikcileri ile peslerinden surukledikleri ulusal bilincten yoksun diger bir kesim!..
Iste “Kostebek” adli bu calisma, icinde bulundugumuz kapkara donemde, devletimizin altinin nasil oyuldugunun, nasil zaafa dusuruldugunun binlerce orneginden sadece birine isIk tutuyor: Turk Devleti"nin istihbarat birimlerine sizmis, kadrolasmis fethullahcilari!..
Seyhleri A.B.D."de yasayan, ancak kendi ulkesinde Devlet Guvenlik Mahkemesi"nde yargilanan; C.I.A., MI6 ve BND gibi yabanci ulke istihbarat orgutlerine taseronluk yapan bir cemaate mensup muritlerin, asli gorevi kendileri ile mucadele etmek olan istihbarat birimlerinde kadrolasabilecegini, devletin gucunu, devleti savunanlara karsi kullanabilecek duzeye gelebileceklerini kim tahmin edebilir ki? “Kostebek”, bu ihanet oykusunun adidir. ..
Siz, hic fethullahcilari devlete karsi bir tehdit olarak algilayan, sIkâyet eden ya da onlarla ugrasan bir PKK"li, Bruksel ya da Koln merkezli bir terorist ya da bir TUSIAD uyesi ya da bir siyasal parti lideri ya da bir ikinci cumhuriyetci ya da bir azinlik mensubu ya da misyoner ya da Hukûmet uyesi ya da bir Basbakan gordunuz mu? Nitekim, fethullahcilari kontr-espiyonaj kapsaminda ic ve dis tehdit odagi olarak tanimlayan ve mucadele konsepti gelistiren gelmis-gecmis bir Icisleri Bakani, bir Emniyet Genel Muduru ve bir M.I.T. Mustesari da goremezsiniz, gosteremezsiniz!.. Hakli olarak sorarsiniz, kendi ic guvenligini saglayamayan, sizintilara engel olamayan bir ulusal istihbarat birimi, nasil olur da ulkenin guvenligini saglar?!. Bu sorunun yaniti, dogal olarak olumsuzdur. Onunuzde iki tercih vardir; ya cogunlugun yaptigi gibi bu celiskiye karsi basinizi cevirir, farketmemis gibi yaparsiniz veya risk ustlenerek arastirmaya ve mucadeleye baslarsiniz!..
Fethullahcilar, Turkiye"de Mevleviler, Bektasiler, Cerrahiler gibi salt dinsel inancini yasamaya calisan bir cemaat degildir. Uluslararasi alanda at kosturan, son derecede tehlikeli baglantilariyla, ekonomik kaynaklari ve egitim kurumlariyla, Turkiye"nin yuzyuze oldugu en tehlikeli tehdit odagidir. Orgutlenme modeli itibariyle Turkiye"de bir esi yoktur; orgutlenme modeli olarak, tamami C.I.A. denetimindeki Moon, Falun-Gong, Scientology gibi tarikatlarla benzesmektedir. Fethullahcilar, mevcut ekonomik kaynaklarini, yapilabilecek en akilci ve en degerli alana, egitim yatirimina tahsis ettiklerinden, diger seriatci yapilanmalara kiyasla, ulkemizin sadece bugununu degil, daha cok gelecegini tehdit etmektedirler. Iste bu yasadisi yapilanmanin, egitimin yanisira, en az onun kadar onemli olan istihbarat alanina yonelmesinde, birtakim stratejik gerekceler rol oynamaktadir:
1. Tum dunyanin pekcok merkezinde uygulanmakta olan terorist ve de koktendinci ideolojik yaklasimlarin yaptigi gibi, devlete ya da yabanci devletlere karsi silahli mucadele vererek hedefe varmanin mumkun olmadigini en kavrayan dinsel organize suc orgutu, Fethullahcilardir. Mevcut sistemi yikmak yerine, takiyyeyi on plana cikararak, devlet yapisiyla catismayacak bir orgutlenmeyle, zaman icinde devletin stratejik kurum ve kuruluslarin icine sizmak ve ele gecirmek, bu yasadisi yapilanmanin “ilimli” goruntusunun altindaki en onemli neden ve etkendir.
2. Fethullahcilar, istihbarat birimlerine sizmakla, kendilerine gelebilecek her turlu operasyonu onceden haber alma, onleme ve de karsi operasyonu baslatma olanagina sahip olmaktadirlar. Bu durum, onlara sadece savunma degil, saldiri olanagi da saglamaktadir.
3. Turk Silahli Kuvvetleri"ne sizmakta zorlanan ama buna ragmen yilmaksizin girisimlerini surduren fethullahcilar, istihbarat birimlerindeki kadrolarini, alternatif Silahli Kuvvetler olarak algilamaktadirlar. Bu durum, onlarin kendilerini guvende hissetmelerine yol acmaktadir. Nitekim, emniyet mensubu fethullahcilarin toplanma ve egitim merkezlerine “isIk kislalari”, emniyet icindeki kadrolarina da genel bir ifadeyle “isIk ordulari” denilmektedir. Fethullahcilarin emniyet icindeki kadrolari, T.S.K."ne karsi “denge” saglama cabalarinin bir sonucudur. Devletin ele gecirildigi, sistemin butunuyle degistirildigi, “Cin Seddi"ne otag kuruldugu” en son asamada, alternatif silahli kuvvetlerin T.S.K."ne karsi kullanilmasi olasiligindan, moral anlamda sIkca soz edilmektedir.
4. Fethullahcilar, Turkiye"nin tek ozel istihbarat orgutune sahiptirler. Devletin istihbarat birimlerinin tum olanaklarini kullanan; gizli bilgilerin tamamini elde eden bu yasadisi orgut, gerek kendi “hasim”lari ve gerekse, hedef siyasiler, gazeteciler, mafya babalari, burokratlar, akademisyenler, askerler ve diger onemli meslek mensuplarinin “aciklarini” iceren, santaj malzemesi olarak kullanilabilecek her turlu gorsel ve isitsel bant kayitlarindan, bu kayitlara ait cozumlerden, fotograflardan her turlu resmi belgeye, hatta kisisel anekdotlara kadar herseyi iceren bir arsive de sahip bulunmaktadirlar. Parayla satin alamadiklarina, hatta korkutamadiklari “hasim”larina karsi, carpitilmis, fabrikasyon bilgi ve belge tanzimi de, bu orgutun ilgi ve uzmanlik alani icindedir. Ayni sekilde, fethullahcilar, kendi sirketlerine rakip sirketleri bertaraf etmek icin bu ozel istihbarat orgutunu kullanmaktadirlar. Bunun icin daha cok, “kacakcilik” duyumlari cercevesinde sirket merkezlerine yapilan aramalarin yikici etkisinden soz edilmektedir. Ayni taktik, “hasim” vakif, dernek ve sahislar icin de uygulanmaktadir. Bu orgutun servis hizmetlerinden kimi siyasilerin sIkca yararlandigi yolunda duyumlar alinmaktadir. Ozel istihbarat orgutu sayesinde, radikal sosyalist partilerin disinda, secim barajini asma olasiligi kuvvetli olan tum siyasal partilerde, fethullahcilarin aday gosterme gucunun sozkonusu oldugu bilinmektedir. Bu orgut ayni zamanda, “hasim”larin enterne edilmesi, etkisizlestirilmesi ya da tasfiyesi; yandaslarin ise onemli yerlere getirilmesinde islevsel rol oynamaktadir.
Iste, “Kostebek” calismasi, fethullahcilarin bu az bilinen karanlik yuzune isIk tutmak amaciyla hazirlanmistir. Ozellikle Basin Savcilarinin su gercegi bilmeleri gerekmektedir: Bu kitap, Icisleri Bakanligi"ni ya da Emniyet"i tahkir ve tezyif amaciyla kaleme alinmamistir. Aksine, kitabin yazilmasinda, Icisleri Bakanligi, Emniyet Genel Mudurlugu ve M.I.T. gibi kuruluslara, devletin guvenligini koruma gibi asli gorevlerini hatirlatma ve bu gorevlerinin geregini talep etme amaci on planda tutulmustur.
Bu kitabi hazirlarken, Fethullahci istihbaratcilarin “imam” duzeyindeki mensuplarina “moral” amaciyla dagittiklari “Istihbarat Evraki” yazili dosyalardan (“gizli”, “cok gizli” kaseli yazismalar, sorusturma evraklari, ifade tutanaklari, yazili savunma ve diger matbu metinler) cok yararlandigimi belirtmek istiyorum. Ama bunun icin de fethullahcilara tesekkur etmem gerekmiyor. Buna karsilik, fethullahci kadrolasmaya karsi mucadele verdikleri icin zarar goren ve bu calismada yardimlarini esirgemeyen “Kemal"in Polisleri”ne minnet duygularimi sunuyorum. Hukuksal yardimlarindan dolayi dost ve fedakâr avukatim Huseyin Buzoglu"na ve Av. Neset Yildirim"a, “Yeni Hayat” Dergisinin sahibi Av. Hanifi Altas"a, ve ayrica bu alandaki calismalarindan yararlandigim Dr. Umit Emre"ye, M. Emin Deger"e, Ergun Poyraz"a, Zubeyir Kindira"ya, Sertac Es"e ve Yasemin Guneri"ye tesekkur ediyorum.
Daha dun, T.B.M.M., A.B. ve A.B.D."nin dayatmalari sonucunda, 30.000"den fazla vatandasimizin olumunden, yuzmilyarlarca dolarlik ekonomik kayiptan sorumlu Abdullah Ocalan icin “idami kaldiran” ve Turkiye"nin ulus-devlet ozelliginin temellerine dinamit koyan bir uyum yasa paketini kabul etmistir. Hukukun temel kuralidir, kisiler icin yasa cikarilamaz. Basta A.B.D. olmak uzere, hicbir A.B. ulkesi, kendi ic hukuku ile ilgili dis dayatmalara izin vermez, veremez. Bu olguya ragmen Batili ulkeler, bagimsiz Turk yargisina, sozkonusu mudahale ile kabaca tecavuzde bulunmustur. Hukukun ustunlugu ve yarginin bagimsizligi ilkelerinin bu sekilde cignenmesiyle, artik yeni dis mudahalelere de resmen yol acilmistir. Bu zaafiyeti sergileyen T.B.M.M. uyelerinin, Abdullah Ocalan icin ne zaman “af” cikaracaklari, hic suphesiz henuz bilinmiyor. Ama bu arada fethullahcilarin beklentisi de ortaya cikiyor: Fethullah Gulen, ayni dayatmacilikla, belki yarin, tipki Humeyni gibi ve Humeyni isleviyle Turkiye"ye dondurulurse?!. Acaba T.B.M.M. ya da Hukûmet, hayir mi diyecek?!. Turkiye"deki tum ulusalcilari, fethullahci tehlikeye karsi cok gec olmadan birlikte hareket etmeye; istihbarat birimlerindeki fethullahci unsurlarin temizlenmesi icin kamuoyu olusturmaya cagiriyorum...
Dr. Necip Hablemitoglu.
05.08.2002
Cankaya – Ankara.


SONSOZ
Elinizdeki bu calismayi surdurdugum son bir yili askin sure icinde karsilastigim siradisi olaylar, duyumlar, saptadigim hususlar, fethullahci tehlikenin sadece Emniyet icindeki boyutunu bile ortaya cikarmakta ne denli geciktigimin isaretleri olarak degerlendirilebilinir:
· Bu calismamda yardimci olan yurtsever emniyet mensuplarina ayri ayri tesekkur ediyorum. Keza, eskiden cemaatle iliskisi olup da, bir sekilde yolunu ayiran ve bilgi-belge yardimini gonullu olarak yapan emniyet mensuplarini da saygi ile aniyorum. Bu arada, “pisman” goruntusu altinda, “Imamlar Klasoru”ndeki belgeleri getiren ve gercek kimligini ortaya koymaktan, yuzyuze konusmaktan kacinan ajan provokatorlerin, kullandiklari telefon numaralarindan, genellikle Istanbul- Uskudar"dan K. Holding uzerinden gonderildiklerini de saptadim. Hocaefendilerinin A.B.D."ne kacmasindan sonra cemaatin ekonomik, egitsel, orgutsel, istihbari anlamda yonetimini elde tutan, hocaefendinin (!) ilk ogrencilerinden M.O. gibi vekillerin, mevcut statukodan akilalmaz avantajlar sagladigini; hayatlarinda gormeyecekleri kadar maddi-manevi guc elde ettiklerini; ozel istihbarat orgutunun servis hizmetini, kimi siyasal partilerin liderlerine, ozellikle de Turkiye"de saibeli her ihaleye, dogalgaza, ulkenin kosulsuz AB"ye pazarlanmasina, Alman devletinin “is takipciligine” adlari karisan biraderlere sunduklarini; hocefendinin (!) korukorune savunuculugunu yapan Basbakan Bulent Ecevit"in, yeni olusumlar yoluyla arkadan vurulmasina, buyuk bir vefasizlikla canak tuttuklarini ve bunu klasIk sark kurnazligiyla, “yuksek politika” olarak cemaate aktardiklarini, yakindan ogrenme firsati buldum. Turkiye"deki cemaati yonetip yonlendirenlerin, Fethullah Gulen"in Turkiye"ye donmesinden, buyuk zarar gorecek olmalari nedeniyle, cemaate -sinirli zarar verme riskini goze alarak- “hasim”larin geri donmeyi onleyecek calismalarina elaltindan, her turlu lojistik destek vermeye hazir olduklarini gozlemledim. Fethullahcilar arasinda, hocaefendinin (!) nasilsa bir daha Turkiye"ye donemez varsayimindan hareketle baslatilan varislik cekismesinde, dolayisiyla sessiz post kavgasinda, hocaefendinin (!) soylemlerinin, yazdiklarinin ya da Risale-i Nur iceriklerinin degil, herhangi bir orgutte gorulebilecek her turlu ihtirasin, ihanetin, kandirmanin, somurmenin ve adam harcamanin burada da gecerli oldugunu; mistizmin yerini coktan vahsi kapitalizmin kati kurallarina terkettigini keyifle izledim. M.O. ve yardimcilari, duzenlerini sadece ekonomik gelir uzerine tesis etmisler. Diger muritler de bu halleriyle bir saadet zincirinin halkalarini olusturmuslar. Bu durumdan hosnut olmayan, hocaefendinin (!) bir an once Turkiye"ye getirilmesinin saglanmasi icin radikal mucadele baslatilmasindan yana olanlar da var, ki bunlarin esas agirligini fethullahci istihbaratcilar olusturuyor. Bu grubun mucadelede silaha ve terore bulasma ya da taseron kullanma riski her zaman icin sozkonusu. Bunlarin yapacaklari bir hata, verecekleri bir acik, zaten takiyye ile idare edilen cemaatin sonu olacak ve saadet zinciri kendiliginden parcalanacaktir. Paranin girdigi yerden idealin, hem de ugruna can verilecek idealin gittigi varsayimi dikkate alindiginda, Cumhuriyetimizin gelmis gecmis en tehlikeli seriatci yapilanmasinin dagitilmasinin hic de zor olmadigina kanaat getirdim. Yeter ki, siyasal erk bunu samimiyetle istesin, gecmiste oldugu gibi istiyor gorunmesin...
· Bu calismayi surdururken, telefonlarimin dinlendigini, bilgisayarima girilerek e-postalarimin ve dosyalarimin kopyalandigini ve izlendigime bir kere daha emin oldum. Bu nedenle, onlem olarak, internet baglantisi olmayan ikinci bir bilgisayar edindim ve kullandim. Bu arada, telefon, e-posta ya da posta kutusuna not yoluyla gerceklestirilen tehditlerin sayisinda da bir onceki yila gore onemli artis gozlemledim. Tehditlerle ilgili olarak Valilik"ten “koruma” isteminde bulunmayi ise anlasilir nedenlerden dolayi hic dusunmedim. Dikkat cekici olan bir baska husus, Fethullahci istihbaratcilarin telefon dinleme yoluyla elde ettikleri ses kayitlarini analiz-ayiklama egitimi almadiklari ya da “yemlenme” riskini dikkate almadan aceleci davrandiklari, verdikleri anlik tepkilerden ortaya cikti. Bu surecte, benim de tedbirsizlikten kaynaklanan kayda deger bazi kisisel hatalarim da sozkonusu oldu: Telefonda karsilikli bilgi ve belge alisverisi taahhudunde bulunarak randevulastigim bir kisiye, bulusma yerini ve saatini bu gorusme sirasinda alenen soyleme hatasinda bulundum. Randevu oncesinde, Fakultenin otoparkina biraktigim otomobilimin alarminin calismadigini farkettim. Otomobili kontrol ettigimde, bagajda duran iki deri canta ile maddi deger ifade eden alisveris cantalarina dokunulmaksizin, icinde arastirma ile ilgili belgeler, ses ve goruntu kasetleri ile CD"lerin bulundugu alelade iki plastik posetin gaspedildigini farkettim. Devlet icine sizmis “kostebek”leri arastiran bir akademisyen olarak, semt karakoluna ya da Hirsizlik Burosu"na basvurmanin ne anlama geldigini ve gelecegini en iyi algilayan dikkatli bir yurttas olarak, “Fethullah"in Coplari” kitabinin yazari, gazeteci Zubeyir Kindira"nin yaptigini yapmadim, akibetini paylasmadim. Onun otomobilinin -kitabinin hazirlik evresinde- soyulmasi uzerinden gecen yillar zarfinda, faillerin yakalanamamis olmasina da zaten hic sasirmamistim...
· Inaniyorum ki, Devletin istihbarat birimlerine sizmis, kadrolasmis fethullahci unsurlarin temizlenmesi, kesinlikle zor degildir. Bunun icin once, Ulusal Guvenlik Konseptinde degisIklik yapilmasi ve dis istihbarat servisleriyle iliskileri cercevesinde, fethullahcilarin kontr-espiyonaj kapsamina dahil edilmesi gerekmektedir. Ardindan da, siyasal erkin tam destegini arkasina alan bir planli istihbarat operasyonu gerceklestirmek yeterlidir. Burada onemli olan, bu planli istihbarat operasyonunu hangi kadrolarin yurutecegidir? Bugune kadar Emniyet, MIT gibi kurumlarda, fethullahci kadrolasmayi sadece seyredenlerle ya da mucadele ediyor gibi gorunenlerle bu operasyonun gerceklestirilemeyecegi ortadadir. Korkaklarla, kisiliksizlerle, Cumhuriyet"in degerlerine sahip olmayanlarla, hukuka saygili devlet militanligina soyunmayanlarla, kacak guresenlerle, rusvetcilerle ve komisyoncularla, Ataturk ilke ve devrimlerine olumune bagliligini onceden kanitlamayanlarla, halk deyimiyle “biraderlerin kuklaligini” yapanlarla, ic ve dis tehdit odaklari hakkinda orgutsel alt yapisi bulunmayanlarla sozkonusu planli istihbarat operasyonu yurutulemez. Yurutulse de amacina ulasamaz. Gazeteci Saygi Ozturk"un dedigi gibi: “Fethullah Gulen grubuyla ilgili operasyonu bu saatten sonra emniyet camiasinda kolay kolay kimse yapamaz. Cunku kimin eli dokunuyorsa yaniyor. Bu konuda calisma yapan grup tasfiye edildi. Bu hem Ankara Emniyet Mudurlugu, hem de genel mudurluk bunyesinde yasandi. Bu olayin iki boyutu var. Ya derinlemesine sorusturmak ya da sorusturmayarak ort-bas etmek olacaktir. Eger derinlemesine bir sorusturma yaptirilmak isteniyorsa, dagitilan ekip takviye edilerek yeniden goreve getirilmeli ve sorusturma kaldigi yerden devam ettirilmeli”. En akillica yol, bu operasyonu, fethullahcilardan dogrudan zarar goren ama pes etmeyerek mucadelesini yuruten Cevdet Saral, Osman Ak gibi Emniyet Mudurlerinin sorumluluk ve yonetiminde takviye edilmis bir ekiple baslatmak ve sonuna kadar goturmektir. Baska yolu yok!..
· Turkiye Cumhuriyeti"nin ic ve dis guvenliginden birinci derecede sorumlu olan Turk Silahli Kuvvetleri, ic guvenlikle ilgili olarak -Jandarma Genel Komutanligi disinda- operasyonel bir guce maalesef sahip bulunmamaktadir. Ne zaman Cumhurbaskanligi ve MIT Mustesarligi, sivillere gecmistir, ic guvenligimizdeki zaaflar da bu donemlerde ortaya cikmistir. Cumhurbaskani"nin ve MIT Mustesari"nin teamullere uygun olarak mutlaka asker kokenli olmasinin, demokratiklesmeye hicbir engeli bulunmamaktadir. T.S.K. icinden yabanci ulkelerin “etki ajani” devsirmesi kolay degildir; bu durum, ulusal guvenligimizin guvencesini olusturmaktadir. Turkiye, bu guvenceden mahrum olmanin birtakim sancilarini yasamaktadir. Ornegin, MGK Genel Sekreteri, Emniyet Genel Mudurlugu ve M.I.T. ile, Fethullah Gulen"den, Mesut Yilmaz"dan, Alaattin Cakici"dan, Sadettin Tantan"dan, Dr. Rudolf Schmidt"den, Henri Barkey"den cok daha fazla ilgilidir, ilgilenmek ve takip etmek zorundadir. T.S.K."nin Emniyet Genel Mudurlugu ve M.I.T. uzerinde koordinasyonu saglamasi, ic politikaya karismasi anlamina gelmemektedir. Asil, politikacilarin, seyhlerin ve politikaci baglantili mafya babalarinin ellerini bu iki kurumdan cekmesi gerekmektedir. Bu denge gunumuzde bozulmustur, siyasilere odun vermeksizin bu dengeyi yeniden kurmak, T.S.K."nin asli gorevidir. Durumdan vazife cikarmanin sanatini bilen T.S.K., istihbarat birimlerindeki gelismelere seyirci kalmamalidir...
· Fethullahcilar, cemaate ait en az 25 milyar dolarlik mal varligi, milyarlarca dolarlik ciro, yuzmilyonlarca dolarlik himmet geliri ile, hemen herkesi ve herseyi satin alabilecek dev bir organizasyona donusmustur. Yurt icindeki universiteleri, liseleri, ilkogretim okullari, dersaneleri, hastaneleri, poliklinikleri, yurtlari, isIkevleri, vakiflari, dernekleri, hemen her alanda faaliyet gosteren sirketleri, fabrikalari, pazarlamacilari, devlet ve vakif universitelerinde gorev yapan onbinlerce ogretim elemani, alternatif silahli kuvvetleri (emniyetci muritler), kamu gorevlileri ile fethullahcilar, organize bir suc orgutu halinde calismaktadir. Yurt disindaki gucleri, en az yurt icindeki gucleri olcusundedir. Son yasadigimiz iki ekonomik krizde, Alman Bankalarinin dahli kadar, fethullahcilarin dahli de bulunmaktadir. A.B.D."nde Fethullah Gulen"e yakin olabilmek icin binlerce fethullahci isverenin, “yesil kart”tan kurasiz faydalanabilmek icin kisi basina en az 3.000.000 $ para transferi gerceklestirdikleri; Kanada"ya yapilan transferlerin ise cok daha fazla meblaglara ulastigi duyumlari alinmaktadir. Turkiye"de fabrikalar sokulmekte, Balkan ulkelerine, Orta Asya Cumhuriyetleri"ne, Azerbaycan"a ve Rusya Federasyonu"na bagli Ozerk Cumhuriyetlerine; ayrica da cemaatin okullarinin bulundugu tum ulkelere goturulmektedir. Fabrikalarla birlikte sermaye goturulmesi, Turk ekonomisine onemli darbe vurmustur. Hicbir devlet kurumu, bu konu ile ilgilenmemektedir. CIA, MI6 ve BND gibi batili istihbarat servisleri ile isbirligi ornekleri sergileyen, taseronluk yapan fethullahcilarin ozde yurtsever, milliyetci-alperen olduklarini iddia etmek mumkun degildir. Turk Devletine, laik hukuk sistemine buyuk kin duymakta ve her firsatta bu kinin geregini yerine getirmektedirler. Iste, bu dev organizasyonla mucadelede, sayica bir elin parmaklarini gecmeyen Cumhuriyet aydini ve birkac sivil toplum orgutu, savunmasiz ve korunmasiz konumdadirlar. Bunlari koruyacak, destekleyecek, guc esitligi saglayacak bir devlet destegi de maalesef sozkonusu degildir. Mumcu, Ucok, Aksoy, Kislali gibi yitirilen aydinlardan sonra, bunlarin da cekilmesiyle, meydan yani kamuoyu, fethullahcilarin eline kalacaktir. T.S.K."nin bu durumu degerlendirmesi, ama gec olmadan degerlendirmesi gerekmektedir. Niye T.S.K. diyenlere, yoksa Mesut Yilmaz mi, sorusuyla karsilik vermek yerinde olacaktir.
· Sizler, bu satirlari okudugunuzda, eminim ki, hakkimda bugune kadar acilmis yuzmilyarlarca liralik manevi tazminat davalarina, yenileri eklenecektir. Her zaman oldugu gibi kimi siyasiler devreye girerek Universite Rektoru"nu hakkimda yasal islem yapmaya zorlayacaktir. Tehditler ve hakaretler hiz kesmeyecek, aileme de yonelecektir. Pespese giyabimda kesilen trafik cezalari gelecektir. Gelen duyumlara gore, Emniyet ve M.I.T. bunyesinde, gerektiginde aleyhimde kullanilmak uzere dezenformasyon calismalari kapsaminda olumsuz bilgi notlari ve olumsuz dosyalar hazirlanmistir. Telefonlarim bir sekilde dinlenmeye devam edecektir. Buyuk bir olasilikla, hakkimda imzali-imzasiz suc duyurusu yapilacak; T.B.M.M."de aleyhimde soru onergeleri verilecek; butun bunlari dikkate alan savcilik evimde arama yaptiracak; en azindan “Icisleri Bakanligi"ni ya da Emniyet guclerini tahkir ve tezyiften” veya hic ilgisiz bir iftira ile hakkimda Agir Ceza Mahkemesi"nde ya da DGM"de dava acilacaktir. Halen, Izmir, Ankara, Burhaniye, Istanbul gibi merkezlerde yuruyen davalara, yurdun farkli yerlerinde acilacak yeni davalar da eklenince, maddi-manevi darbenin yanisira, mucadeleye zaman yetistirememe gibi bir durum da ortaya cikacaktir. Sonucta, belki de odeyemedigim tazminat hukumlerinden dolayi evime haciz gelecektir. Almanlardan fethullahcilara, Turkiye Cumhuriyeti"nin uniter ve laik yapisina goz diken tum unsurlara karsi bunca zahmete ve mihnete deger mi, diyorsaniz, Ataturk"un manevi mirascisi olarak evet deger, diyorum. Cunku Turkum ve baska Turkiye yok!..

http://rapidshare.com/files/170307722/Necip_Hablemito__287_lu-KoeSTEBEK__FETHULLAH_I___304_ST__304_HBARAT_ILAR_DOSYASI.lit
http://rapidshare.com/files/170308236/Necip_Hablemito__287_lu_-_Koestebek.doc

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.