“Cumhuriyetin Şerefi, Adaletidir”

“Cumhuriyetin Şerefi, Adaletidir”

TOBB Hisarcıklıoğlu: “Birliğimiz çatısı altında yer alan ve iş dünyamızın 120 bini aşan seçkin üyesinin hakkıyla temsil edildiği Ankara Ticaret Odası’nın Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Ticaret Odaları Konsey Başkanı Sayın Sinan Aygün’ün, hala kamuoyuna aç

TOBB Hisarcıklıoğlu: “Birliğimiz çatısı altında yer alan ve iş dünyamızın 120 bini aşan seçkin üyesinin hakkıyla temsil edildiği Ankara Ticaret Odası"nın Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Ticaret Odaları Konsey Başkanı Sayın Sinan Aygün"ün, hala kamuoyuna açıklanmamış olan bir takım gayrimeşru faaliyetler içinde anılmasını, herhangi bir açıklama veya suçlama belirtilmeksizin böyle bir muameleye tabi tutulmasını kınıyoruz.”
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Ankara Ticaret Odası Meclis Toplantısına katıldı. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu toplantıda yaptığı konuşmada, ATO Başkanı Sinan Aygün"ün hala kamuoyuna açıklanmamış olan bir takım gayrimeşru faaliyetler içinde anılmasını, herhangi bir açıklama veya suçlama belirtilmeksizin böyle bir muameleye tabi tutulmasını kınadıklarını söyledi.


TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu"nun konuşması şöyle:


“Gönül isterdi ki, bugün burada ekonomik sorunlarımız üzerine konuşalım, daha fazla üretim, daha fazla istihdam nasıl yaparız, ülkemizin refahını nasıl artırırız diye konuşalım. Ama dün sabah yaşanan bir olay, hepimizin yüreğini yaktı ve başta Ankaralı müteşebbislerimiz olmak üzere, ülkemizdeki iş dünyasının tamamını derinden yaraladı. Bu noktada hatırlatmak isterim ki, 21 Mart 2008 tarihinde, sayın İlhan Selçuk"un göz altına alınması sürecinde de, TOBB olarak benzer tepkimizi kamuoyuna duyurmuştuk.


TOBB, Odalarımız ve Borsalarımız, Türkiye"deki en büyük ve yaygın meslek örgütlenmesidir ve her zaman ülkemizde demokrasiden, meşruiyetten, şeffaflıktan, demokrasi kültürünün gelişmesi ve yerleşmesinden yana olmuştur.


Bu camia; toplumumuzun çimentosu olan demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti yapımızın savunucusudur. Bu camia; çağdaş bir devletin üç temel niteliği olan; ifade hürriyetinin, din ve vicdan hürriyetinin ve teşebbüs hürriyetinin savunucusudur. İşte dün, böyle bir camianın çok saygın bir mensubu, ancak darbe dönemlerini anımsatan bir şekilde, hepimizi derinden yaralayan bir uygulamaya tabi tutulmuştur. Açıkça söylüyorum, böylesine bir tutumu asla kabul etmiyoruz.


Birliğimiz çatısı altında yer alan ve iş dünyamızın 120 bini aşan seçkin üyesinin hakkıyla temsil edildiği Ankara Ticaret Odası"nın Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Ticaret Odaları Konsey Başkanı Sayın Sinan Aygün"ün, hala kamuoyuna açıklanmamış olan bir takım gayrimeşru faaliyetler içinde anılmasını, herhangi bir açıklama veya suçlama belirtilmeksizin böyle bir muameleye tabi tutulmasını kınıyoruz.


Sayın Aygün"ün meşruiyet dışı herhangi bir tavır ve davranış içerisine girmeyeceğini biliyoruz. Sayın Aygün davet edilseydi, adalete yardımcı olmak için ifade vermeye gitmeyecek miydi? Hukukun üstünlüğü ve demokrasinin gereği, insanların ifadesine başvurmanın kamuoyu vicdanına uygun yöntemleri vardır. Bu süreçte insanlara reva görülen muamelenin evrensel hukuk ilkeleri ile doğrudan bağdaşması gerekir.


Demokratik hukuk devletinin varlık nedeni, bireyin sahip olduğu temel hak ve özgürlükleri korumaktır. Darbeler sadece hükümetlere karşı olmaz. İşte dün vuku bulan olay, kişilik onuruna darbedir. Zira ticaret, güven üzerine bina edilmiştir. Bir tüccarın en büyük sermayesi itibarıdır.


Demokratik yollarla bu göreve seçilen ve hem Ankaralı müteşebbislerimiz için, hem de ülkemizin menfaatleri için mücadele veren, saygın bir mensubumuza reva görülen bu uygulamayı, hepimize karşı yapılmış kabul ediyoruz. Sizlere Genel Kurul toplantımızda söylediğim gibi; Cumhuriyetin şerefi, adaletidir. Eğer bir sistem, hukukun ve adaletin dışına çıkmakla korunabilecekse, esasen korunmaya değer değildir.


Türkiye bir hukuk devletidir, hukukun üstünlüğüne, Türk yargısına olan inancımız tamdır. Ama yargı süreci mutlaka şeffaf ve açık olmalıdır. Zira süreç şeffaf olmadığında şahısların mağdur olması kaçınılmazdır.


Sayın Sinan Aygün"ün tabi tutulduğu muamele, geleceğe matuf kaygı ve endişelerimizi artırmaktadır. Akşam yatağa yatarken, sabah nasıl bir Türkiye ile karşılaşacağımız endişesi içinde olmak istemiyoruz. Hukuk, keyfi yönetimlere karşı bireylerin son sığınağıdır. Hukukun olmadığı yerde özgürlük de yoktur. Hukuk, bütün kurumların ve devletin bekasının garantisi olan adaletin en önemli aracıdır.


Adaletse, toplum ve devlet hayatının en temel değeridir. Adalet mülkün temelidir sözü bu anlamda sadece adliye saraylarına değil, hepimizin vicdanına kazınmalıdır. Adalete güvenin zedelendiği bir yer de toplumsal ve siyasal bağların çözülmesi kolaylaşır. Unutmayalım ki; yaşadığımız bu ortam, toplumsal kutuplaşmayı daha da derinleştirmekte, iktisadı hayatı olumsuz etkilemektedir.


Türkiye"nin demokrasiden vazgeçmesi gibi bir lüksü bulunmuyor. Herkes demokrasiye ve evrensel hukuk normlarına sahip çıkmalıdır. Öte yandan Kanunları eleştirmek başka, uymak başkadır. Hepimiz, kanunlara uymak durumundayız. Bu gerçeği asla unutmadan, yol açtığı toplumsal huzursuzlukları göz önüne alarak, fazlasıyla uzayan bu soruşturmanın artık bir an önce sonuçlandırılmasını bekliyor ve Türk Adaletine olan inancımızı bir kez daha vurgulamak istiyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle konuşmamı bitirirken, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.”


ANKARA TO MECLİS BAŞKANI NURİ GÜRGÜR


Ankara Ticaret Odası Meclis Başkanı Nuri Gürgür, oda meclisinin yaptığı olağanüstü toplantıda alınan kararları kamuoyuna açıkladı.


Kamuoyuna Duyuru;


“Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Sinan Aygün"ün Ergenekon operasyonu kapsamında dün gözaltına alınması, 100 binden fazla üyesi bulunan Ankara Ticaret Odası bünyesinde büyük üzüntüyle karşılandı. Uygulama gerekçesinin belirsizliği, suçlama hususunda somut bir açıklamanın yapılmamış olması duyulan endişe ve tedirginliği daha da artırmıştır.


Ankara Ticaret Odası"nın en yüksek karar organı olan Oda Meclisi"nin bu konuyu görüşmek üzere yaptığı olağanüstü toplantıda, aşağıdaki hususların kamuoyumuzun bilgisine sunulmasına oy birliğiyle karar verildi:


1. ATO"nun yönetim kademeleri seçimlerle yani demokratik usullerle belirlenir; bütün faaliyetler aynı ilke ve anlayışla açık ve şeffaf şekilde yürütülür.


2. Bunun doğal sonucu olarak, 10 yıldan beri yönetim kurulu başkanlığı görevinde bulunan Sayın Sinan Aygün"ün çalışmaları, temas ve görüşmeleri bireysel girişimi şeklinde değil, bağlı olduğu kurulların yönetim ve meclisin bilgisi ve kararı bağlamında kolektif bir uygulama tarzında sürdürülmüştür.


3. Farklı görüş ve inançtaki insanların oluşturduğu kurullarla yürütülen bu faaliyetlerde yasalara aykırı, örtülü bir tutum izlenmesi, gizli bir amaç taşınması mümkün değildir.


4. Ankara Ticaret Odası camiası, hukukun üstünlüğünün egemen olduğu, yasaların tam ve etkili şekilde uygulandığı, yasal kurallara göre işleyen serbest piyasa ekonomisi içerisinde varlığını sürdüreceğine inanmıştır. Başka bir deyişle, özel girişimin ancak demokratik düzenin geçerli olduğu bugünkü sistem içerisinde büyüme ve gelişme sağlayacağının bilincinde olan insanlardan oluşmuştur.


Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine seçtiği bir kimsenin buna aykırı tutum izlemesi kendini inkâr anlamına gelir. Sinan Aygün gibi zekâ ve becerisini herkesin bildiği bir insanın, mantık ve demokrasi dışı bir tavır içerisinde olabileceğine kesinlikle ihtimal vermiyoruz, masumiyetine inanıyoruz.


5. Sayın Aygün, görevi gereği pek çok insanla ve değişik çevrelerle yoğun ilişkisi olan, her kesimle görüşüp konuşan sosyal yanı güçlü bir insandır.


Bu özelliğini kamuoyu yıllardır yakından görüyor. Somut verilere dayanmadan, aşırı bir yorumlamayla bunda yasalara aykırı bir şeyler aramak fevkalade yanlıştır. Bu tarz bir anlayışın ATO"nun ve benzer konumdaki mesleki sivil toplum örgütlerinin misyonunu kısıtlama anlamına geleceğini düşünüyor, bunun uygulamalara yansıtılması halinde demokratik toplum yapımızın geleceğinin ve işleyişinin ciddi şekilde zarar görmesinden kaygı duyuyoruz.


6. Sayın Sinan Aygün"ün gözaltına alınması vesilesiyle, iki ay kadar önce, 8 Mayıs 2008 tarihinde yaşanan olayı yeniden hatırlamak ve yorumlamak durumundayız.


Bu tarihte Aygün"ün çalışma odasının arka kısmında banyoda bozuk olan şofbenin arkasına saklanan Glock marka bir tabanca tamirat sırasında yere düşüyor; derhal polise haber veriliyor, emniyet görevlileri yerinde tespit yapıyor, tutanak tutuluyor. Ancak tabancayı buraya kimin koyduğu bulunamıyor; duyumlarımıza göre dosya kapatılma aşamasına geliyor.


Şimdi herkesin bu olayı düşünüp, yorumlaması gerekiyor. Tabanca 8 Mayıs"ta tesadüfen ortaya çıkmasaydı, dün yapılan aramada bulunacak ve Sinan Aygün"ün silahın kendisine ait olmadığını anlatması muhtemelen mümkün olamayacaktı.


Bütün ATO camiasını doğrudan ilgilendiren gözaltı sürecinin ve sorgulamanın bir an evvel tamamlanmasını diliyoruz. Çünkü sorgulamanın uzaması şu ana kadar oluşan mağduriyetlerin genişleyip derinleşmesine yol açar. Dolayısıyla toplum düzeninin temelini oluşturan, devleti ayakta tutan hukuk sistemi bundan telafisi imkânsız zararlar görür.


Yargının tarafsız ve adil olduğuna, sorumluluk bilinci içinde çalıştığına inancımız tamdır.


Bu güven içinde gelişmeleri yakından izliyor, bu ay yapılacak olağan meclis toplantımızı Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Sinan Aygün"ün katılımıyla gerçekleştireceğimizi umuyor ve bekliyoruz.”

TOBB Konsey Başkanları Müşterek Basın Açıklaması

 Türkiye"deki en büyük ve yaygın meslek örgütlenmesi olan TOBB, Oda ve Borsalarımız, her zaman ülkemizde demokrasiden, meşruiyetten, şeffaflıktan, demokrasi kültürünün gelişmesi ve yerleşmesinden yana olmuştur.

Birliğimiz çatısı altında yer alan ve iş dünyamızın 120 bini aşan seçkin üyesinin hakkıyla temsil edildiği Ankara Ticaret Odası"nın Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Sinan Aygün de, bu camianın saygın bir parçasıdır. Sayın Aygün"ün meşruiyet dışı herhangi bir tavır ve davranış içerisine girmeyeceğine olan inancımız tamdır.

Sayın Aygün"ün meşruiyet dışı herhangi bir tavır ve davranış içerisine girmeyeceğini biliyoruz. Sayın Aygün davet edilseydi, adalete yardımcı olmak için ifade vermeye gitmeyecek miydi?

Hukukun üstünlüğü ve demokrasinin gereği, insanların ifadesine başvurmanın kamuoyu vicdanına uygun yöntemleri vardır.

Bu süreçte insanlara reva görülen muamelenin evrensel hukuk ilkeleri ile doğrudan bağdaşması gerekir.

Türkiye bir hukuk devletidir, hukukun üstünlüğüne, Türk yargısına olan inancımız tamdır. Yargı süreci şeffaf ve açık olmalıdır. Zira süreç şeffaf olmadığında şahısların ve toplumun her kesiminin mağdur olması kaçınılmazdır.

Sayın Sinan Aygün"ün tabi tutulduğu muamele, geleceğe matuf kaygı ve endişelerimizi artırmaktadır. Akşam yatağa yatarken sabah nasıl bir Türkiye ile karşılaşacağımız endişesi içinde olmak istemiyoruz.

Unutmayalım ki; yaşadığımız bu ortam, toplumsal kutuplaşmayı daha da derinleştirmekte, iktisadı hayatı olumsuz etkilemektedir.

Bu gerçeği ve yol açtığı toplumsal huzursuzlukları göz önüne alarak, uzayan bu soruşturmasının artık bir an önce sonuçlandırılmasını bekliyor ve Türk Adaletine olan inancımızı bir kez daha vurgulamak istiyoruz.


 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.